Manisa Barosu'ndan keyifli konser

Manisa Barosu’na bağlı avukatlardan oluşan koro, grup ve solo olarak türkülerini Büyükşehir Belediyesi Kültür Sitesi Lale Salonu’nda seslendirdi. Her biri birbirinden güzel türküleri seslendiren avukatlar, salondakilere duygu ve neşeyi bir anda yaşattı.

Programın açılış konuşmasını yapan Baro Kültür ve Sanat Komisyonu Başkanı Seracettin Gülten, "Türküler bizim kültürümüzdür. Biz Shakespeare, Mozart’ı, Beethoven’ı biliriz. Çocuklarımıza ilkokul çağında bunları öğretiriz. Ama onlar bizim Yunus Emre’mizi, Aşık Veysel’imizi bilmezler. Neşet Ertaş’ımızı bilmezler. Bizim de bu mükemmel insanların kıymetini anlayabildiğimiz pek söylenemez ki. Neşet Ertaş yoksulluk içinde öldü. Yine Kazancı Bedih, tek başına yaşadığı evde katalitik sobadan zehirlenerek öldü. Biz kendi kültürümüzü yaşatmak zorundayız. Kültürümüzü yaşatan insanları da yaşatmak zorundayız. Sanattan ve sanatçıdan zarar gelmez. Sanatçısına ve sanatına sahip çıkan toplumlar ilelebet yaşar. Sanatçılar öyle insanlardır ki; sanatlarıyla topluma ve barışa hizmet ederler. Neşet Ertaş’ın mezar taşında şu yazıyor; ’sakın ha insanoğlu incitme canı. Her can bir kalptir, incitme canı incitme’ Öldükten sonra bile toplumun barışı ve huzuru için bunu yazan bir hassasiyet var sanatçılarda. Çocuklarımızın elinde silah olmasın, bir elinde saz diğer elinde kalem olsun istiyoruz. Çok şey istemiyoruz. Toplumun barışını ve huzurunu istiyoruz. Bunun için bugün size türkülerle seslenmek istiyoruz" dedi.

BARO BAŞKANI ARSLAN: "BİR ŞEYLERİ KONUŞMANIN ZAMANI"

Baro Başkanı Ali Arslan da yaptığı konuşmada, "Manisa Barosu olarak toplumun her türlü faaliyetinde yer almasını istiyoruz. Soma faciasın davasında 120 arkadaşımız bu davayı takip ediyor. Yine 15 işçimizin öldüğü Çökelek Davası’nda 15 avukat arkadaşımız davayı takip ediyor. Yine Manisa Barosu olarak toplumun ihtiyacı olan her yerde yer almaya çalışıyoruz. Türkiye’de bir şeyleri konuşmanın zamanı. Nikahlarda ’sözü olan söylesin, yoksa hayatı boyunca sussun’ denir. Türkiye’de sözü olanın söyleme zamanı. Bugün sözü olan söylemek zorunda. Yarın çok geç olacak. Yarınlarda söylemek istediklerinizi söyleyemez durumda olabilirsiniz. Onun için toplum hareketli ve duyarlı olmak zorunda. Önümüzdeki süreçte demokrasi ve parlamenter rejimin sağlıklı işlediği bir Türkiye için biz avukatlar olarak çalışmaya devam edeceğiz. Eğer demokrasi yoksa, avukatlık diye bir şey olmaz. Hakimlik, savcılık, hak arama ve hakkaniyet diye bir şey olmaz. Onun için demokrasinin korunması için herkesi bir şeyler söylemeye davet ediyoruz" dedi.