Mrs.Gourme: Pasha’da yemek keyfi

Güncelleme Tarihi:

Mrs.Gourme: Pasha’da yemek keyfi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2001 00:00


Haberin Devamı

ÖYLE günler oluyor ki, işsizlikten sıkılanlara özeniyorum. Koşuşturma sabahın erken saatlerinde başlıyor ve gece yarısına kadar sürüyor. Fena mı oluyor? Hayır... Dolu dolu yaşamanın zevkine varıyorsunuz.

SÖZÜ uzatmayalım... Yine böyle çok yoğun bir gün. İşten işe koşuyoruz, 12.30’da Cumhuriyet Meydanı’nda olmamız gerekiyor. Park yeri arayıp zaman kaybetmemek için otomobilimizi Hilton Oteli’nin otoparkına bırakıyoruz. Bir önceki işimiz planladığımızdan kısa sürdü, trafiğe takılmadık ve saat 11.40’da Hilton’un asansöründen indik. Arkadaşlarımla kısa bir değerlendirme yapıyoruz. Öğle yemeği için erken, ancak şimdi yemezsek bir daha fırsatımız olmayacak. Sabah erken kahvaltı ettik ve acıktık. Oy birliği ile yemek yeme kararı veriyoruz. Vakit nakittir deyip, otelin alışveriş merkezindeki Pasha’da karar kılıyoruz.

PASHA, alışveriş merkezinden tahta pergolelerle ayrılmış. Birkaç basamak merdiveni iniyoruz. Etrafta kimseler yok. ‘‘Eyvah, öğle servisi başlamamış’’ korkuları yaşarken bir servis elemanı beliriyor ve servisin başladığını müjdeliyor. Zaman kaybetmemek için mönüye de bakmıyoruz ve tabldot istiyoruz.

ISPANAK çorbası, Meksika usulü tavuk ve keşkül var. 3 milyon liralık yemek bedeline bir meşrubat da dahil. Salata yemezsem doyduğumu anlamadığım için bir de yeşil salata söylüyoruz. Şansımıza salata domates dilimleriyle süslenmiş halde geliyor. Çünkü aramızdan biri asla yeşillik yemiyor. Güçlü arkadaşlık bağlarımız galip geliyor ve domatesleri ona ayırıp, kocaman bir tabak marul salatasını ikimiz bölüşüyoruz. Hiç ıspanak sevmeyenimiz bile çorbaya bayılıyor. İnce ince kıyılmış ve hafifçe sote edilmiş ıspanak yapraklarıyla yapılmış kremalı çorba, içimizi ısıtıyor. Çok beklemeden Meksika usulü tavuğumuz da geliyor.

HAFİF acılı sosla sote edilmiş beyaz et, kırmızı Meksika fasulyesi ile lezzetlendirilmiş. Haşlanmış sebze ve kavrulmuş patatesle servis ediliyor. Yemeğimizi hızla yiyoruz. Gerçi bunu hiç kimseye önermiyorum. Hem ne yediğinizi anlamıyorsunuz, hem de yemeğin lezzetini tam olarak alamıyorsunuz. Ama bu telaş içinde bile sos biraz daha koyu olsa yemeğin daha lezzetli olacağını düşünecek fırsatım oluyor.

BU arada saat 12.20 olmuş. Hesabı istiyoruz. Garsonumuz çok anlayışlı, hızla hesabı getiriyor. Ödeyip çıkıyoruz. Çıkarken servis masasında sıralarını bekleyen, ayaklı tatlı tabaklarına konmuş, zevkle süslenmiş keşküllere gözümüz takılıyor. Ben nasıl olsa tatlı sevmem diye kendimi avutuyorum, ama iki arkadaşım gerçek bir fedakarlık örneği verip tatlılarını arkada bırakıyorlar. Eee, ne de olsa görev kutsaldır, bazen parasını ödediğin tatlıyı bile yiyemeyebilirsin.

TELEFON : 441 11 06

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!