ÖZİLLİKLE Asya ve Afrika’dan Avrupa’ya göçün kilit noktasında olan Türkiye’nin Ege sahilleri mülteci akınına uğrarken denizde yaşanan facialar da bu akını durduramadı. Daha iyi bir hayat için umut yolculuğuna çıkan mültecilerin bazıları hedefine ulaşırken büyük bölümü de Ege Denizi’nde boğuluyor, emniyet kuvvetlerince yakalanıp sınırdışı ediliyor.
SONDURAKBASMANEKaçakların İzmir’deki son durağı ise Basmane Semti’ndeki ucuz otellerle harabe evler oldu. Emniyet tarafından üç aylığına sınırdışı edilene kadar geçici ikametgah verilip kalmaları yasal hale getirilen kaçakların, buradaki yeni yaşam ortamları da ülkelerindekini aratmıyor. Biraz parası olanlar günlüğü 7 dolardan başlamak üzere çoluk, çocuk ucuz otellere doluşurken parasa olmayanlar ise harabe şeklindeki evlerde aç susuz, sınırdışı edilmeden önce umut yolculuğuna çıkma hayaliyle yaşıyor. Sayılarının bini bulduğu belirtilen, şiddetle
yemek, sağlık, barınma, giysi, para ve eğitim yardımı bekleyen mültecileri devlet de görmezlikten geliyor. Kendi ülkeleri arasında savaş olmasına rağmen yeni barınma yerlerinde barış içinde yaşayan mülteciler, "İzmir bize sahip çıksın.
İLGİSİZLİKVARHem kendimiz hem de çocuklarımızın geleceği için endişe ediyoruz. Irkımız Afrikalı olabilir. Türk vatandaşlığına geçmeye hazırız" diyerek kendilerine el uzatılmasını bekliyor. İnsanlık dramına kayıtsız kalamayan İzmir’deki bazı sivil toplum örgütleri bu büyük acıya derman olamadı. Türkiye Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Mete Üstünbeyi, "Basmane, birçok uygarlığın gelip gittiği bir yer. Ciddi ilgisizlik var. Din, dil, ırk yapımı yapılmadan insan olarak herkesin tüm kurumların yardım etmesi gerekir" dedi.
