Büyükşehir davasında 7. gün

Güncelleme Tarihi:

Büyükşehir davasında 7. gün
Oluşturulma Tarihi: Nisan 11, 2012 13:53

Bugünkü oturumda tutuksuz sanıkların savunmaları alınmaya devam ediliyor.

Haberin Devamı

Geçen yıl Mayıs ve Kasım aylarında polisin gerçekleştirdiği operasyonlarla ilgili, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun aralarında bulunduğu 2'si aranan, 2'si başka suçtan tutuklu olmak üzere toplam 22'si tutuklu 130 sanığın yargılandığı davanın yedinci günkü oturumu, bugün, saat 09.30 itibariyle, İzmir Özel Yetkili 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başladı. Başkan Aziz Kocaoğlu, her gün olduğu gibi yine adliyeye gelip duruşma salonundaki yerini aldı. Yedinci günün sabahki oturumuna, tutuklu sanıklar ile aralarında Başkan Kocaoğlu'nun da bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar, avukatlar ve sanık yakınları katıldı. Başkan Kocaoğlu, adliyeye girişi sırasında vatandaşlar tarafından alkışlarla karşılandı.
Duruşma salonunda, her oturumda olduğu gibi tutuklular ile yakınları bir süre özlem giderdi, bazı CHP milletvekilleri de hazır bulundu. İlk olarak savunması dinlenen tutuksuz sanık Erol Aydın, “Hiç kimseye ihale satma gibi bir eylemde bulunmadım. Aramızda kimseyle bu konuda tartışma geçmedi. Sadece evraklar üzerinde bunların başka bir ihaleye girdiğini gördüm” dedi. Asuman Gökkaya da, “Hakkımdaki tüm iddialar gerçeğe aykırıdır. Bu suçlamaları reddediyorum. Balkan Halk Dans Festivalleriyle ilgili suçlandım. Belediyede sanat operatörlüğünü yürütüyorum. Gösterinin yapılacağı alanlar ve diğer materyallerle ilgileniyorum. İhale öncesi ve sonrası benim alanım dışındadır. Benim hiçbir firma yetkilisiyle görüşmem olmamıştır. Bununla ilgili bir TAPE kaydı da yoktur” dedi. Fasıllarla ilgili talimat doğrultusunda firma yetkilisiyle görüştüğünü dile getiren Gökkaya, “Konserin gerçekleştirilmesi kararını vermem mümkün değil. Memur olmadığım için ihaleye girmem de söz konusu değil. Amirlerimin verdiği görevleri yerine getiririm. Konser yerine yapılan fasılın üçüncüsünde, sehven firma tarafından yapılmayan ancak yapılmış gibi gösterilen işler, beşinci de yapıldı. İdare, bunu ödemeden düştü. Zaten kamu zararı da bulunmamaktadır” diye konuştu.

Haberin Devamı

"Teknik şartname gizli değildir"
Balkan Halk Dansları Festivali ihalesine fesat karıştırdığı ileri sürülen, Kültür Sanat Şube Müdürlüğü çalışanı Tülay Tümay ise, “Teknik şartname yapılmıştır. Bunun da gizliliği yoktur. Teknik şartnameyi hazırlayıp gönderdim. Yaklaşık maliyetin hesaplanması için yapılan bir şartnamedir. İdari şartnamenin hazırlanması için verileri içerir. Bunların ihaleden önce öğrenilmesi herhangi bir suç değildir. Ayrıca bir örgüt yoktur, ben kamu kurumunda devlet memuruyum” dedi. Başka bir suçtan tutuklu, dans festivallerinde gizli anlaşma yaptığı ileri sürülen Muzaffer Köse, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Ben Alaattin Eraslan ve Hakan Say'ı yıllardır tanırım. Onlara birçok iş verdim. Daha sonra ayrıldılar, ayrı ayrı iş yapmaya başladılar. Araları o kadar kötü oldu ki. 10 liralık sanatçıyı 30 liraya bitirmeye çalışıyorlardı. Alaattin'in yanında Ata ile karşılaştım. Say ile ilgili sorunlarını anlattı. Ben de küs olmalarının iyi bir şey olmadığını, Say ile görüşebileceğimi söyledim. Amacım onları barıştırmaktı. Bu nedenle Say ile görüştüm. Bana anlaşmasının mümkün olmadığını söyledi. Bu aşamaların hiçbirinde ihaleye girmeleri için teşvik etmedim, aracı olmadım. Say ile Ergin arasındaki konuşma tamamen Say'ın paranoyasıdır. ‘Daha kan dökülmedi’ şeklindeki söylemim, ‘aranızda kan davası mı var ki, görüşmüyorsunuz’ yönündedir” diye konuştu.

Haberin Devamı

"Karşılıklı mutabakat vardır"
Tutuksuz sanıklardan, ESHOT Genel Müdürü Faruk Alçelik ise, “Dost gördüm, düşman gördüm ama örgüt görmedim. Çalışma hayatımda 8 belediye başkanı, 20 daire başkanı gördüm. Durak ihalelerinde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. İhale yapılıp durak yerleri fiilen yapıldıktan sonra yer tesliminin ardından yüklenici firma, iki ay içerisinde durakları yerine koyması gerekiyordu. Koyarken bizim idarenin talebi doğrultusunda yüklenici firma, bir kısım durakların yerlerini değiştirmiştir. Karşılıklı mutabakat vardır” dedi.
ESHOT'ta hukuk müşaviri, tutuksuz sanık avukat Figen Seyis, “Bugüne kadar birçok ihaleye katıldım. Raportörlük yaptım. Bu görevimden dolayı KİK'ten dönen çok az dosyam vardır. Durak ihalesinde komisyon üyesiyim. Teşkilat şemamız vardır. Bu şema doğrultusunda görev yapıyorum. Tüm işlemlerimiz müfettişler tarafından incelenmektedir. Ben suç işlemedim, örgüt üyesi olmak suçlamasını kabul etmiyorum” diye konuştu.

Haberin Devamı

"Sanık sıfatını reddediyorum"
ESHOT Genel Müdür Yardımcısı İsmet Halim Gürsoy ise, “Durak ihalesiyle ilgili suçlanmaktayım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Benden önce açıklama yapanlara katılıyorum. Yasadışı bir işlemimiz olmamıştır. Sanık sıfatını reddediyorum. Şehrimize adaletin gelmesini temenni ediyorum” dedi. “Mal varlığınızda artış oldu mu, yurtdışında hesabınız var mı “ diye sorulan Gürsoy'un, “Mal varlığımda eksilme var” cevabı gülüşmelere neden oldu.

ESHOT Genel Müdür Yardımcısı Tufan Eken de, “İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde yasadışı bir örgüt yoktur. Benim buna üye olmam da olası değildir. Bizler kamunun değerlerini kendi değerlerimizden çok üstte tuttuk. 55 yıldır bu kentte yaşıyorum, Bu kente borçluyum. Görevimi severek yapıyorum. Bu kent bana iş, ekmek ve unvan verdi. Durak ihalelerinde değişiklik yapılmamıştır. Suçsuzum” dedi. ESHOT encümen, Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi Hüseyin Ercan ise, “İhale sürecinde görevim, şartlarına uygun yapılıp yapılmadığına yönelik gözlemci olarak bulunmaktı. Halk tarafından seçilmiş birisiyim. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.

Haberin Devamı

"Mantık hatası var"
Tutuksuz sanıklardan Karşıyaka Kulüp Başkanı ve Karşıyaka Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Çalışkan, “İddianamede, belediye meclisiyle ilgili, ısrarla alınan bir karar ve ona aykırı olduğu iddia ediliyor. Belediye meclisine yazı gider, ona yönelik karar verir. Ama belediye meclisinin yetkisi, bu konuda süre dışında kararı varsa geçersizdir. İddianamenin önemli bir kısmını bunun oluşturması hukuki bir değer taşımaz. İhale öncesinde encümen üyelerinin hiçbir dahli yoktur. İhale bittikten sonra da yoktur. İddianame kendi içerisinde mantık hatası yapıyor. Bu nedenle karşınızdayım. Ben İBB'nin yasal örgütünün üyesi dahi değilim. CHP üyesiyim. Burası da homojen değildir, karşılıklı düşünceler vardır. Bu örgüte üye olmaya herkes güler” dedi. İddianameye göre, “Neden dövizle ihale” şeklinde sorular bulunduğunu söyleyen Çamlışkan gözaltına alındıktan 15 gün sonra Adnan Menderes Havalimanıyla ilgili Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın da katılımıyla döviz değerinde ihale yapıldığını vurguladı, Türkiye'nin her yerinde bu tip uygulamalar olduğuna dikkat çekti.

Haberin Devamı


Şallar, ipek yerine çin malı gelmiş

Tutuksuz sanıklardan Büyükşehir Belediyesi Eski Protokol Müdürü Mehmet Örs, şal alımlarında ihaleye fesat karıştırmadığını belirtti. Örs, “Biz başkanlığa bağlı olarak çalışırız Talebin net olarak nerden geldiğini hatırlamıyorum. Genel Sekreter Pervin Hanım'dan geldi diye bilmiyorum. Bu yazışmaları yaptık. Biz alımlarda yer almadık. Şalları satın alma müdürü kontrol ettikten sonra, malları biz teslim alıyoruz” dedi. Mahkeme başkanı Kargılı, “şallar ipek yerine Çin malı mı gelmiş?” diye sordu. Bunun üzerine Örs, “Ben ürünleri görmedim” dedi.


Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Süleyman Sırrı Aydoğan da, ilk olarak geçen Salı günü kimlik tespiti için buraya geldiğini belirterek, “Salonun girişinde yazan 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi yazısını okudum. Sonra listede tanıdığım kişilerin ismini gördüm. Bunlar son 40 yılın İzmir'e isimlerin yazdırmış ahlak abideleri. Bunların bu listede işi ne diye kendi kendime sordum. Ben bu mahkemelere çok geldim. Adli Tabip olduğumdan rapor yazdım. Yazdığım hiç bir raporum bozulmadı. Raporlarımdan birinde, sanığın biri, idam yerine evine gitti. Şimdi 60 yaşından sonra, burada bulunmak gücüme gidiyor. Bornova'da iki dönem görev yaptım. Milyonlarca liralık ihalelere girdim. Kocaoğlu benim dostum, arkadaşımdır. Onun gibi dürüst bir insanı bulamazsınız. Ben gördüm ki, iddia makamı yasal yollardan kaçmış” dedi.

Aydoğan, “Beni üzen sıkan budur. Bana bugüne kadar kimse adımı sormadı. Bir organizatör gibi burada ifade veriyorum. Başkan ve altındakiler yasa dışı bir iş yapmamıştır. Ben bunu yasal hakkım olarak kullandım. Bizim Umre zamanımız geçti, Hac zamanımızda geçiyor. Ben bu davada neyle suçlanıyorum bilmiyorum” dedi.
Başkan Kocaoğlu, Aydoğan'ın da savunmasını dinledikten sonra adliyeden ayrıldı.

11 aylık zamanımız çalındı
Tutuksuz sanıklardan Yapı Tesisleri Daire Başkanı İbrahim Yetmen, suçlamaları kabul etmeyerek, ihalelerin şartnameye göre ve sözleşme kapsamında yapıldığını belirtti. Başka suçtan tutuklu bulunan Karabağlar Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Hulusi Gülşen de, “Dernekler, hukuki tüzel kişiliği olan bir birimdir. Belediyeye bağlı değildir. Müfettişler, raporlarını teftiş kurulu başkanına verir. Belediye dışında diğer birimlerle yazışma yapabilir. 11 ay önce örgütün kurucusu ve yöneticisi olarak tutuklandım. Bana başka bir örgüt suçu yüklendi. Başka mahkemede yargılanacağım. 11 aylık doluluğum var. Yapılan iş başkanlık makamına imza için gitti. Spor kulübünün bir fotoğrafı çekildi. O fotoğraf yüzünden dava açıldı. Spor kulüplerini il dernekler masası denetler. Başka kişiler tarafından denetlenmez. Denetlenmesi halinde Valilikten izin alınması gerekir. Biz Başkan'a, o anki konunun fotoğrafını yansıtmak istedik. Üst yazıyla sunmuyoruz. Sadece bilgilendirme amacı ile rapor düzenledik. Bu raporu müfettişler ve arkadaşlarımla birlikte düzenledik. Direk başkana bağlıyız. O dönem işleri yoğun olduğundan görüşemedik. 2011 de mülkiye müfettişliğine geri dönmek için bakanlığa yazı yazdım. Raporu dönemin Genel Sekreteri Ersu Hızır'a kapalı zarfla verdim. Bu raporlar, bilgi notudur. Başkan bu raporlara dayanarak soruşturma başlattı. Adı geçen kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Beş yıllık görevim boyunca, Başkan, hiçbir zaman hukuktan ayrılmamamızı istedi. Görevim zamanında imtihanla 17 tane müfettiş aldım. Spor kulübü, dernekler statüsündedir. Teknik anlamda bir teftiş yapmamız mümkün değildir. Örgüt suçlamasını kabul etmiyorum. Bir yıl zamanını kaybetmeyi sınava girecek olan öğrenciye, 9 ayı doğum yapan anneye, 7 ayı doğum yapan prematüre anneye, 1 dakikayı uçak kaçıran birisine, 1 saniyeyi, kaza yapan birisine, 1 saliseyi de altın madalyayı kaçıran atlete sormak lazım. 11 aylık zamanımız çalındı” dedi. Büyükşehir Belediyesi Halkla İlişkiler Koordinatörü Pınar Ağırbaş da, “Şevval Sam'ın konserinin ihalesine fesat karıştırmadım. Yapılan ihalenin sonuçlanması sonrasında konserin düzenlenmesinde ve organizasyonda yer aldım. İhaleye girmedim. Beraatımı istiyorum” diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!