39 balık çiftliği kapatılacak

Güncelleme Tarihi:

39 balık çiftliği kapatılacak
Oluşturulma Tarihi: Şubat 26, 2008 00:00

İzmir'de kirlilik yarattığı gerekçesiyle çevrecilerin büyük tepkisine neden olan balık çiftliklerinin kurulacağı alanlar Çevre ve Orman Bakanlığı bürokratlarının katılımıyla gerçekleşen toplantının ardından belirlendi. Karaburun'da 4, Dikili'de 2, Foça'da 1, Seferihisar'da 1 ve Çeşme-Urla ilçe sınırlarını kapsayan bölgede 1 alanda balık çiftliği kurulabilmesi kararı alındı.

Çevre ve Orman Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde bir haftadır süren çalışmalar sonucunda, mevcut su ürünleri yetiştiriciliği yapılan alanlar ile potansiyel su ürünleri yetiştiriciliği yapılabilecek alanlara ilişkin tartışmalar da yapıldı.

KRİTERLERE UYMAYANLAR

Çeşme Pırıl Hotel'de yapılan final toplantısının sonunda bir basın toplantısı düzenleyen Çevre ve Orman Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdür Vekili Fevzi İşbilir, "Ruhsatlandırılması yapılmış olan toplam 68 işletmeden 26'nın tebliğ kriterlerini sağlamaması, 13'ünün de durum tespit raporlarını hazırlayarak Çevre ve Orman Bakanlığı'na sunmaması nedeniyle kapatma tebligatları yapıldı. Bu işletmelerin uygun alanlara taşınması çalışmaları başlatıldı" dedi.

Çevre ve Orman Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdür Vekili Fevzi İşbilir, 'Denizlerde Balık Çiftliklerinin Kurulamayacağı Hassas Alan Niteliğindeki Kapalı Koy ve Körfez Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Tebliğ'in 24 Ocak 2007 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini hatırlattı. İşbilir, "Tebliğ ile yapılan düzenlemede koy ve körfezlerde faaliyet gösteren kültür balıkçılığı faaliyetlerine ilişkin önemli düzenlemeler getirildi. Bunlardan en önemlisini; çiftliklerin kıyıdan 0,6 deniz mili uzaklıkta olması (yaklaşık 1.100 metre), akıntı hızının 0,1 m/sn ve üstünde olması ve faaliyet alanı derinliğinin 30 metre ve üstünde olması kriterleri oluşturdu. Bu çerçevede önerilen alanlar denizden tekne ile dolaşılarak ve alanlara ilişkin haritalar üzerinde değerlendirmeler yapılarak tespit edildi" dedi.

Urla'nIn denizi tehdit altInda

Hürriyet EGE Bölge Gazetesi'nin başlattığı Temiz Çevre Yeşil Ege Kampanyası hızla büyüyor. Türkiye Çevre Eğitim Vakfı'yla yürütülen çevre panellerinin üçüncüsü Urla'da yapıldı.

Eko okullardan Asiye Hüseyin Akyüz Bilim İlköğretim, 12 Eylül İlköğretim ve Perihan M. Celalettin Demirgüreş İlköğretim ve halkın katılımıyla gerçekleştirilen panelde Urla Yarımadası’nın çevre sorunları masaya yatırıldı.

URLA Yarımadası’nın Çevre Soruları ve Çözüm Önerileri Paneli Hakan Çeken Kültür Merkezi’nde yapıldı. Adını Urla’nın kurtuluş gününden alan 12 Eylül İlköğretim, Asiye Hüseyin Akyüz Bilim İlköğretim ve Perihan M. Celalettin Demirgüreş İlköğretim Okulu’nun yanı sıra halkın da katıldığı toplantı büyük bir ilgiyle izlendi.

MAVİ BAYRAK ALINDI İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Zafer İlken’in yönettiği panelde konuşan Doç. Dr. Gözde Emekli, bölgedeki aşırı yapılaşmaya dikkat çekti. Tarihi ve doğal dokunun korunmasını isteyen Doç. Emekli, temiz denizlerin simgesi olan ve Urla kıyılarında dalgalanan mavi bayrağın geri alınmasının üzüntüsünü yaşadığını söyledi. Zeytini, üzümü ve yeşil dokusuyla birçok avantajı içinde barındıran Urla’da sürdürülebilir kalkınmanın olması gerektiğini de vurgulayan Doç. Emekli, doğup büyüdüğü şehrin altyapı sorunlarının da çözülmesini istedi.

RÜZGARLAR KİRLİLİK TAŞIYOR Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Önen de denizleri kirletenleri dikkat çekti. İç körfezde uzun yıllar süren kirlilikten dolayı bir çok balık türünün yumurtlama alanı olarak Urla ve civarını (Adalar bölgesi) tercih ettiğini söyleyen Prof. Önen, patlayıcılarla yapılan balık avının büyük tahribatlara neden olduğunu söyledi.

ÇÖPLER SÜRÜKLENİYOR İç körfezdeki kirliğin yıllarca Urla ve civarını da etkilediğini, bu kirlenmenin büyük kanal projesinin devreye girmesiyle azaldığını belirten Prof. Önen, "İzmir Limanı’na ağır tonajlı gemilerin girebilmesi amacıyla 1976-1988 yılları arasında yapılan taramalar sonucu çıkan 9 milyon m3 çamur Hekimadası açıklarına atıldı. Bölgede kuzey rüzgarları hakim olduğu için Urla ve civarı olumsuz etkilendi. Ayrıca denize atılan çeşitli poşetlerin (Harmandalı çöplüğü poşetleri dahil) bölgeyi olumsuz etkiliyor" dedi. Körfezi kirletmeye devam eden Gediz’in ve Urla’da hala arıtma kurmayan veya çalıştırmayan kooperatiflerin denizlerdeki su kalitesini bozduğunu da vurgulayan Prof. Önen, "Urla’nın kanalizasyon tahliyesinin Karantina Adası’nın doğusuna verilmesi, vidanjörlerin de buraya boşaltılması, bölgenin ekolojik yapısının da etkisiyle ciddi sorunlar oluşturuyor" dedi.

Bitki cenneti

Celalbayar Üniversitesi'nden Dr. Cenk Durmuşkaya panelde Urla'nın bitkilerini anlattı. Ülkemizdeki 11 bin bitki türünden 1000 çeşidinin Urla'da olduğunu tesbit ettiklerini söyleyen Dr. Durmuşkaya, "Komşumuz Yunanistan'da 2500 tane İtalya'da 3500 tane bitki var. Sadece İzmir'de 2 bin tane bitki var, ama biz bunları maalesef tanımıyor, isimlerini bilmiyoruz. Adaçayı içiyoruz ama hangisini içtiğimizi bilmiyoruz. Adaçayının 86 tane türü var. Bunların 15 tanesi Urla'da bulunuyor" dedi. Bu bitkileri tanırsak onlardan çok değişik şekilde faydalanabileceğini de söyleyen Dr. Durmuşkaya, "Örneğin böğürtlen. Bundan 2000 yıl önce insanlar böğürtlenle dişlerini fırçalıyordu. Örneğin, Adamotu ülkemizde yetişen en zehirli bitkilerden biridir" dedi.

Çiçekli bahçeler tek tek yok oldu

URLA'nın Çevre Sorunları Paneli'nde konuşan Prof. Dr. Ümit Erdem acilen kullan-at prensibinden vazgeçip tasarruf etmemiz gerektiğini söyledi. Sadece ülkemizde günde 65 bin ton çöp üretildiğini bunların büyük bir bölümünü geri kazanılabileceğini söyleyen Prof. Erdem, şehirlerin muhtelif semtlerinde kurulan pazar yerlerinde hergün yüzlerce ton sebze meyvenin atıldığını bunların silo kurulup hayvan yemi yapılabileceğini söyledi.

AMAN DİKKAT

Bir çam şişenin doğada 4 bin yıl, plastik bir metal kutunun 10-100 yıl, sigara filtresinin 2 yıl doğada kaldığını da belirten Prof Erdem, "Daha dün annemizin kollarında uyurken. Çiçekli bahçelerin yollarında koşarken" şarkısını söyletip eskiden evimizin hemen önündeki çiçekli bahçelerin nerede olduğunu sordu.

Büyüklere örnek olun

Urla yarımadası güneşi, denizi, yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle sadece Türkiye’nin değil, dünyanın göz bebeği. Jeotermaliyle sağlık turizminin, rüzgarıyla yenilenebilir enerjinin başkenti olmaya aday bir bölge. Aslında Ege’nin her karış toprağı gerçek bir cennet. O nedenle yabancılar gelip buralarda yaşamak istiyor. Kendilerine yeni hayat alanları kuruyor.

Ama biz maalesef zenginliklerimizin kıymetini bilmiyoruz.

Allah’ın bize ne kadar lutufkar davrandığını kavrayamıyoruz.

*

Cuma günü Urla’daydım. Eko okulların çevre eğitim paneline katıldım.

Hep yaramazlık yapan küçükler büyüklere şikayet edilir ya.

Bu kez ben, tam tersini yaptım.

Büyüklerden umudumu kestiğim için gençlerle sohbet ettim.

Filtre kurmayıp havayı, arıtma yapmayıp suyu, bitmiş pilleri çöp diye atıp toprağı zehirleyen büyükleri, öğrencilere şikayet ettim.

Toplantıda, "En güzel koylarımıza balık çiftlikleri kuruyorlar.

Güneşi, deniziyle öğündüğümüz memleketimizde, bizlere hemen kıyıdan girip maviliklere dalacak temiz deniz bırakmıyorlar.

Oksijen kaynağımız ormanları yakıp yıkıyorlar.

Bir tonu 18 ağaç olan kağıtları toplamıyorlar.

Eşi benzeri olmayan dağlarımızı delik deşik ediyorlar" diye feryad ettim.

Dünyamızı emanet edeceğimiz gençlere, doğada bin yılda kaybolmayan naylon poşetleri büyüklerin çok kullandıklarını, üstelik bunları sağa sola atıp çevre kirliliğine neden olduklarını, denizlerde bunları yem sanıp yiyen canlıların, ölümüne yol açtıkların anlattım.

"Yanık yağları lavaboya boşaltıp, yaşam kaynağımız olan tonlarca suyu kirletenleri uyarın, bu dünyanın onların değil size emanet olduğunu hatırlatıp büyüklere örnek olun" dedim.

Nasıl, iyi söylemiş miyim?

Ortakent-Yahşi’de

yeşil seferberlik

MUĞLA’nın Bodrum İlçesi Ortakent-Yahşi Beldesi'nde, sekiz yıl önce oluşturulan Ali Kelle Ağaçlandırma Alanı’na öğrenciler ve sivil toplum örgütleri tarafından fidan dikildi. Hayırsever Ali Kelle'nin yanı sıra Dr. Mümtaz Ataman İlköğretim Okulu, Marmara Koleji ve Çıraklık Eğitim Merkezi’nden yaklaşık 200 öğrencinin de katıldığı şenlikte, okaliptüs, çam, akasya ve ceviz türünde üç bin fidan toprakla buluştu.

Etkinlikte konuşan Belediye Başkanı DP’li Mehmet Kocadon, "Orman alanlarımızı çoğaltmak için her yıl en az beş bin fidan dikiyoruz. Ali Kelle Ormanı’nda sekiz yılda dikilen fidan sayısı 25 bini aştı. Yarımadanın tamamı cennet olana kadar yeşil seferberliğin hızını kesmeyeceğiz" diye konuştu.

Arıtma sanayinin ana yatırımı olmalı

ÇEVRE Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Halil Gezer, sanayide arıtma tesislerinin ana yatırımlardan biri olması gerektiğini söyledi. Çevre Mühendisleri Odası yeni yönetim kurulunun, basınla tanışma toplantısında konuşan Gezer, çevreyle ilgili olumlu ve olumsuz tüm gelişmenin takipçisi olacaklarını söyledi.

Oda olarak, Türkiye'nin kalkınmasını ve halkın yaşam standartlarının yükselmesini, istediklerini belirten Gezer, "Bunun için de ülkenin sanayileşmesi gerekiyor. Ancak bu yapılırken çevre sorunlarını da dikkate alamak zorundayız. Arıtma tesisleri de üretim prosesleri gibi sanayinin ana yatırımlarından biri olarak değerlendirilmeli" diye konuştu. Utku BOLULU, (DHA)

Kekik kokan dağlar talan edilmesin

İZMİR'in Kemalpaşa İlçesi'ne bağlı, Spil Dağı eteklerindeki Yenmiş Köyü'nde kurulmak istenen taş ocağı, köylülerin tepkisine neden oldu. Yenmiş'te bir araya gelen Akalan, Sütçüler, Ansızca ve Damlacık köyü sakinleri durumu protesto ederek, "Kekik kokan dağlarımızı kimseye vermeyiz" ve "Oy zamanı olunca hepiniz gelirsiniz, şimdi neredesiniz" yazılı dövizler taşıdılar.

Yenmiş Köyü Muhtarı Celil Savran, "Taşocağı sahipleri, burası için 35 bin YTL ağaç parası ödediklerini ve ağaçları kesme hakları olduğunu söylüyor. Ağaçlarımızı kestirtmeyiz, bu taş ocağının kurulmasını istemiyoruz" dedi. Bu arada, firma tarafından taş ocağı kurulması için Kemalpaşa Belediyesi'ne ruhsat başvurusunun yapıldığı kaydedildi. Ümit YILDIZ, (DHA)

YEŞiL HAT

Kampanyaya katkı koymak isteyenler, bilimsel ve uygulanabilir yöntem önerileri için telefon, faks ve elektronik adresimiz

İBRAHİM IRMAK

Tel: 0232-4886500 - faks: 0232-464 83 23

e-mail: iirmak@hurriyet.com.tr


Sibirya kazları Gediz’de

TÜRKİYE'de daha çok Trakya bölgesinde, o da çok az sayıda rastlanan Sibirya kazı (Branta ruficollis) havaların soğuması nedeniyle bu yıl ilk kez daha güneye inerek Gediz Deltası'nda (İzmir Kuş Cenneti) görüldü. Küresel ölçekte nesli tehlike altında olan Sibirya kazı dünyada koruma altında olan kuş türlerinden biri arasında gösteriliyor. Mustafa OĞUZ, (DHA)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!