Troyka, kadına dayak nedeniyle direkten dönmüÅŸ

Güncelleme Tarihi:

Troyka, kadına dayak nedeniyle direkten dönmüş
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 10, 2005 00:00

AB dönem baÅŸkanı Lüksemburg'un DışiÅŸleri Bakanı Jean Asselborn, Ä°stanbul'da Dünya Kadınlar Günü kutlamalarının görüntülerinin televizyonlarda izleyince, Ankara'da yapılacak troyka toplantısını terk etmeyi düşündüğünü açıkladı.Asselborn, Alman Deutschland Radio'suna Ä°stanbul'daki olayların ardından Ankara'da yapılan troyka toplantısının perde arkasını anlattı. İstanbul’daki olaylar için "vahÅŸet" deyimini kullanan Asselborn, "Bu gibi görüntülerin gençlerde Türkiye gibi büyük bir ülke hakkında yanlış bir iz kalmasına neden olacağı bilinmeli. Bu Pazartesi sabahı saat 7’de görüntüleri görünce kendi kendime üç yolumuz olduÄŸunu düşündüm: Bir, her ÅŸeyin üzerine hiç birÅŸey olmamış gibi bir sünger çekmek -bu olmazdı-, terk etmek -bu yanlış olurdu- ya da güçlü bir tepki vermek. Sayın Abdullah Gül ile toplantıdan önce onbeÅŸ dakika özel bir görüşme yaptığımı söylemeliyim" dedi. "GÃœL, BUNUN YANLIÅž OLDUÄžUNU BELÄ°RTÄ°" DışiÅŸleri Bakanı Abdullah Gül için, "O da kendiliÄŸinden bunun yanlış olduÄŸunu, yanlış bir görüntü ortaya çıktığını belirtti" diyen Asselborn, Türkiye’de siyasilerin eyleme müdahaleyi eleÅŸtirmelerini olumlu bulduklarını belirtti.  Asselborn, "Parlamentosunda belli yasaları kabul etmiÅŸ bir ülke aynı zamanda bunları uygulamalı da. Bu baÄŸlamda örneÄŸin iÅŸkenceye sıfır tolerans olmalı, düşünce özgürlüğü, toplanma, inanç özgürlüğü, ifade özgürlüğünde de bu gerçekleÅŸmeli. Daha katedilecek çok fazla yol var" görüşünü savundu.    DoÄŸal olarak "yorgunluk" konusuna da dikkat çektiklerini belirten Asselborn, "Sayın DışiÅŸleri Bakanı bize ’Türkiye bu üç senede sanki ilaç almış gibi oldu’ dedi. Ben de kendisini yanıtladım: Bu belki doÄŸru olabilir, ama onların sizi asimile etmeye ihtiyacı yok -zaten bu tamamıyla yanlış olurdu-, fakat bizim AB’yi savunan Türkiye ve Avrupalılar olarak ortak deÄŸerlerimiz var ve bunları geliÅŸtirerek birbirimize daha yakın oluruz." "YORGUNLUK ARTMAMALI, 3 EKÄ°M’DEN UZAÄžA GÄ°DEMEYÄ°Z" Reform sürecinin durması bir yana sorgulanarak sürdürülmesini isteyen Asselborn, "Gençler yumrukla yere düşüyorlar, birbirlerini eziyorlar, iterek sıkıştırıyorlardı. Polisler ise ayakta coplarıyla onlara vuruyorlardı. Bu Türkiye’nin gelecekte olmak istediÄŸi saygın, açık ve hoÅŸgörülü ülke deÄŸil. Bu nedenle yorgunluk artmamalı, çünkü Türkiye’de yorgunluk artarsa, belki görüşmelere 3 Ekim’de baÅŸlarız ama çok uzaÄŸa gidemeyiz" dedi.    "BÄ°Z DE HATALAR YAPIYORUZ" Son olayların Türkiye’nin AB’ye giriÅŸine karşı olanları güçlendirip güçlendirmeyeceÄŸine iliÅŸkin soruyu Asselborn, "GüçlendireceÄŸine inanmıyorum. Burada AB’deki bazı ülkelere de bakmalıyız. Aynı zamanda biz de zaman zaman bu gibi hatalar yapıyoruz. Bu yanlış kabul edilmeli ve titiz bakılması gerektiÄŸine inanıyorum. AB’nin Türkiye üzerinde baskısı olmasaydı, Avrupa’dan katkılar saÄŸlamak isteyen bu 70 milyon nüfusu olan çok önemli ülkede ÅŸimdikinden çok daha kötü insan hakları ihlalleri olurdu" diye yanıtladı.    Jean Asselborn, "Bu bizi cesaretlendirmeli. Sadece politik, ekonomik ve felsefi açıdan deÄŸil, orada insan haklarının daha iyi bir hale getirilmesi açısından Türkiye’yle baÄŸlantımızı dürüst bir ÅŸekilde koruyoruz" dedi.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!