Tarihe mektup

Güncelleme Tarihi:

Tarihe mektup
Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2003 01:46

Kardeşim, dostum, Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev
'Azerbaycan, Azerbaycan Alkışladık seni candan Hilal birken iki oldu Selam bizden ikinciye!..'

Altınordu Hanlığı'nın 15. yüzyılda Timur tarafından yıkılmasından sonra Rus Prensliği, gelişerek ve zaman içinde büyüyerek bir imparatorluk haline gelmeyi başardı. Rusya'nın Karadeniz'e, Kafkasya'ya ve Balkanlar'a doğru genişlemesinde en büyük engel, Osmanlı İmparatorluğu idi. Dünyanın bu bölgesinde tarihe şekil veren, bu iki devlet olmuştur. 200 sene içerisinde, 13 defa savaş olmuştur. Zamanla Rus Çarlığı, Kafkasya'ya inmiş ve işgale başlamıştır. 1828 yılında Azerbaycan, Rusya ve İran arasında paylaşılmıştır. 1. Dünya Savaşı sonunda Rusya'da büyük bir ihtilal olmuş ve Çarlık yıkılmış, yerini Lenin-Stalin idaresi almıştır. 104 uluslu ‘‘komünist rejim’’ artık ‘‘Sovyet İmparatorluğu’’dur. ‘‘Çarlık Rusyası’’ndan ‘‘Sovyetler’’e geçişte, 28 Mayıs 1918'de ‘‘milli Azerbaycan Cumhuriyeti’’ ilan edilmiştir. Bu ancak 2 sene sürmüş, 1920'de Azerbaycan tekrar Sovyet egemenliği altına girmiştir. Bu tarihten 1989 yılına kadar 69 sene geçecektir. Bu tarihte Sovyet İmparatorluğu dağılmaya başlamıştır. İnsanlık tarihinde kendiliğinden dağılan ilk imparatorluktur bu. 18 Ekim 1991'de Azerbaycan'ın bağımsızlığı kesinleşmiştir.

ONLARA DEDİM Kİ

Bu Azerbaycan halkı için, Türkiye için ve Türkçe konuşan bütün halklar için çok sevinilecek bir olaydır. Türkiye, Azerbaycan'ı ilk tanıyan ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak, 1992'de Azerbaycan'ın bağımsızlığının hemen arkasından, Azerbaycan'ı ziyaret ettim. Yalnız Azerbaycan'ı değil, bağımsızlığına kavuşan Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan'ı da ziyaret ettim. Azerbaycan Meclisi'nde konuştum ve şunları söyledim: ‘‘Türkiye olarak eğer Azerbaycan kendi ayakları üzerinde durursa, barış içinde yaşamayı başarırsa ve kendi milli devletini kurar, işletirse ve gelişmeye devam ederse, dünya ile irtibatlarını kurarsa, bundan memnun oluruz.’’

BU BAYRAK İNMESİN

Çünkü yükselen bayrak bu defa inmemeliydi. Türk dünyası, Çin Seddi'nden Adriyatik'e kadar olan 11 milyon kilometrekare toprak üzerine yayılmış, aynı kökten gelen birçok halkı kucaklamaktadır. Divanü Lügat-it Türk'te, ‘‘Türkler aslında 20 boydur. Ad olarak Türk adını ulu Tanrı vermiştir’’ denilmektedir. Bu ulu çınar ve dalları, Türk dünyasıdır. Çin, Slav Fars, Arap ve Batı tesirleri altında kalmış olan bu dünya, kendini muhafaza edebilmiş ve etrafını da etkilemiştir. Çeşitli zamanlarda devletler kurmuş ve hükümran olmuştur. Hiç düşmeyen bayrak, Anadolu Türklerinin kurduğu devletin bayrağı idi. Bu bayrak, uzunca süre Türk dünyasını temsil eden tek bayraktır. 1990'lı yılların başında artık bu dünya, 7 bayrakla temsil edilmektedir.

BÜYÜK ATA DER Kİ

Büyük Atatürk, ‘‘Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bugünden kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir’’ demektedir. Büyük dáhinin öngörüsü gerçekleşmiş, Sovyet İmparatorluğu dağılmıştı. Türk dünyası, hayaline kavuşmuş, bağımsız cumhuriyetler meydana gelmişti. Azerbaycan bunlardan birisi idi. Yine Büyük Atatürk, ‘‘Azerbaycan'ın elemi, bizim elemimizdir, sevinci bizim sevincimizdir’’ diyecektir. Azerbaycan'ın sevinci, Türkiye'nin sevinci idi. Azerbaycan Cumhuriyeti yeniden kurulacaktı. Yeni bir devlet, Marksist-komünist idari ve ekonomik sistemden, demokratik ve hür teşebbüse dayanan hür ve bağımsız bir devlet!

BÜYÜK İŞLER YAPTI

Sayın Haydar Aliyev, 1923 yılında Nahçıvan'da doğmuş, 1969 ile 1983 yılları arasında da 14 sene, Azerbaycan'ın hizmetinde bulunmuştur. 1967 yılında Türkiye Başbakanı olarak Sovyetler Birliği'ne yaptığım resmi gezi esnasında Bakü'yü de ziyaret ettim. Bakü'de çok büyük bir coşku ile karşılandım. O tarihten beri Sayın Haydar Aliyev ile tanışırız. Sovyet idaresinde yüksek görevlere erişmiş, Azerbaycan halkının çok yakından tanıdığı ve güvendiği bir değerli devlet adamı idi.

Evvela iç istikrar sağlanmalı idi. En kısa zamanda bunu yapmıştır.

Kan durmalı, yani savaş durmalı idi. Savaşı durdurmuştur. Karabağ ihtilafının barışçı yollardan çözümüne başvurmuştur. ‘‘Minsk’’ grubu teşekkül etmiştir.

Ülke içinde reformlara gidilmeli idi. Hür rejimin ve piyasa ekonomisinin gerekleri yerine getirilmeli idi. Buna girişilmiştir.

Dünyaya açılınmalı idi. Azerbaycan evvela, Birleşmiş Milletler'in, daha sonra Avrupa Konseyi'nin, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın (KEI) Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın (ECO) üyesi oldu.

NATO ve Avrupa Birliği ile münasebetler kurdu.

1996 yılı Aralık ayında Lizbon'da toplanan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın 54 üyesinin 53'ü, Karabağ'ın Azerbaycan toprağı olduğunu kabul etti.

Bütün bu uluslararası zeminlerde Sayın Haydar Aliyev, Azerbaycan halkını, cumhuriyetini çok büyük bir dirayetle temsil etmiş ve Azerbaycan davasını dünyaya anlatmıştır. Lizbon'da elde edilen başarı, onun neticesi idi. Azerbaycan yeniden kalkınmaya, imar ve inşaya koyulmalı idi. Azerbaycan halkı, Azerbaycan Cumhuriyeti etrafında kenetlenmeli idi. Toplulukları millet yapan bu idi. Sayın Haydar Aliyev, Azerbaycan halkına yeni bir ruh, yeni bir şevk ve yeni bir güven vermiştir. Komşu ülkelerle barışçı gayretlerin içinde olmalı ve bir an önce Azerbaycan ekonomisi, üretime, yatırıma, büyümeye dönüşmeli, ülke yeniden imar ve inşa edilmeli idi. Bunun için denize çıkışı olmayan Orta Asya, Kafkasya yolu ile dünyaya ulaşabilmeli idi. Trans-Kafkasya yolu (İpek Yolu) dünyanın dikkatini çekti. Bakü'de yapılan toplantı ile gündeme geldi. Ülkenin zenginliği, milletin zenginliğine dönüşmeli idi. Denizin altındaki veya yerin altındaki doğal kaynaklar işletilmedikçe kimseye bir faydası yoktu. Bu kaynakların işletilmesi için, çok önemli bir adım atılmıştır. Haydar Aliyev, ‘‘Askın Kontratı’’nı imzalamıştır! Azerbaycan'ın neft ve doğalgaz kaynakları geliştirilecek, ülkenin ve halkın kalkınmasına hizmet edecekti. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı bir hayaldi, gerçek oldu. Bugün inşa halindedir. Kısa zamanda Aktoğu-Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı hem Tengiz bölgesindeki Kazak petrollerini, hem de Azerbaycan petrollerini Akdeniz'e indirecektir. Şah Deniz Gazı, kısa zamanda Avrupa için bir ‘‘enerji terminali’’ olması düşünülen Türkiye'ye ulaşmış olacaktır. Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine gelelim: ‘‘Bir milletin iki devleti’’ olabileceğine, burada güzel bir örnek mevcuttur.

MUTLU TESADÜF

Türkiye ve Azerbaycan ebedi dostluk ve kardeşlik antlaşmaları imzalamışlardır. Bu antlaşmalar olsa da olmasa da Türkiye ve Azerbaycan kardeştir, komşudur ve dosttur. Türkiye'nin Azerbaycan'a her türlü desteği vermesi manevi sorumluluğudur. Azerbaycan Devleti'nin kuruluşundan itibaren geçen yıllar zarfında Türkiye, elinden geleni yapmıştır ve yapmaya da devam edecektir. Bu süre içerisinde ben, Türkiye'de Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı yaptım. Bunu, kendim için çok mutlu bir tesadüf sayarım.

Dede Korkud der ki...

Adını Azer koydum

Koy Azer çoğalsın


Dede Korkud,

‘‘Oğul, senin adını Azer koydum,

Koy Azer'ler çoğalsın!

İşimiz avant, topraklarımız bereketli olsun

Çağlayıp akan sularımız kurumasın,

Ümidimiz, üzülmesin,

Ganatlarımız kırılmasın,

Ocağımız, yanar dursun,

Çırığımız, heç vakit sönmesin’’
der.

Bu dua, hep var olacaktır.

Haydar Aliyev'e sevgiler, saygılar.

Çiçekler arasında

Hazar’ı seyrediyor


Geçen hafta sona Aliyev'in mezarı başında dua eden Demirel, mektubunun son bölümünde şöyle yazıyor: ‘‘Bakü'de, Fahrihiyaban'da çiçekler arasında, Hazar Denizi'ni seyrediyor. Azerbaycan halkı, kendisine çok büyük vefa ve kadirşinaslık göstermiştir. Günlerce devam eden sevgi seli, onun tek mükáfatıdır. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Azerbaycan halkına başsağlığı diliyorum. Halkımıza ve Türk dünyası halklarına başsağlığı diliyorum.’’ Demirel, kendisini ‘‘Babamın gardaşı, menem de amcamsınız’’ diye karşılayan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e de başarılar diledi.

Türk’ün büyük evladı

Azerbaycan Bağımsız Milli Devleti'nin varlığı, Türk dünyası için, Türkiye için ve Azerbaycan halkı için muhteşem bir olaydır. Bu devletin yeniden kurulmasında, ayakta durmasında, güçlenmesinde ve Türkiye ve dünya ile bağlantılar kurmasında Sayın Haydar Aliyev'in, paha biçilmez, unutulmaz çok büyük hizmeti vardır. Engin tecrübesi, dirayeti, kararlılığı, ileri görüşlülüğü, barışseverliği, Azerbaycan'a ve Azerbaycan halkına olan sonsuz sevgisi, Türk tarihine, kültürüne ve Türklüğe bağlılığı ve vatanperverliği her türlü övgünün üstündedir. Sayın Haydar Aliyev, uzunca süren bir rahatsızlık döneminden sonra Cliveland Kliniği'nde hayata veda etti. Gülhane Askeri Hastanemiz ve onun değerli doktorları kendisine çok hizmet ettiler. Onlara güvendi. Bilhassa, değerli hekim kardiyolog Prof. Dr. Ameril Ertan Demirtaş'ın ve Cliveland'da büyük hekim Murat Tuzcu'nun çok yakın ilgilerine teşekkürü bir borç bilirim. Sayın Haydar Aliyev'in ebediyete intikali ile Türk dünyası, Azerbaycan halkı ve Türk halkı, bir büyük evladını kaybetmiştir. O yeri doldurulamaz, dünya çapında bir büyük devlet adamıdır. Vasiyeti, bağımsız Azerbaycan Devleti'nin sonsuza kadar yaşamasıdır. ‘‘Türk-Azerbaycan münasebetleri ebedidir. Hiçbir şey, onu zedeleyemez’’ sözü onundur.

Bazı lider lazım olur

Başlangıçta büyük sıkıntılar oldu. Ülke yönetiminde ihtilaf oldu. Birçok kimse, yönetime talip oldu, mücadele oldu. Bu esnada da Karabağ toprakları, Ermeni işgaline uğradı. Yalnız Karabağ toprakları değil, onun dışında da Azerbaycan Rayonları işgale uğradı. 1 milyon insan, kaçkın hale geldi. Haziran 1993'te, yani bağımsızlığın 4. yılında Azerbaycan, iç savaşın eşiğine geldi. Azerbaycan Cumhuriyeti, 1920'de olduğu gibi yıkılacak mı idi, ayakta duracak mı idi? Bir kurtarıcı lazımdı. İşte burada Sayın Haydar Aliyev, Milli Meclis tarafından göreve davet edilmektedir. Daha sonra Azerbaycan halkının hür iradesi ile Cumhurbaşkanı seçilecektir. Churchill, İngiliz milletine 40 sene hizmet etti. Ancak bu hizmetin sonunda yani 1940'ta lazım oldu. O zaman Churchill'in göreceği hizmeti yapacak 2. bir kişi yoktu. İnsanlık tarihinde kişiler her zaman milletlerine hizmet eder ancak bazen lazım olur. Roosevelt'in 1942'de, De Gaulle'ün 1958'de, Adenauer'in 1946'da lazım olduğu gibi... Sayın Haydar Aliyev Azerbaycan milletine çok hizmetler yapmıştı ama 1993'te lazımdı. Onun gördüğü hizmeti görecek başka kimse yoktu. İyi ki vardı! Biz böyle düşündük ve haklı çıktık!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!