Ödüllü tez tesis oldu şimdi para basıyor

Güncelleme Tarihi:

Ödüllü tez tesis oldu şimdi para basıyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2008 00:00

Güneş Enerjisi Enstitüsü'nün hayvansal atıklardan biogaz üretim projesi Aydın'da hayata geçirildi. Günde 1500 kg hayvan atığının işlendiği tesiste, 60 m3 gazdan 100 kilowatsaat elektrik elde edilmeye başlandı.

EGE Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü Profesörü Dr. Günnur Koçar'ın danışmanlığında Dr. Ahmet Eryaşar'ın hazırladığı "Kırsal Kesime Yönelik Biyogaz Sistemi" isimli doktora tezi, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı'ndan ödül alırken sistem hayata geçirildi ve elektrik üretti. Türkiye'de kırsal kesimde kalkınmayı başlatacak projeler arasında gösterilen ve tamamen yerli mamullerle kurulan biyogaz tesisinde günlük 1500 kg hayvan atığı işlenirken, üretilen 60 m3 gazdan günlük olarak yaklaşık 100 kilowatsaat elektrik elde edilmeye başlandı.

Çiftlikler santral olacak Üniversite ile ÖR-KOOP arasındaki protokol dahilinde, Mavigök Veterinerlik Ltd. Şti.’nin katkılarıyla, Aydın'ın Kuyucak İlçesi’ne bağlı Pamukören Beldesi’ndeki Ülkü çiftliğinde kurulan tesisin 70 büyükbaş hayvan atıklarına göre tasarlandığını ve 100 bin YTL'ye mal olduğunu belirten Dr. Eryaşar, "Yurtdışındaki firmalar aynı tesis için 350 bin YTL’nin üzerinde teklif veriyorlar. Tesis çok verimli çalışıyor. Bu nedenle kapasite artırımı istediler" dedi.

Çevreyi kirlilikten koruyor Kırsal kesimde büyük bir problem olan hayvan atıklarının, karbondioksitten 21 kat daha fazla küresel ısınmaya neden olan metan saldığını belirten Dr. Eryaşar, biyogaz tesisiyle elde edilen gazların ısıtma-soğutma ve elektrik üretiminde kullanıldığını söyledi. Dr. Eryaşar, pilot uygulamalarda çıkan atıkların tarımda gübre olarak kullanıldığında üretimi artırdığının kanıtlandığını da vurguladı.

Atıklar birinci sınıf organik gübre oluyor

AYDIN’daki Ülkü çiftliğinde kurulan biyogaz tesisinde çıkan atıkların birinci sınıf organik gübre olduğu belirtildi. Normalde hayvan atıklarının gübre olarak kullanılabilmesi için yaklaşık altı ay bekletilmesi gerektiğini bu neden büyük bir çevre kirliliğine ve sağlık sorunlarına neden olduğunu belirten Prof. Dr. Günnur Koçar, "Bu tesis sayesinde işlenen atıklar bekletilmeden kullanılabiliyor. İşlenen atıkta koku ve sinek problemi ortadan kalktığı gibi, elde edilen fermente atık bitkilerin kullanabileceği formda yüksek azot içeriği ile tarımsal üretimde ticari gübrenin kullanımını azaltıyor" dedi.

Kendi enerjini kendin üret

Güneş Enerjisi Enstitüsü'nde geliştirilen biyogaz tesisinin hayvancılık yapılan her yerde enerji problemini çözeceği belirtildi. Sistemin yeni olmadığını ama yıllardır yapılan çalışmalarla çok geliştirilip verimliliğinin artırıldığını söyleyen Prof. Dr. Günnur Koçar, "İzmir'deki pilot tesisten sonra Aydın'da faaliyete geçen daha büyük ölçekli biyogaz üretim istasyonu bizleri büyük bir motivasyon oldu. Tesislerin Türkiye'nin her yerinde kurulup işletilebileceği ispatlandı" dedi.

Sistemin verimliliği

BİYOGAZ üretim tesisiyle çevre kirliliği de önleniyor. Sinek oluşumunu engelleyen proje çiftliklerde etrafa yayılan kötü kokuyu da yok ediyor. Sadece 5-6 büyükbaş hayvanın atığıyla yılda 101 adet 12 kilogramlık LPG tüpüne eşit biyogaz üretilebiliyor. Pamukören'de 70 büyükbaş hayvan atığı için kurulan ve 100 bin YTL'ye mal olan tesiste çiftliğin içsel enerji ihtiyacı karşılandıktan sonra yılda 18.500 m3 biyogaz üretilecek. Atık olarak yılda 55 ton organik gübre çıkacak. Gübrenin şu anki fiyatlarla yıllık getirisi 35000 YTL olurken, biyogazın getirisi de 34000 YTL civarında olacak.

Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü'nde geliştirilen ve Aydın Pamukören'de işletmeye alınan biyogaz tesisinin açılışını Prof. Dr. Günnur Koçar yaptı.

Orman yangınlarına dikkat

İzmir Orman Bölge Müdürlüğü, orman yangınlarının önlenmesi amacıyla ağaçlık alanlardan geçen yollara dev uyarı levhaları yaptırıyor.

Ormanların insanlığa verdiği sayısız faydanın ve orman yangınları neticesinde kaybedilen değerlerin işlendiği levhalar halkın ilgisini çekiyor.

İnsanlar yok ediyor İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’nün 60 Bin YTL. harcayarak yaptırdığı orman resimlerinin yer aldığı 250 adet uyarı levhası İzmir ve Manisa’nın ormanlarını bölen karayollarını adeta süslüyor. Orman yangınlarına karşı halkı bilinçlendirmek adına teşkilatça her türlü organizasyonun yapıldığını belirten İzmir Orman Bölge Müdürü İbrahim Çiftçi, "Orman yangınlarını çıkaran en büyük etkenin insan olduğunu her konuşmamda ifade ediyorum. Öyle ki insanları ormandan çıkarsak, yıldırım gibi doğal nedenlerle oluşan yangınların (yüzde 5-6) dışında ormanda yangından söz bile etmeyeceğiz" dedi.

Sponsor aranıyor İzmir’i Manisa’ya ve diğer illere bağlayan önemli yollar ile piknik alanlarına, üzerinde yangın konusunda uyarıcı yazılar bulunan bez pankart, afiş veya levha asılması için sponsor firmalardan yardım beklendiğini söyleyen Çiftçi, bu yolla; özellikle araçlarıyla seyir halindeki vatandaşların yanar vaziyette sigara atmalarından kaynaklanan yangınların önüne geçmeyi hedeflediklerini belirtti.

Eğitim çalışması

İzmir Orman Bölge Müdürü İbrahim Çiftçi, orman yangınlarının yüzde 98’inin insan kaynaklı olduğunu belirtti. Geçen yıl çıkan yangınların yüzde 79’unun dikkatsizlik ve ihmalden kaynaklandığını söyleyen Çiftçi, "Yangınlarını önlemede en etkin yöntemin eğitim olduğunu düşünerek askeri birliklerde, köylerde, okullarda eğitimler veriyoruz. Bunun yanında sayısız afiş ve broşür dağıtıyoruz" dedi.

Ormanların kamunun ortak malı olduğunu artık halkın bilmesi ve sahiplenmesi gerektiğini belirten İzmir Orman Bölge Müdürü İbrahim Çiftçi, "Dikkatsizlik ve ihmalden kaynaklanan yangınları yüzde 20’lere çekmeliyiz. Dev tabelaların uyarıcı olacağına inanıyoruz" dedi.

Topraklarımızı

fidan dikip

koruyalım

ÇANAKKALE Gelibolu Yarımadası'na 2006 yılından bu yana geziler düzenleyen ve 3 yılda toplam 60 bin kişiyi getiren İstanbul Küçükçekmece Belediyesi, son gezisinde 100 fıstık çamı fidanı dikerek, "Mehmedim'e Selam Hatıra Ormanı" oluşturdu. Fidan dikme töreninde konuşan Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay, "Çanakkale bir milletin yeniden varoluş, ayağa kalkışının adıdır. Şehitlerimizin kanlarıyla sulanarak bizlere ve bizden sonraki nesillere aktarılmak üzere emanet edilen bu topraklar bugün bir başka düşman, erozyonla yok olmaktadır. Her yıl Kıbrıs büyüklüğündeki topraklarımız göz göre göre yok oluyor. Dolayısıyla topraklarımızı ağaçlandırarak sahip çıkmalıyız" diye konuştu.

Öğrenciler Yeşil

Bayrak'a aday

İzmir Yöneliş Koleji, enerjiye sahip çıkma ve enerji konusunda toplumu, bilgilendirme, aydınlatma ve bilinçlendirme kampanyası başlattı. Kampanya kapsamında enerji konulu bir çalışma projesi hazırladıklarını ifade eden okul müdür yardımcısı Aysel Altınok, doğaya, çevreye duyarlılıkları ve bu doğrultuda yaptıkları çalışmalar nedeniyle, daha önce okullarının iki kez Yeşil Bayrak almaya hak kazandığını vurguladı.

Hazırladıkları ve yaşama geçirdikleri Enerji Tasarrufu konulu projeyle bir kez daha Yeşil Bayrak almaya aday olduklarını belirten Altınok, "Bu konuda resim, şiir, kompozisyon yarışmaları ve forum gerçekleştirdik. Tuvaletlerdeki sifonların içine pet şişe koyarak su tasarrufu sağladık. Dünya su gününü, dramayla kutladık" dedi.

Belediye ekipleri

savurganlık yapıyor

İzmir'i yeşillendirmek için çalışma yapan Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri renkli görüntüler oluşturmak için uğraş verirken bitkilerin sulanmasında savurganlık yapıldığı belirtiliyor. Kaynak yetersizliğinden tasarruf seferberliğinin başlatıldığı şehirde cadde ortalarındaki çiçeklerin hortumla sulanmasına ve suların yollara taşmasına isyan eden İzmirliler, "Önce belediye örnek olmalı. Buralara daha az su isteyen bitkiler dikilebilir veya damlama sistemi kurulabilir" diye tepkilerini dile getirdi.

Sabırla koruk helva olmuyor anne

Ayşe Irmak benim annem.

Ödemiş Mescitli Köyü’nün iyiliksever Nimet Abla’sı.

Gururla yaşamış ve kimseyi kırmamış Hacılar Ailesi'nin tek gelini.

Öfke seline kapıldığımda başımı okşayan, beni bağrına basıp sakinleştiren sığınağım.

Sabırla koruğun helva olacağını bana inandıran ve yıllarca o öğüdü tutmamı sağlayan, ağaç kesmenin baş kesmek kadar kötü bir şey olduğunu, ağaçların her yıl bize hediyeler verdiğini belleten ve dağa taşa fidan dikmemizi öğütleyen bilge kişi.

Azimle çalışılınca her işin başarılacağını, tatlı dille kötülerin bile utandırılacağını söyleyen, 11 yaşına kadar beni büyüten sonra da uğursuz bir 27 Mayıs günü 37 yaşında meleklere karışıp giden yüreğimin sızısı.

Sen ışıklar içinde uyu mekanın cennet olsun.

Ama beni affet be anne...

Ben ilkelerimi bozacağım.

Her yer kötülerle kuşatıldı.

İyilerin önüne, sevgi filizleri kurumuş, koca kütükleri koydular.

Tanrı'nın özene bezene yarattığı bu cennet yurdumun içini oymaya başladılar. Balık baronları güzelim koylarımızı, altın avcıları topraklarımızı, ulu ağaçlarımızı yok ediyor bir bir. Gözlerini para ve iktidar hırsı bürümüş bazı kişiler, insan hakkı, hayvan hakkı demeden ve hiçbir kural tanımadan keskin dişli çarklarıyla önüne çıkan her şeyi öğütüyor.

"Doğa intikamını bir gün mutlaka alır" atasözümüz var ya anne. Onu bile dinlemiyorlar. Bostan tarlalarına apartmanlar yaptılar. 'Kara Bağlar'ın olduğu yerlere, nar ağaçlarının bulunduğu bahçelere bina diktiler. İzmir'de cumbalı evler şimdi kartpostallarda kaldı. Tüm güzellikleri kişisel menfaatler için yakıp yıkıyorlar. Zehirli sularını derelere, tehlikeli atıklarını ormanlara atıyorlar. Yazıp çizilenlere aldıran yok. Bunlarla baş edemiyorum. Her şeyin düzelmesini de boşuna bekliyorum.

Sabırla koruk helva olmuyor anne...

Yemyeşil vadide kurulu şimdiki üniversite demek olan medreselerin bulunduğu Birgi’yi düşman işgalinden kurtarıp Aydın Oğulları'nın başkenti yapmış Mehmet Bey duysa bunları kılıçtan geçirir anne.

Şimdi bana diyeceksin, "Gün doğmadan daha neler doğar" diye.

"Bekleyecek zaman yok, çevre düşmanları işbaşında heryeri tahrip ediyor be anne"

NOT: Önümüzdeki pazar anneler günü. Çevresine saygılı evlatlar yetiştiren tüm annelerin ellerinden öperim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!