Kürtçe TV sürprizi

Güncelleme Tarihi:

Kürtçe TV sürprizi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 1999 00:00

Haberin Devamı

Dışişleri Bakanı İsmail Cem, ‘‘Türkiye'de yaşayan herkesin kendi anadilinde TV yayını yapma özgürlüğüne sahip olması’’ gerektiğini belirtti. Batı'nın demokratik reformdan bunu anladığını belirten Cem, AB ile müzakerelerin başlaması için konunun hukuken çözülmesi gerektiğini söyledi. Cem, hükümetin konuyu ele alacağını bildirdi.

TÜRKİYE'nin AB'ye tam üyelik adaylığının resmileşmesinden sonra, Kürtçe TV yayınlarının serbest bırakılması konusunda ilk önemli işaret dün akşam Dışişleri Bakanı İsmail Cem'den geldi. Cem, CNN Türk Televizyonu'nda yaptığı bir açıklamayla, ‘‘Türkiye'de yaşayan herkesin kendi anadilinde TV yayını yapma özgürlüğünü sahip olması’’ gerektiğini belirtti.

Türkiye'deki sorunun, bazı bireysel özgürlüklerin sınırlanmış olmasından kaynaklandığını belirten Cem, bir soruyu yanıtlarken, ‘‘Bu sınırların kaldırılması söz konusudur. Şu an ben burada kendi anadilimde televizyonda konuşuyorum. Ama bu ne demektir, Türkiye'de her vatandaş, her TV yayınlarında kendi anadilinde konuşmalıdır. Bu bir defa bizim inancımızdır ve AB'nin de çok önem verdiği bir konudur. Türkiye'de bu bugün hukuken tartışmalı olmakla birlikte mümkün değildir. Fiiliyatta mümkündür, hukukta mümkün değildir’’ dedi.

Cem, ‘‘Bir konuğun konuşması gibi mi, yoksa yayın yapmak anlamında mı’’ sorusuna da, ‘‘Yayın yapmak anlamında. Yayın yapabilmeli ya da yapmamalı demiyorum. Demokratik reformdan ben size Batılılar’ın ne anladığını söylüyorum. Yani AB gelip de Türkiye'ye ‘Gelin bir azınlık tanımı yapın. Bu azınlığa belli bir isim verin' demiyor zaten. Peki azınlık yok diye biz insanlarımızın kendi anadilinde tv yayını yapma isteği varsa, özlemi varsa buna mani mi olacağız?’ diye konuştu. Cem, AB'nin bu konudaki temel belgesi Amsterdam Anlaşması'nda da bir azınlık tanımı olmadığını söyledi.

Kimi hukukçuların hukuken Kürtçe tv yayınının mümkün olduğu görüşünü savunan Cem, tartışmalı durumun ortadan kalkması yönünde adım atıp atmayacakları sorulunca da şunları söyledi:

MHP DE BİLİYOR

‘‘Efendim dün bir, bugün iki. El insaf. Daha dün AB'ye aday üye olduk. Bunları elbette hükümetimiz ele alacak. Değerlendireceğiz. Ama ilke olarak, müzakerelere başlamak için, demokrasi ve insan haklarında Türkiye'nin gecikmiş bulunduğu noktaların giderilmesi lazım. Bir tanesi de budur. Zaten fiiliyatta çözmüştür bunu.’’

Cem, koalisyonun MHP kanadının bu konuya nasıl yaklaştığı konusunun hatırlatılması üzerine, MHP de dahil, hükümeti oluşturan bütün partilerin üyelerinin konuyu zaten bildiğini söyledi.

ANKARA

Tam üyeliğe giden yol

HELSİNKİ Zirvesi'nde Avrupa Birliği (AB) adaylığı açıklanan Türkiye'nin tam üyeliği, ‘AB’nin Anayasası' olarak nitelendirilen ve 31 bölümden oluşan AB Genel Mevzuatı'nı tamamladıktan sonra gerçekleşecek.

Türkiye, AB Genel Mevzuatı doğrultusunda hem müzakerelere başlayabilmek, hem de müzakereler sonrası üyeliğe geçebilmek için, her yıl üç sihirli kelime ile karşılaşacak. Türkiye'yi AB üyeliğine taşıyacak süreçte, ‘tarama, izleme, inceleme’ yöntemleri izlenecek. Hürriyet'in aldığı bilgiye göre, AB ile ocak ayında başlayacak olan görüşmelerle birlikte şu süreç işlemeye başlayacak:

Önce AB Komisyonu'ndan bir heyet gelerek, Türk Dışişleri ile masaya oturacak. Bu görüşmede Türkiye'nin mevzuatı masaya yatırılmaya başlanacak. Bu sırada 330 milyon Euro'luk ilk yardım da verilecek.

AB ile Türkiye'nin mevzuatı en ince ayrıntısına kadar karşılaştırılacak. Mevzuatlarda karşılıklı olarak eksiklikler ve fazlalıklar ortaya çıkacak. Böylece Türkiye'nin AB'ye uygun ulusal mevzuatı hazırlanacak. Bu Türk ve AB mevzuatlarının ‘taranmasıyla’ gerçekleşecek.

Daha sonra yeni mevzuatın ne şekilde uygulanacağı ‘izlenecek’. Bunun izlenebilmesi için, söz konusu mevzuatın hayata geçirilme direktifi AB'den gelecek.

Mevzuatın hayata geçiriliş şeklindeki ilerlemeler AB'nin yapacağı ‘incelemeler’den sonra belirlenecek. Her ilerleme, AB tarafından kaydedilecek ve bir Türkiye raporu hazırlanacak. AB'nin her yıl gerçekleştireceği ‘tarama, izleme, inceleme’ sürecinden aldığı sonuçlara göre, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlanacak. Aynı süreç müzakere döneminde de devam edecek. 31 bölüme sahip AB mevzuatı tamamlandıktan sonra tam üyelik gerçekleşecek.

Cem: On binlerce çaycıyla AB’ye giremeyiz

DIŞİŞLERİ Bakanı İsmail Cem, Türkiye'nin herhangi bir AB adayı olmadığını belirterek, ‘‘Özgün kimliği, güçlü birikimi, tarihi ve potansiyeli ile Ankara, uysal, kendi beğendirmeye çalışan bir talebe gibi davranmayacak' dedi. AB'ye uyum sürecinin ocak ayında başlayacağını vurgulayan Cem, 30 ayrı alanda önemli değişiklikler yapılması gerektiğini söyledi.

ÇOK DAĞINIĞIZ

Dışişleri Bakanlığı'nda dün bir basın toplantısı düzenleyen Cem özellikle Türkiye'nin daha disiplinli bir toplum haline gelmesinin önemine işaret etti. ‘Bu dağınıklıkla olmaz' diyen Cem, Türkiye'nin önündeki en büyük engelin insan hakları veya ekonomi değil, mevzuat olacağını savundu. Cem, Türkiye'de artık popülist ve ölü yatırım politikalarını da bitmesi gerektiğini ve on binlerce odacı, çaycı, kahveci istihdamının da AB'ye girmek istiyorsak durması gerektiğini savundu.

Türkiye'de MGK'ya ve Genelkurmay'ın Savunma Bakanlığı'na bağlı olması yönünde eleştirileri de reddeden Cem, ABD'de Ulusal Güvenlik Konseyi'nin varlığına dikkat çekerek, ‘Dışişleri Bakanı olarak MGK'da üç yıldır görev yapıyorum, inanın askerlerin çoğu benden daha liberal görüşleri savundular' diye konuştu.

AB, KIBRIS'I KİLİTLEDİ

Helsinki Bildirgesi'nin Kıbrıs Rum Kesimi hakkındaki paragrafının Rum tarafının görüşme masasından kaçmasını tamamen teşvik ettiğini söyleyen Cem, ‘‘Korkarım artık Kıbrıs sorununun çözüm ihtimalinden biraz daha uzaklaştık. Ancak adaylıkla, Türkiye'nin haklı görüşlerini bundan böyle AB içinde etkin olarak dile getirebileceğiz’’ dedi.

İdam cezası

Helsinki kararının 4. maddesinde de sınır anlaşmazlıklarına atıfta bulunulduğunu ifade eden Cem, ‘‘Buradaki 2004 yılı tarihi Adalet Divanı'na gidilecek tarih değil. Sadece AB Konseyi'nin konuyu tekrar ele alacağı tarih’’ dedi.

AB'nin Türkiye'ye azınlık gibi bazı hassas konularda dayatmada bulunacağına ilişkin iddiaları reddeden Cem, AB ile üyelik müzakelerinin başlatılabilmesi için idam cezasının kalkmış olması gereğine de dikkat çekti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!