Bir kulüpten daha fazlası

Son yazımda Alper Potuk transferine değinirken dikkat çekmeye çalıştığım en önemli nokta alt yapıdaki eksikliklerimizdi.

Haberin Devamı

Hali hazır transferler yapmak yerine genç oyunculara şans tanınması gerektiğini ve yepyeni bir jenerasyon için buna ihtiyacımız olduğunu belirtmiştim. Dün akşam düzenlenen FIFA Ballon D’or ödüllerinde gördüklerim ve dinlediklerimden sonra başarının sırrının alt yapıda olduğunu bir kez daha anladım.

Biliyorum birçok yazar büyüğüm, ağabeyim “ah şu Barcelona olmasa yeni nesil ne yazacaktı” diye göndermelerde bulunmaktan büyük keyif alıyor. Kendi bilgi birikimleri dâhilinde haklılık payları da yok değil!
Ancak, kendini Kaf dağında gören bir futbol liginin olmayan marka değerini yazmaktansa tüm dünyaya futbol ziyafeti çeken bir takımı bıkmadan yazmanın daha doğru olduğunu “sözüm meclisten dışarı” bir şekilde belirtmekte fayda görüyorum.

Konumuza dönecek olursak, dün akşam Messi üst üste 3.kez yılın en iyi oyuncusu seçildi. Kimilerine göre hak etti kimilerine göre hak etmedi. Ancak o yaptığı açıklamayla başarının önce takım oyuncusu olmaktan geçtiğini hepimize bir kez daha kanılatmış oldu. Aldığı ödülü başta Xavi olmak üzere tüm takım arkadaşlarına ithaf ettiğini söyleyen Messi, “Guardiola bize topluca bir şeyler kazanamıyorsak, bireysel ödüller kazanmamız için de umut olamaz demişti. Bizim içimizde herhangi bir ödülden daha öte bir dostluk var” ifadeleriyle Barcelona’nın neden “bir kulüpten daha fazlası” olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Bu oyuncuların hepsi Barcelona’nın o meşhur alt yapı okulu La Masia’dan çıktı. Aldıkları bu nitelikli eğitim sayesinde bugün kazandıkları bu erişilmez ödülleri bile sindirebilen, birbirlerine ithaf edebilen yetenekler oldular. Guardiola ile birlikte yarıştıkları 16 kulvarda 13 kupa kazanan bu oyuncular, birlikte gelen bu başarı sayesinde birbirinden önemli bireysel ödüllerin de sahibi oldular.

Biliyorum, yine sevgili okuyucularımız bana sayısız mailleriyle Sarı Kırmızı, Sarı Lacivert, Siyah Beyaz göndermelerde bulunacaklar. Kimisi saysana bana Fener’in alt yapısından kaç oyuncu çıkmış diyecek, kimisi sen kimsin ki Sayın Aysal’ın vizyonuna laf edeceksin diyecek, kimisi de biz kim Barcelona kim diyecekte diyecek…

Hepsine varım ama artık ufukların genişleme vakti gelmedi mi? Bizler bile oturduğumuz yerde genç Semih, Emre, Gökay, Alper, Özgür diyebiliyorsak, futbolumuzu yönetenlerin bu ufka vakıf olması gerekmiyor mu? Bir elin parmağını geçmeyen lejyonerimizle övünmek yerine bunlardan daha iyilerini yetiştirmek için “bu ülkeden daha fazlası” na sahip olmamıza gerek var mı?

Yazarın Tüm Yazıları