Ali Bardakoğlu'ndan cevap bekliyorum

Güncelleme Tarihi:

Ali Bardakoğlundan cevap bekliyorum
Oluşturulma Tarihi: Nisan 21, 2010 10:14

Geçtiğimiz günlerde Danimarka Türk Diyanet Vakfı tarafından Kutlu Doğum Haftası kutlamaları düzenlendi. Vakıf kutlamalara katılanlara 1.000 adet Kuran-ı Kerim dağıttı. Ama ne var ki Kuran-ı Kerimler Arapça olduğu için hiç bir işe yaramadı.

Haberin Devamı

Diyanet İşleri Başkanlığı, vatandaşlarımıza dağıtılmak üzere Danimarka Türk Diyanet Vakfı'na 2 bin adet Kuran-ı Kerim gönderdi. Vakıf, geçtiğimiz hafta Kutlu Doğum Haftası etkinliği düzenledi. Etkinliğe katılan vatandaşlarımıza 1.000 adet Kuran-ı Kerim dağıtıldı.

Ne var ki ücretsiz dağıtılan Kuran-ı Kerimler hiç bir işe yaramadı. Yani sunulan hizmet boşa gitti. Neden mi? Çünkü Kuran-ı Kerimler Arapça yazılmıştı ve Danimarka'daki vatandaşlarımızın neredeyse hic birisi Arapça bilmiyorlardı.

Zaten Kuran-ı Kerim'i ücretsiz bulup, sevinçle bir kaç adet alan aileler, evlerine gittiklerinde bir de baktılar ki Arapça yazılmış, içinde tek bir kelime Türkçe bulunmayan bir Kuran-ı Kerim.

Ben de diğer vatandaşlarımız gibi aile yakınlarıma vermek üzere 3 adet almıştım. Ben de vatandaşlarımızın geçirdiği şaşkınlığı geçirdim. Kuran-ı Kerimler okunamayacak olduktan sonra neden dağıtılmıştı?

Haberin Devamı

Merak ettim. Önce Diyanet İşleri Başkanlığını aradım. Yayın Dairesi Başkanlığı, söz konusu Kuran-ı Kerimlerden  Avrupa'daki vatandaşlarımıza dağıtılmak üzere 2007 yılında 294 bin, 2008 yılında 650 bin, 2009 yılında 310 bin yani toplam 1 milyon 254 bin adet gönderildiğini bildirdi.

Neden Arapça? Diye sorduğumda ”mahali Türkçe olanlarından da gönderdik. Kopenhag'da mutlaka hem Arapçası hem de Türkçesi dağıtılmıştır. Hem Arapça olması önemli değil. Bazı vatandaşlarımız okuyamasa bile evinde bir torba içinde duvara asıyor” cevabını aldım. Danimarka Türk Diyanet Vakfı Başkanı ve Kopenhag Büyükelçiliğimiz Din Müşaviri İsmail Başaran'ı aradım. Ona da aynı soruyu yönelttim. Aldığım cevap ”bize sadece Arapçası gönderildiği için sadece Arapça dağıttık”

”Hizmet çok güzel ama işe yaramadıktan sonra, insanlar okuyup dinimizi öğrenme şansı bulamadıktan sonra yapılan masrafa yazık değilmi?” diye sordum. Verdiği cevap, "Herkes Arapça biliyor. Ben başka bir şey bilmiyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı ”dağıtın dedi biz de dağıttık”

İsmail Başaran'a, Danimarka'da resmi din görevlileri hariç kimsenin Arapça bilmediğini söyleyerek bana Arapça bilen 100 kişi gösterip gösteremeyeceğini sordum. Cevap veremedi.

Haberin Devamı

Şimdi ben, çağdaş bir din adamı olduğunu sandığım Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'na soruyorum ” sadece Avrupa'da 1 milyon 254 bin Kuran-ı Kerim dağıtıldı. Türkiye'de ne kadar dağıtıldı bilmiyorum. Milyonlarca Kuran'ı kerim okunamayacak olduktan sonra neden basıldı, neden dağıtıldı? Türkçe izahlı olsa vatandaşlarımız dinlerini öğrenebilse daha iyi değilmiydi? Milyonlarca Kuran-ı Kerim'in basılması ve ücretsiz dağıtılması acaba hükümetin vatandaşlarımıza Türkçeyi unutturup, Arapça öğretme politikasının bir parçası mı? Bu girişim Başbakan Erdoğan'ın Almanya'dan Türk lisesi açılması, Türkçe eğitim verilmesi talebiyle çatışmıyor mu?

Yoksa ”işe yarasın, yaramasın önemli değil. Yeter ki dostumuz zengin olsun” düşüncesi ile matbaa sahibini, yani hükümet yanlısı bazı kişileri zengin etmek amacı mı taşıyor? Değilse neden milyonlarca kitap boşuna basıldı ve devlet ekonomik zarara uğratıldı?

Haberin Devamı

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesinde bu kadar çok parası mı var? Ülkemizde bu kadar işsiz, aç, bir lokma ekmeğe muhtaç insan varken, aileler çocuklarına süt ve mama parası bile bulamazken bu kadar parayı, Arapça Kuran'ı Kerim'lerin basımına vermek yerine daha hayırlı işlere harcansa olmaz mıydı?

Evet, şimdi Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'ndan bu sorularıma bir cevap vermesini bekliyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!