Devlet sırrı

Güncelleme Tarihi:

Devlet sırrı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 1998 00:00

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Son günlerde bürokratik devletin ‘‘sır’’ kavramının arkasına nasıl korkakça gizlenmeye çalıştığını ilgiyle izliyorum. Bürokratik devlet artık son çırpınışlarını yapıyor ve bir yandan inanılmaz zorlamalarla ömrünü uzatmaya çalışırken, öte yandan zaafları ve korkularını ‘‘devlet sırrı’’ kavramının arkasına telaş ve panik içinde saklamaya çalışıyor.

Kısaca belirteyim ki, bu çaba sökmeyecektir.

Sökmeyecektir çünkü, ‘‘devlet sırrı’’ aslında devletin korkusu ve zaafı anlamına gelir. Sır kavramı arkasına saklanmaya çalışan devlet halkına karşı bir takım suçlar işlediğini peşinen kabul etmiş devlettir. Bu devlet hesap vermekten kaçar ve kutsal bir baba gibi halkının sırtında tepinir durur. Oysa devlet baba değil, sadece halkın hizmetkârından ibarettir ve bu hizmetkârın sırrı olamaz.

Devlet, halktan ayrı bir yaratık değildir. Halkın kafasında yarattığı bir faraziyedir ve bu faraziye halkın iyiliği için çalışmak durumundadır. Hiç kimse kafasında kendisine baskı kurarak eziyet edecek bir kavramı yaratmaz, yarattığı takdirde onu beyinsel bir infilakla parçalayıp atar.

İşte bürokratik devlet şimdi bu infilakın eşiğindedir.

* * *

Oysa ‘‘demokratik devlet’’ sırrı olmayan devlettir. Bu tür devlet her şeyiyle açıktır ve halkına hesap verir. İşte Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ulaşması gereken devlet tipi budur ve kuşkunuz olmasın ki, bu devlet tipine ulaşacaktır.

‘‘Devlet sırrı’’ kavramının arkasına sığınmaya çalışanlar, bu kavramı kutsal bir kalkan gibi kullanmayı amaçlıyorlar. Zannediyorlar ki, bu kavram devletin şimdiye kadar kendi halkı aleyhine kurduğu bir takım kompozisyonları gizleyecektir. Zannediyorlar ki, bu kavram onların halkı değil, sadece kutsal devlet çıkarlarını düşündüklerini gözler ve yüreklerden saklayacaktır. Oysa artık böyle olmayacaktır.

Artık perde yırtılıyor ve arkasından bürokratik devletin hiç de hoş olmayan yüzü çıkıyor. Bu devlet perde yırtıldıkça ya kendisine çekidüzen vermeye mecbur kalacak, ya da halkı önünde bütün çıplaklığıyla dımdızlak kalacaktır.

İşte o zaman halk, bu devletin içindeki kıyıda köşede kalmış iyi unsurları cımbızla çekerek, kendi demokratik devletini kuracaktır. Halk, kendisinin iyiliği için çalışan ve kendisine hizmet veren devleti yaratacaktır.

* * *

Kendisini eleştirmeyi bilemeyen ve halkı tarafından eleştirilmeye katlanamayan devletler daima yozlaşıp çürümeye mahkûm olmuşlardır. Devletlere can veren eleştiri ve özeleştiri mekanizmaları çalıştırılmadığı zaman devletlerin içinde kokuşma artarak büyür ve sonuçta bu koku halkın burnundan gizlenemez olur. Bunlar rahatsız edici ve tahammül edilemez kokulardır. Şu anda Susurluk dosyasından işte bu kokular gelmektedir.

Bu kokuları zorlama mahkeme kararları, zorlama baskılar ve antidemokratik dayatmalar önleyemez, bilakis artırırlar.

Bu kokuları sadece demokrasinin parfümü uzaklaştıracaktır.

O parfüm halkın vicdanından yaratılacaktır.














Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!