Egenomi

Yüce’nin beklenen istifası

UĞUR Yüce'yi İzmir'de tanımayan yoktur. Türk Bilgisayar Derneği, Türk Teknoloji Geliştirme Vakfı ve ÜSİGEM'i kuran, Sanayi Odası Başkanlığı yapan, halen Türk-Fransız İşadamları Konseyi, Ege Ekonomisini Geliştirme Vakfı, EBKA Kalkınma Ajansı ve Petkim Yönetim Kurulu başkanlıklarını yürütüp, Tel Aviv Üniversitesi Süleyman Demirel Türkiye Araştırmaları Enstitüsü'nün yönetiminde yeralan, Fransız Legion d'Honneur ve Officier nişanlarına sahip İsviçre'nin İzmir Fahri Konsolosu Uğur Yüce, geçen hafta dokuz aydır taktığı İZFAŞ Murahhas Azalığı şapkasını çıkardı. İstifa kamuoyunda şaşkınlık yarattı ama Yüce'yi gerçekten tanıyanlar için sürpriz olmadı.

NEDİR Yüce'yi İZFAŞ'tan vazgeçiren. Bu konuda son derece ketum. ‘‘Plan projeler hazır. Benim görevim bitti'' demekle yetiniyor. Ancak onun çalışma yöntemini ve ele aldığı işteki kararlılığını bilenler için gerekçe inandırıcı değil.

ROTAYI ÇİZMİŞTİ

YÜCE'yle çeşitli kurumları temsilen uzun yıllar yönetiminde bulunduğu İZFAŞ'ın başına geldiği ilk günlerde konuşmuştuk. Fuarla dopdoluydu, rotasını 2002 yılına çevirmiş, birbiri ardına projeler üretmeye başlamıştı. On yıl önce ulusal yarışmayla seçilmiş projeyi yeni yüzyılın ikinci yılında uygulamaya koymak için start veren Yüce, fuarcılığın gümrük alanına geçirileceği, Kültürpark'ın gerçek anlamda Kültürpark olarak kullanılacağı, herkesin zevkine seslenen olayların yılın on günü yerine farklı zamanlara yayılacağı, ayrı kesimlere ve zevkler için organizasyonların düzenleneceği proje için heyecanlıydı. Müşteri gruplarına göre etkinlikler belirlenecek. Yani yılın 365 günü döve döve kullanılacak. Belediye 2000'lerde çok yönlü hizmet veren bir fuar alanı yaratacak, sonra odalara, ‘‘İşin ticari yönünü lütfen yapın'' diyecek. Kültürpark'a gelince estetik olan Pakistan Pavyonu, iki müze ve nikah dairesi dışında kalan tüm binalar yıkılıp, 30 bin kişinin birbirini ezmeden konser izleyebileceği alan yaratılacak.

PROJELER KAĞITTA KALDI

PROJENİN devamında alyans fuarcılığı vardı. Hedef alıcı ile satıcıyı buluşturmak. Nasıl buluşacak? Sanal ortamlarda gir www, karşına gelecek. Gez içinde. Ne gördün. A firması. Bilgisayar kullanmıyor musun. Broşür yolla. O da olmadı, 100 hostes yerine 100 anketör al, kapı kapı gezip anlatsın. Fuar alanında herkesin küçük birer enformasyon bürosu ve 20-30 kabin var. Bir yıl önceden bilgisayar ortamında bunlar düzenlenmiş. Herkes biliyor, saat kaçta kiminle buluşacağını. Evet, dünya buraya gidiyor. İEF'nin de yolu buydu Yüce'ye göre. İEF kapandığı gün de bu hedeflere ulaşmak için kollar sıvandı.

ANCAK, Yüce sürpriz bir kararla istifa etti. Proje yıllar önce hazırlanmış. Parasını da KOSGEB ve TOBB vereceğini taahhüt ediyor. SİT Kurulu yapılaşmayı yüzde 30'dan yüzde 25'e düşürmüş. Yağ, un, şeker hepsi var yani. Ama helva bir türlü yapılamıyor. Bırakın büyük projeleri, Kültürpark'ta insanların bakmaya bile utandığı havuzlar bile temizlenemedi. Yüce'nin istifasının altında yatan nedenleri anlamak için kahin olmaya gerek yok, apaçık ortada. Büyükşehir ilk ciddi bürokratını yitirdi. İşadamları ‘‘Kaybedenler üzülmeli'' diyor.

Ayakkabıcıdan iki ses geldi

AYAKKABICILARIN EGS örneğinde olduğu gibi birleşerek, tek elden ihracatı zorlayacaklarını anlatırken, sektörün en az ihracat kadar önemli oalan bir sorununu dile getirmiştik. Yüzlerce imalathanenin kayıt dışı çalışması. Ayakkabıcılar Odası Başkanı Tahsin Güzel hassasiyet gösterdi. 12 bin 5 üyeleri olduğunu, yaptıkları denetimlerde kayıtsız çalışan 110 imalathane tespit ettiklerini söyledi. ‘‘Maliyeye kayıtları olmayan, ustalık belgeleri bulunmayan bu tür imalathanelerin peşindeyiz. Haksız rekabet yaratarak kazanç sağlıyorlar. Bu ülke kimsenin babasının çiftliği değil'' diyen Güzel, yine de alınganlığını ortaya koyuyor. ‘‘Yüzlerce'' sözcüğüne takılmış. ‘‘Kayıt dışında o kadar imalathane yoktur. Ben değil, üyelerim alınganlık gösteriyor'' diyor. Odaya üye olan firma zaten kayıtlı, faturalı, vergili çalışıyor demektir. Kayıtlı firmanın, kayıtsızlardan dem vurunca neden alınganlık gösterdiğini pek anlayamadım.

SCS'DEN CEVAP

Anlayamadığım bir konu daha var. Geçen haftaki köşede sektörün çok ortaklı bir şirket kurma yolundaki girişimlerini anlatırken, arşivden çıkarılmış herhangi bir ayakkabı fotoğrafı kullandık. SCS firmasının ürünüymüş. Firma yetkilileri aradı ve söz konusu güçbirliğinin içinde kendilerinin yer almadığını söyledi, ‘‘Biz kendimiz bu işi yapabiliyoruz'' dedi. Söz konusu ayakkabının fotoğrafının kullanılması tamamen tesadüftür. Duyurulur.

Eğitime de zarar

KURBAN Bayramı'na bir hafta kaldı, ama garip bir şekilde birleştirilerek bayram tatilinin dokuz güne çıkarılmasına tepkiler dinmedi. Hemen her gün bir kurum veya kuruluştan böylesine gereksiz uzatılan bir tatilin ülke ekonomisine vereceği çok yönlü zararları anlatan fakslar alıyoruz. Bayram tatilini sadece bayram günlerinde uygulayacağını, ekstra tatil yapmayacaklarını belirten İzmir Ticaret Borsası Başkanı Hasan

Özmen ise olaya farklı bir açıdan yaklaşıyor. ‘‘Olayın ekonomik kaybının yanı sıra bir de eğitim yönü var'' diyen Özmen, okulların kapalı olduğu gün sayısının açık günlerden fazla çıkan bir başka ülke olmadığını vurguluyor. Eğitim süremizin yarım günle sınırlı olmasının yarattığı dezavantaj yetmiyormuş gibi, bir de tatilleri uzatmak için çabalıyoruz. Özmen'e göre bunun bir tek açıklaması var; ‘‘Görünen o ki, eğitimin ne derece ciddi iş olduğunu henüz kavrayamamışız.''

GÜNÜN SÖZÜ GERÇEKLER MAZERETLER VE BAHANELERLE GİZLENEMEZ. GİZLEMENİN GİZLEYENLERE BİLE FAYDASI OLMAZ