Gerçi başlangıçta keyfimiz kaçtı. Neden mi? Deniz otobüsü Üçkuyular’dan kalkıyor. Ve iskelenin perişan halini zorunlu görüyorsunuz. Turnikeler, gişeler kaldırılmış. Saydım, biz otobüse doğru giderken, yatan üç köpek vardı. Kıyıda bir-iki, oltalarıyla
balık avlayan meraklı. Ve deniz otobüsünün kaptanıyla bir personeli.*İskele İzmir’in göbeğinde, adı da ’Mehmet Köstepen’ olunca burukluk artıyor. Ulaştırma Bakanlığı dönemindeki hizmetleri için merhumun adının Ahmet Piriştina’nın girişimiyle iskeleye verildiği hatırlanınca da insanın burnu sızlıyor ister, istemez. Haa, iskele bu perişanlıktan nasıl kurtarılır ve işe yarar hale getirilir? Buna da kafa patlatmak gerek.*Deniz otobüsü bizi tam 1.5 saatte Karaburun’a ulaştırdı. Her şey iyiydi, gazete servisi bile vardı. Ama yalnızca sekiz yolcuyla onca yolu gidince, Karaburun’a deniz seferlerinin daha mı çok duyurulması gerekiyordu diye düşündüm. İskeleden Bodrum Koyu’ndaki pansiyonumuza ulaştık. Daha doğrusu Ergin Pansiyon’un servisiyle ulaştırıldık.*Deniz kıyısındaki pansiyonu Ergin Ayvaz işletiyor. Ayvaz, Karaburun Belediye Meclisi’nin de üyesi. Politikayla turizmcilik, birlikte gidiyor. Bu arada, Karaburun’a başta Almanlar olmak üzere, yabancılar büyük ilgi gösteriyor, çeşitli etkinliklere geliyor. Pansiyonun, Ayvaz’ın annesi Semra Hanım’ın yönetimindeki, mutfağı da ünlü. Enginar, kabak çiçeği dolması ve taze deniz balıkları en büyük kanıt.*Çeşitli etkinlikler, şenlikler düzenlenen Karaburun 7-9 Eylül’de bir kongreye ev sahipliği yapacak. Karaburun Bilim Kongresi’ne. Belediye, halk eğitim merkezi ve Öğretmenevi’ndeki kongre oturumlarında onlarca bilim insanı çeşitli konuları tartışacak. Kongreyle ilgili olarak www.kongrekaraburun.org adresli web sitesiyle (0232) 425 26 70 numaralı telefondan ayrıntılı bilgi alınabilecek.
