Morgdaki bebek gömülmeyecek

Güncelleme Tarihi:

Morgdaki bebek gömülmeyecek
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 06, 2008 07:24

Çocuklarını 21 yıldır morgta bekleterek, İngiliz otoritelerine başlatıkları hukuk savaşından vazgeçmeyen ve dünya basınının gündemine düşen İngiliz aile, hurriyet.com.tr’ye konuştu.

Haberin Devamı

21 yıldır morgda bekletiliyor...

Arkadaşımız Ayşegül Ekinci, 4 aylık bebeğin ailesinin peşine düşerken inanılmaz hukuk karmaşasını da ortaya çıkardı.

Londra’nın kuzeyinde yaşayan Blum ailesi, 22 Temmuz 1987 yılında kaybettikleri çocukları Christopher’in belediye kararıyla defnedilmesine karşı çıkarken, 4 aylık bebeğine doyamayan gözü yaşlı baba Steven Blum, 21 yıldır verdikleri mücadele bir 21 yıl daha alsa başlattıkları hukuk savaşını sonuna kadar sürdürmeye kararlı olduklarını açıkladı.

Trajik bir şekilde, bebeklerinin ölümünün ardından tam 21 sene sonra yine 22 Temmuz’da Enfield Belediyesi’nden ‘mevzuatın değiştiği ve 21 yıldır morgta tutulan bebeğin defnedileceği’ yolunda mektup alan Blum ailesinin dramı İngiliz basınında da geniş yankı uyandırdı.

Haberin Devamı

Blum ailesini yaşadıkları 2 odalı küçük evinde bulduk. Türklerin yoğunlukta olduğu, aynı zamanda 21 yıllık mücadeleye farklı bir yön kazandıran kararın çıktığı belediye bölgesi Enfield’de yaşayan baba Steven Blum(61), Hürriyet’e evinin kapılarını açtı. Yüreğinin acısı geçen yıllara rağmen hala dinmeyen baba, akıllara durgunluk veren,- bu da demokrasi beşiği İngiltere’de olur mu?- denen şaşırtıcı savaşı bütün samimiyetiyle anlattı.

‘ Biz deli değiliz. 4 aylık bebeğin ölüm sertifikasını imzalamıyorum. Çünkü onun doğal yoldan, hele denildiği gibi ani bebek ölümü sendromundan öldüğünü sanmıyoruz. Başımıza gelen herkesin başına gelebilir. Tabii ki, hiç bir ailenin böyle birşey yaşamasını istemem ama otoritelerle savaşımı sürdüreceğim’ dedi.

Yetkililer ilgilenmeyince çareyi ölüm sertifikasını imzalamamakta bulduk

İngiliz telefon şirketi BT’den emekli olan baba Steven, Christopher’in ölümünden iki sene sonra doğan oğlu Stephen(19) ile paylaştığı mütevazi dairesinde yaşadıklarını, 4 aylık bebeğin fotoğraflarına bakarak anlattı.

‘22 Temmuz 1987’de eşim  Mathilda 4 aylık bebeğimiz Christopher’i üçlü aşı yaptırdıktan sonra eve getirdi. Çocuğu yatırdık. Ara sıra yatakta onu kontrol ediyordum. Yüzü bembeyaz gözüküyordu. İçimde garip bir his vardı. Çok geçmeden oğlumu tekrar beşiğinde kontrol etmek istedim. Burnundan kan gelmişti ve minik elleri yumruk halindeydi. O an kendimi kaybetmişim. Komşular yardımımıza geldi. Hiç unutmuyorum, bir komşum hastahaneye gitmemiz için para verdi. Evimizin yakınındaki North Middlesex Hastahanesi’ne çocuğu götürdük. Ölüm sonrası yapılan otopsi raporunda, aşıdan enfeksiyon kaptığı ortaya çıktı. Hatta, bu esnada cenaze işlemlerini planlıyorduk. İşte o an, cenaze işlemlerini durdurdum. Ve, o gün kesinlikle sonunu tahmin edemeyeceğim 21 yıllık bir mücadeleye başladım’ sözleriyle, otoritelerle savaşın nasıl başladığını anlatan Steven Blum, ‘ şimdiki aklım olsaydı daha farklı davranıp, iyi niyet göstermezdim’ diyor.

Haberin Devamı

Otopsi sonuçlarından sonra, oğlunun ölüm sebebinin ve buna kimlerin sebep olduğunun araştırılmasını isteyen baba, çaresizlik içinde o kapıdan bu kapıya gidiyor. Dört aylık bir çocuğun ölümü üzerine,  önce otopsi raporlarıyla ilgilenen yetkililer daha sonra bu ilgiyi kesiyor. Blum ailesinin dramı da bundan sonra başlıyor. Çocuklarının aşı yapıldığı iğnenin incelenmesini isteyen Blum ailesi, daha sonra bürokratik engellere takılıyor. Bebek Christopher’in organları incelenmek için vücudundan alınıyor ve ortadan kayboluyor. Daha sonraki günlerde, aylarda ve yıllarda ise Blum ailesiyle avukatlar, hastahane, morg ve sorgu yargıcı arasında evrak savaşı başlıyor.

Haberin Devamı

Fakir aileye bir darbede morgdan

Tam 21 yıllık akıl almaz hikayesini yaşlı gözlerle anlatan Steve Blum, İngiliz otoritelerini suçluyor. Otoritelere savaş verirken işini de kaybeden babaya bir darbe de, Christopher’in minik bedeninin muhafaza edildiği Hornsey Morgu’ndan geliyor. Blum ailesine küçük çocuğun cansız bedeninin morgda kaldığı her hafta için 15 Sterlinlik fatura gönderen Hornsey Morgu, şu an yaklaşık 40 bin YTL’lik bir borç için Steve Blum’un kapısına dayanmak üzere.

‘Burası İngiltere bunlar Avrupa’nın göbeğinde de olur mu?’ demeyin. Çünkü oluyor. Otoritelerden darbe üzerine darbe yiyen Steve ve Mathilda Blum’un uzun ve yorucu mücadelede yolları ayrılıyor. ‘Yaşadığımız sıkıntılar ve başımıza gelenler önce eşimle bizi birbirimize bağladı. Ama sonra, ayrılığımız sebep oldu’ diyen Steve Blum, yoksulluğu nedeniyle avukat ücretiyle başa çıkamayınca, kendisine verilen yardımda kesilince davayı savunabilmek için, tıp kitapları okumaya başlıyor. ‘ Yazışmalar için oğlumun başına gelenleri tıp dilinde anlatabilmem gerekiyordu. Bu nedenle gece gündüz kitap okuyordum’ diyen acılı baba, eşinden bir kaç yıl önce ayrılıyor.

Haberin Devamı

Hala görüşen ve Christopher’in 21 yıllık davasında birbirini destekleyen aile, Enfield Belediyesi’nden çıkan karara şiddetle karşı çıkıyor.

Yakınları hayattayken ölüm sertifikası belediye tarafından imzalanamaz

Blum ailesini korkulu bir rüya gibi takip eden darbeler zincirinin en son halkası geçtiğimiz günlerde Enfield Belediyesi’nden geliyor. ‘ Sizin adınıza ölüm ve doğum kayıtları Baş Müdürlüğü’yle görüştük. Artık, oğlunuzun ölüm sertifikası mevzuatı değişti. Biz sizin adınıza Christopher’in ölüm sertifikasını imzaladık. 18 Ağustos’a kadar vaktiniz var. Bebek ya defnedilecek ya da yakılacak’ mektubu, Steve Blum’u tam yüreğinden vuruyor.

‘ Biz çocuğumuzun cenazesini kendimiz kaldırabiliriz. Bu aile olarak bizim kendi kararımız. Bir ölünün birincil derecede yakınları, annesi, babası ve kardeşleri hayattayken Belediye Meclisi ailenin adına nasıl ölüm sertifikasını imzalayıp, cenaze yapmaya karar verebilir. Sesimi Başbakan’a duyurmak istiyorum. Burası İngiltere’ diyen Steve Blum, son olanaklarıyla tekrar avukat tutacağını ve karara itiraz edeceğini açıkladı. Hürriyet’e, verdiği mücadeleye devam edeceğini söyleyen acılı baba, aracılığımızla Enfield bölgesinde yaşayan Türklerden de davasına destek vermesini istedi.

Haberin Devamı

Enfield Bölgesi’nin eski Belediye Başkanı Doğan Delman ‘ Bu dosya bana gelmedi’

İngiliz basınının gündemine oturan olayla ilgili olarak North Middlesex Hastahanesi yetkilileri Hürriyet’e açıklama yapmaktan kaçınırken, hastahane yetkilisi Richard Milner ‘ Blum ailesi ile Enfield Belediyesi arasındaki hassas olayın farkındayız. Ailenin üzüntüsünü paylaşıyoruz ama hastahanemiz bireysel vakalarda detayları tartışacak pozisyonda değil’ ifadesini kullandı.

Öte yandan, olayın yaşandığı Enfield Bölgesi’nin eski Belediye Başkanı Doğan Delman, ‘ konuyla ilgili dosyanın kendine gelmediğini’ söyledi. Enfield Bölgesi’nde bir yıl süreyle Belediye Başkanlığı yapan ve halen aynı bölgenin Belediye Meclis Üyesi olan Doğan Delman, ‘ Bu konu gerçekten hassas bir konu. Aile için gerçekten çok üzücü bir olay olmalı. Ama, bu tür vakalar Belediye Başkanı’na intikal etmez. Ben de başkanlığım döneminde, böyle bir olay yaşandığına dair bilgilendirilmedim. Ama, belediyenin bu tür yetkileri var’ yorumunda bulundu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!