Yeni Yasama Yılı başladı

Güncelleme Tarihi:

Yeni Yasama Yılı başladı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 2008 14:19

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül TBMM'nin yeni yasama yılı a?ılışında konuştu.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dışa a?ık ve dünyayla bütünleşmiş Türk ekonomisinin, son küresel gelişmelerden belli öl?üde etkilenmesinin doğal karşılanması gerektiğini belirterek, "Dünya ekonomilerinin i?inde bulunduğu krizi, ülkemiz i?in bir fırsata dönüştürmek suretiyle aşmamızın mümkün ve gerekli olduğuna inanıyorum. Türkiye'yi yatırım yapılacak güvenli bir ada haline getirebiliriz. Yeter ki evimizin i?ini reformlarla düzene koymaya devam edelim" dedi.

Gül, TBMM'nin 23. Dönem 3. Yasama Yılının a?ılışı dolaysıyla, Genel Kurulda milletvekillerine hitap etti.

Konuşmasına, yeni yasama yılının, ge?en yıl olduğu gibi, yoğun ve verimli bir mesaiyle ge?eceğine olan inancını dile getirerek başlayan Gül, başta milletvekilleri olmak üzere, vatandaşların bayramını kutladı.

Bayramların, kardeşliğin ve dayanışmanın, en üst düzeye ?ıktığı, kırgınlıkların onarıldığı, küskünlüklerin giderildiği günler olduğuna işaret eden Gül, "Yüce Meclisin a?ılışının bir bayram gününe tesadüf etmesinin, ülkemizde hoşgörü, işbirliği ve karşılıklı saygıya dayalı bir siyasi iklimin oluşmasına katkıda bulunmasını ümit ediyorum" dedi.

"G?VENSİZLİK DUYGUSUNUN YAŞANDIĞI D?NEM"

Gül, gü? dengelerinin yeniden şekillendiği bir dünyada yaşadıklarını belirterek, küresel işbirliği ve gelişme fırsatları ile gerginlikler ve krizlerin, aynı anda ortaya ?ıkabildiğini söyledi.

Uluslararası alanda, tanımlanmasında dahi gü?lük ?ekilen belirsizliklerin ve buna bağlı bir güvensizlik duygusunun yaşandığı bir dönemden ge?tiklerine dikkati ?eken Gül, kronik bölgesel sorunlara ek olarak, Kafkasya'da yaşanan son ihtilaf, gıda ve enerji fiyatlarındaki ciddi dalgalanmalar ve uluslararası para piyasalarındaki son sarsıntıların, bu belirsizliğin yarattığı sonu?lardan sadece birka?ı olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Gül, yaşanan küresel ekonomik ve siyasi sıkıntıların, sosyal, kültürel ve dini aşırılıkların, ?atışmaların uluslararası gündemde yer almaya devam etmesine yol a?tığını ifade etti.

"D?NYADAKİ GELİŞMELERİN DIŞINDA KALMASI D?Ş?N?LEMEZ"

Ge?en hafta katıldığı Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda bulunan dünya liderlerinin zihinlerini, bu ve benzeri konuların yoğun bi?imde meşgul ettiğini yakından gördüğünü anlatan Gül, BM'ye üye yaklaşık 200 ülkenin ve uluslararası kuruluşun temsilcileriyle yaptıkları toplantılarda, a?lık, yoksulluk, salgın hastalık ve iklim değişikliği gibi sorunlara karşı acil kolektif önlemler alınması yönünde anlayış birliği i?inde olduklarının ortaya ?ıktığını söyledi.

Gül, BM'nin daha demokratik bir yapıya kavuşmasından kriz yaşayan uluslararası mali piyasaların bir düzen ve disipline sokulmasına, nükleer silahların yayılması konusundan terörizme kadar herkesi yakından ilgilendiren başlıca kritik konuları enine boyuna tartıştıklarını belirtti. Abdullah Gül, kronikleşmiş bölgesel ihtilaflara ?özüm yolları bulma ve yeni ihtilafların ortaya ?ıkmasını önleme imkanlarını ele aldıklarını dile getirdi.

Türkiye'nin de uluslararası toplumun önemli bir üyesi olarak dünyadaki gelişmelerin dışında kalmasının düşünülemeyeceğini vurgulayan Gül, "Bunları yakından, dikkatle izlememiz, tartışmalara ve ?özümlere katkıda bulunmamız, hem kendi ulusal ?ıkarlarımızın hem de uluslararası sorumluluklarımızın gereğidir. Başta bölge ülkeleri olmak üzere, uluslararası toplumun ve BM'nin, Türkiye'nin bu tür katkılarından memnuniyet duyduğunu, hatta bizden giderek artan bir beklenti i?erisinde olduklarını bizzat müşahede ettim" diye konuştu.

"KRİZİ, T?RKİYE İÇİN BİR FIRSATA D?N?ŞT?RMEK"

"Tasvir ettiğim uluslararası koşullarda ulusal hedeflerimizi ger?ekleştirmek ve uzun vadeli ?ıkarlarımızı korumak i?in millet?e her zamanki gibi müteyakkız olmamıza ihtiya? vardır" diyen Gül, bu ?er?evede, kalkınmayı; uzun vadeli bir perspektif i?inde, istikrarlı ve hızlı bir şekilde sürdürmeye daha fazla özen göstermeleri gerektiğini kaydetti.

Gül, bugün dünya ekonomilerinin i?inde bulunduğu krizi, Türkiye i?in bir fırsata dönüştürmek suretiyle aşmalarının mümkün ve gerekli olduğuna inandığını belirterek, "Tabiatıyla, ekonomik ve sosyal politikalarımızda bu yolda uyarlamalar yapma ihtiyacı ortadadır" dedi.

Buna paralel olarak, yeni bir evreye gelmiş olan AB'ye tam üyelik sürecini, etkin bir dış politikayla ve geniş bir toplumsal ve siyasi mutabakatla hızlandırmak zorunda olduklarını ifade eden Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde ülkemizin 20. yüzyılın başlarında ortaya koyduğu büyük dönüşüm ve modernleşme hamlesi, bugün 21. yüzyıl şartlarında da hepimize ilham verecek gü?lü bir vizyon ve cesaret örneği teşkil etmektedir. Bu anlayıştan hareketle, Cumhuriyetimizin 100. yılına doğru, 15 yıllık bir perspektif i?inde, sahip olduğumuz potansiyeli sonuna kadar en iyi şekilde kullanarak, ülkemizi hak ettiği daha yüksek konuma taşımak, milletimize ve Cumhuriyetimize karşı hepimizin sorumluluğu olmalıdır.

Dünya öl?eğinde daha saygın bir devlet, daha müreffeh ve özgür bireylerden oluşan bir toplum olma yolunda, tüm bilgi birikimimizi ve emeğimizi seferber etmek mecburiyetindeyiz. Uzun vadeli kalkınma stratejimizde de ifade edildiği üzere, temel hedefimiz Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 yılında, ülkemizi dünyanın en gü?lü ekonomisine sahip 10 ülkesi arasına sokmak olmalıdır."

"SAKİN LİMAN ARAYAN GİRİŞİMCİLER"

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin; 1990'lı yıllarda ve en son 2001 yılında yaşadığı ağır ekonomik krizlerin ardından, kararlı bir şekilde ger?ekleştirilen reformlarla, ekonomik ve sosyal kalkınmasında ?ok önemli mesafeler aldığına işaret etti.

Bu başarıyı ?ok önemsediğini ve kazanımların titizlikle korunması gerektiğini dile getiren Gül, "Ancak, uzun vadeli hedef ve stratejiler ?er?evesinde, daha yapacak ?ok işimiz olduğunun da altını ?izmek istiyorum. ?zellikle bugün dünyanın i?inde bulunduğu büyük ekonomik bunalım karşısında kazanımlarımızın korunması ve yitirilmemesi gereğine bir kez daha dikkatlerinizi ?ekmek istiyorum" diye konuştu.

Gül, küresel krizin, dünya ekonomilerini bir süre daha etkisi altında tutacağının a?ık olduğunu vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:
"Dışa a?ık ve dünya ile bütünleşmiş ekonomimizin, son küresel gelişmelerden belli öl?üde etkilenmesi doğal karşılanmalıdır. Nitekim, Türkiye'de de büyüme, enflasyon, faiz oranları ve hisse senetleri fiyatları gibi temel büyüklükler, kendi i? sorunlarımızın da katkısıyla, küresel gelişmelerden etkilenmiştir. Bununla birlikte, krizin kapsamı ve derinliği dikkate alındığında, Türkiye ekonomisinin ge?miş dönemlerle kıyaslanmayacak öl?üde dayanıklılık kazandığının da altını ?izmek gerekir.

Bu ortamda, bir yandan mevcut kazanımlar korunurken, diğer yandan ekonomimizi daha da dayanıklı kılacak ve ülkemizin potansiyelini tam olarak harekete ge?irecek adımların zamanında atılması büyük önem taşımaktadır. Ekonomi alanında gerekli tedbirlerin gecikmeksizin alınması ve koordinasyonun gü?lendirilmesi, sonu? olarak öngörülebilirliği arttıracaktır. ?ngörülebilirliğin olduğu bir ortam ise bugünün dünyasında sakin liman arayan girişimciler ve sermaye i?in ?ekici bir ortam sunacaktır. ?zellikle ülkemizin ?evresindeki büyük sermaye birikimleri ve krizlere beraber baktığımızda, Türkiye'yi yatırım yapılacak güvenli bir ada haline getirebiliriz. Yeter ki evimizin i?ini reformlarla düzene koymaya devam edelim."

"KRİZ D?NEMLERİNDE DOĞRU POLİTİKA İZLEYEN ?LKELER"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu ?er?evede, AB müktesebatına uyum sürecine ilişkin hazırlanan Ulusal Programın hızla uygulanması öncelikli ve temel hedefler arasında yer alması gerektiğini belirtti. Gül, 2007-2013 dönemini kapsayan, stratejik planlama anlayışına dayalı olarak hazırlanan ve Meclis?e onaylanan 9. Yedi Yıllık Kalkınma Planındaki vizyon ve temel ama?ların, yapılacak temel yapısal reformlar i?in gü?lü bir ?er?eve oluşturduğunu söyledi.

Kriz dönemlerinde doğru politikalar izleyen ülkelerin, dünya ortalamalarına göre daha yüksek performans göstermelerinin ve gelişmiş ülkelerle farklarını hızla azaltmalarının mümkün olduğunu vurgulayan Gül, normal şartlarda uzun süre gerektiren mesafelerin, bu şekilde ?ok daha kısa zamanda kapanabileceğini kaydetti.

"BELİRSİZLİKLERİN GİDERİLMESİ"

Türkiye'nin dünyada yaşanan krizi fırsata dönüştürebileceği önemli alanlardan birinin gıda güvenliği ve tarım sektörü olduğuna dikkati ?eken Gül, gelecek dönemde, bu potansiyeli harekete ge?irecek şekilde, uzun vadeli yapısal dönüşüm ?alışmalarının yoğunlaştırılmasının temel bir öncelik olması gerektiğini söyledi.

Gül, bu bağlamda, Güneydoğu Anadolu Projesi ile diğer bölgesel kalkınma programlarının kısa sürede tamamlanmasının önemli olduğunu dile getirdi.
Küresel gelişmelerin gündeme taşıdığı bir diğer temel sektörün, enerji olduğunu vurgulayan Gül, "Enerji, ekonomik büyümemizin sürdürülmesi, rekabet gücümüzün arttırılması, ?evrenin korunması, ulusal güvenliğin ve uluslararası ilişkilerin sağlıklı bir zemine oturtulması ve AB'ye üyelik sürecimiz a?ısından ?ok boyutlu olarak değerlendirilmesi gereken bir alandır" dedi.

Gül, özel girişimin ve yabancı sermayenin, enerji sektörüne yeterince yatırım yapmasının sağlanmasının öncelikli öneme sahip olduğunu, böyle bir yatırım ortamının sağlanması i?in belirsizliklerin giderilmesi ve uzun vadeli öngörülebilirliğin sağlanması gerektiğini bildirdi.

"KURUMLARIMIZLA HAZIRLANMALIYIZ"

Enerji ve su kaynaklarının yönetimi gibi stratejik konularla bağlantılı gördüğü küresel ısınma sorununa da önem vermeleri gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu:
"Küresel ısınmanın ülkemizi ve insanlarımızı önümüzdeki dönemde ciddi şekilde etkilemesi beklenmektedir. İ?inde bulunduğumuz coğrafya böyle bir riskle karşı karşıyadır. Bu durumla yaşamayı öğrenmemiz ve ihtiya? duyulan önlemleri uluslararası işbirliği ?er?evesinde almamız lazımdır. Gelecek yıllarda, Kyoto sonrası süre?te, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında bu sorunun ?özümü konusunda yaşanacak müzakerelere bütün ilgili kurumlarımızla hazırlanmalıyız.

Bu ?er?evede, yurt sathındaki ağa?landırma seferberliğine tüm kurumların daha fazla destek vermesini sağlamalı ve arazilerimizin yüzde 10'unun milli park olması hedefi esas alınmalıdır. Başta Çevre ve Orman Bakanlığı ve TSK olmak üzere kamu kuruluşlarının, yerel yönetimlerin, TEMA, ÇEK?L, Doğal Hayatı Koruma Derneği gibi sivil toplum örgütlerinin, firma ve vatandaşların bu alandaki katkılarını takdirle not etmek isterim."

TBMM Başkanı Köksal Toptan, iktidarı ve muhalefetiyle milletin sorunlarına ?özüm bulmanın, ülkenin önünü a?manın, görevleri olduğunu belirterek, "Tartışmaktan korkmamalıyız. Tartışmak Türkiye'yi geri götürmez. Farklılıklarımız, bizi, gerginlik ve kutuplaşma noktalarına götürmemelidir. Herkesin birbirini kabul etmesi, anlaması, birbirine destek olması sayesinde Türkiye, toplumsal uzlaşmayı da bulacaktır" dedi.
Toptan, yeni yasama yılının a?ılışı dolayısıyla yaptığı konuşmada, Türkiye'nin önünü a?acak, vatandaşların daha mutlu, geleceğe daha güvenle bakabilecek bir ülkede yaşamalarını sağlayacak ?alışmaları, hep birlikte ger?ekleştirmeleri gerektiğini söyledi.
AB ile yürütülen müzakere sürecinin, Türkiye'nin ?ağdaş, demokratik ve evrensel ideallere ulaşması bakımından büyük önem taşıdığına olan inancını dile getiren Toptan, "?lkemizde yaşanan değişim ve dönüşümün merkezi olan Meclisimiz, tam üyelik yolunda üzerine düşen görevleri kararlılıkla yerine getirmiştir" diye konuştu.
Toptan, TBMM'nin, ge?en yasama döneminde AB uyum yasaları başta olmak üzere, bir ?ok konuda işbirliği ve uzlaşma örnekleri vererek, başarılı ?alışmalar ortaya koyduğunu, AB ile müzakere yolunu a?tığını ifade etti. Toptan, aynı işbirliği ve uzlaşmanın, i?inde bulundukları dönemde de sağlanabileceği kanaatinde olduğunu dile getirdi.
Meclis Başkanı olarak, ülkenin ihtiyacı olan temel düzenlemelerin, uzlaşma ortamı i?erisinde hayata ge?irilebilmesi i?in gerekli zeminlerin oluşabilmesi amacıyla yoğun gayret gösterdiğini anlatan Toptan, "Bu yüce ?atı, sorunlara ?are üretim merkezidir" dedi.

"TARTIŞMAKTAN KORKMAMALIYIZ"

"İktidarıyla ve muhalefetiyle milletimizin sorunlarına ?özüm bulmak, ülkemizin önünü a?mak, hepimizin temel görevidir" diyen Toptan, tartışmaktan korkmamaları gerektiğini söyledi.
Toptan, tartışmanın, Türkiye'yi geri götürmeyeceğini vurgulayarak, "Yeter ki tartışmalarımızı demokratik olgunluk ve karşılıklı saygı sınırları i?erisinde kullandığımız üsluba özen göstererek yapalım. Herkesin, yarın birbirinin yüzüne bakamayacak söz ve davranışlardan özenle ka?ınması gerektiğini unutmamak gerekir diye düşünmekteyim" şeklinde konuştu.
Gelecekleri i?in oturup konuşmak ve ortak noktalarda buluşmak zorunda olduklarını belirten Toptan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Farklılıklarımız, bizi, gerginlik ve kutuplaşma noktalarına götürmemelidir. Demokrasi, farklılıklarımızı hukuk zemininde koruyan ve bu farklılıkların bir zayıflık değil, zenginlik kaynağı olmasını sağlayan tek rejimdir. Herkesin birbirini kabul etmesi, anlaması, birbirine destek olması sayesinde Türkiye, toplumsal uzlaşmayı da bulacaktır. Demokrasinin güzelliği de budur.
Demokrasimizi daha da kökleştirecek, Türkiye'yi aziz Atatürk'ün gösterdiği ?ağdaş uygarlık düzeyine taşıyacak ?alışmaları uzlaşı i?erisinde ger?ekleştirmeliyiz. Bunu aydınlık yarınlarımız i?in başarmalıyız. Ben bunu başarabileceğimize yürekten inanıyorum."

"G?VEN VE İTİBARI ARTIRACAK"

TBMM Başkanı Toptan, gerektiğinde Parlamento i?i ve dışı siyasi partiler ve sivil toplum örgütleriyle de ?alışmalar yapmanın, ortak düşünce zeminleri aramanın ve bulmanın mümkün olacağını dile getirdi.
Yapılacak ortak ?alışmaların, milletin, kendilerinden beklentilerini de önemli öl?üde karşılayacağını vurgulayan Toptan, bu ortak ?alışmaların, hem TBMM'ye hem de siyaset kurumuna duyulan güveni ve itibarı artıracağını kaydetti.
Toptan, konuşmasını, "Eminim ki ger?ekleştireceğimiz ?alışmalarla büyük Türk milletinin gönlünde eşsiz bir yer edineceğiz. A?ılışı bayram gününe denk gelen yeni yasama yılında, ?alışmalarımızın karşılıklı sevgi, saygı ve demokratik olgunluk i?erisinde ger?ekleşebilmesi hepimizin ortak arzusudur. Yeni yasama yılının ülkemize, milletimize, değerli milletvekili arkadaşlarıma ve TBMM'ye hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Sayın milletvekili arkadaşlarıma sağlık i?inde başarılı ?alışmalar temenni ediyor, yüce Meclisi en i?ten duygu ve saygılarımla selamlıyorum" sözleriyle tamamladı.

GENÇ, SALONU TERK ETTİ

Toptan, konuşmasından sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü kürsüye davet etti.
Bu arada, ayağa kalkan Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Gen?, Cumhurbaşkanı Gül'ü eleştiren sözler sarfettikten sonra Genel Kurul Salonunu terk etti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Yeni anayasal düzenlemelerin, milli birlik ve toplumsal dayanışmamızı gü?lendirecek bi?imde, dışlayıcı olmayan, kapsayıcı bir yaklaşıma sahip olması elzemdir. Temel hak ve hürriyetleri güvence altına alan, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışını kuvvetle teyit eden nitelikte olması, yeni anayasal düzenlemelerin gücünü ve sürdürülebilirliğini arttıracaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, 23. Dönem 3. Yasama Yılının başlaması nedeniyle TBMM' Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, toplumda 1982 tarihli Anayasanın tadilatı veya yeni bir Anayasa hazırlanması konusunda canlı ve kapsamlı tartışmanın yıllardır sürdüğünü hatırlatarak, şunları söyledi:

"Yüce Meclis'in, başta siyasi partiler olmak üzere, toplumun bütün kesimlerinin katkılarından yararlanarak en mükemmel anayasal düzenlemelere ulaşacağından şüphem yoktur. Milletimiz, Anayasa tartışmalarının sağlıklı bir sonuca ulaşmasını sağlayacak tarihsel birikim, tecrübe ve olgunluğa sahip bulunmaktadır. Neredeyse 20 yıldır gündemde olan bu tartışmalar ?er?evesinde, toplumun hemen her kesiminin kamuoyuna sunmuş olduğu ?eşitli taslaklar, öneriler ve fikirler, yapmış olduğu uyarı ve talepler esasen mevcuttur. İnanıyorum ki TBMM'nin yüksek temsil kabiliyeti, ülkemizde mevcut olan demokratik tartışma ortamı ve siyasi partilerimiz arasındaki diyalog ve istişare geleneği de sonu? almak bakımından gerekli ortamı sağlamaktadır.

Yeni Anayasal düzenlemelerin ge?mişteki tecrübelerden ders alınarak yapılması doğaldır. Ancak, yeni düzenlemelerin öncekilerden ?ok daha ileride olması da beklenecektir. Bu düzenlemelerin dünyanın 21. yüzyılda geldiği koşulları esas almak suretiyle, ?ağımızın sosyal ve politik ger?eklerine uygun bir anlayışla tasarlanması önemlidir. Ayrıca, bu ?alışmaların hızlı teknolojik-bilimsel gelişmeleri de hesaba katan uzak görüşlülükle yürütülmesinin büyük önem taşıdığı görüşündeyim.

Yeni anayasal düzenlemelerin, milli birlik ve toplumsal dayanışmamızı gü?lendirecek bi?imde, dışlayıcı olmayan, kapsayıcı bir yaklaşıma sahip olması elzemdir. Temel hak ve hürriyetleri güvence altına alan, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışını kuvvetle teyit eden bir nitelikte olması, yeni anayasal düzenlemelerin gücünü ve sürdürülebilirliğini arttıracaktır."SAYDAMLIKKonuşmasında, Türkiye'nin saydamlık konusundaki performansına da değinen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Biliyorsunuz, Türkiye, başta BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi olmak üzere, yolsuzlukla mücadele konusundaki başlıca uluslararası sözleşmelere TBMM'nin kabul ettiği yasalarla taraf olmuş, bu ?er?evede uluslararası yükümlülüklere girmiş bulunmaktadır" dedi.

Türkiye'de, saydamlık düzeyinin yükselmesine olan ihtiyacın devam etmekle birlikte, toplumdaki demokratikleşme ve modernleşmeye paralel olarak, mevzuatta yapılan yenilikler sonucunda, bu alanda tedrici ve göreceli de olsa, bazı iyileşmeler olduğuna dikkat ?eken Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti:

"Bağımsız bir kurum olan ve dünyada referans olarak gösterilen Uluslararası Saydamlık Kurumu'nun her yıl yayınladığı veriler incelendiğinde, Türkiye'nin bu endeksteki notunun ve sıralamadaki yerinin, mütevazı öl?ülerde de olsa, giderek yükselmekte olduğu görülmektedir. Bu mütevazı iyileşmede, mevzuatımızdaki uyarlamaların yanısıra, başta TBMM, Hükümet ve Muhalefet, Yargı ve basın-yayın organları olmak üzere bütün kurumlarımızın ve vatandaşlarımızın duyarlılığı etkili olmuştur. Türk özel sektörünün kendisini bu alandaki ?ağdaş öl?ütlere uyarlamasındaki başarısı da bunda rol oynamıştır. Gelinen nokta bir iyileşmeye işaret etse de bunun yeterli olduğunu söylemek tabiatıyla mümkün değildir. Bu eğilimin geriye doğru gitmesi ise, hi?bir şekilde kabul edilemez bir gelişme olacaktır.

Tarihimizdeki Ahilik kurumundan başlayarak, iş ahlakı konusunda derin geleneği bulunan Türk toplumunun bu alanda ?evresine de örnek olacak bir düzeye yükseleceğine i?tenlikle inanıyorum, bunu temenni ediyorum.

Türkiye, geleneksel olarak kendi bölgesinde ve uluslararası planda barış, istikrar ve refahın kalıcı bir bi?imde kök salabilmesi i?in yoğun gayret gösteren bir ülke olmuştur. Bizi ?evreleyen tüm komşularımızla dostluk, karşılıklı saygı ve işbirliği esasları üzerinden ilişkilerimizi ve işbirliğimizi geliştirme yaklaşımı, bu geleneğin devamıdır.

Milli davamız olan Kıbrıs meselesinde ilkelerimiz ?er?evesinde kapsamlı ?özüme verdiğimiz kuvvetli destek, Irak'ın toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini muhafaza etme gayretlerine yaptığımız katkı, bu yaklaşımımızın önemli göstergeleridir."

?ZEL SİYASİ G?REVLER

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin amacının, ?evresinde geniş bir barış, güvenlik ve istikrar kuşağı oluşturarak, kendisinin ve bölgesinin daha müreffeh hale gelmesini kolaylaştırmak olduğunu vurgulayarak, "Yakın ?evremize yönelik bu sahiplenici yaklaşım kuşkusuz, Türkiye'ye bölgesinde özel siyasi görevler yüklemektedir. Türkiye'nin yeni krizlerin önlenmesi ve süregiden sorunların ?özümünde ön alıcı bir tutum i?inde olmasını zorunlu kılmaktadır. Bu ?abalar devam etmelidir" diye konuştu.

Hükümetin, Güney Kafkasya'da, Orta Doğu coğrafyasında, Balkanlarda, Güney Asya'da ve uluslararası toplumu meşgul eden bir?ok önemli konuda karşılıklı güveni pekiştirmeyi ve diyalog yoluyla sorunlara ?özüm bulmayı hedefleyen ikili ve ?ok taraflı girişimlerine Cumhurbaşkanı olarak katkıda bulunmaya devam edeceğini kaydeden Gül, "Gerek insani, gerek kalkınma yardımları bağlamındaki donör ülke konumumuzu pekiştirmemiz, ayrıca Afrika, Latin Amerika, Asya ve Karayip coğrafyalarındaki ülkelerle ilişkilerimizi sürekli geliştirmemiz bölgesel ve küresel ağırlığımıza mütenasip yaklaşımlar olacaktır" dedi.

Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Emniyet Teşkilatına bağlı birliklerin uluslararası barışı koruma operasyonlarında aldıkları görevlerin, dünyada övgüyle karşılandığını ve uluslararası barışa se?kin bir katkı sağladığını belirten Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

TER?RLE M?CADELE

"BM Güvenlik Konseyi ge?ici üyeliğine se?ilmesi halinde Türkiye, bütün bu olumlu katkılarını daha etkin bi?imde sürdürebilecektir.

Çağımızın illetlerinin başında gelen terörle kararlılıkla mücadele önceliklerimizden biri olmaya devam etmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik gü?lerimizin bu uğurda kahramanca verdikleri mücadele her türlü takdirin üzerindedir. Bu vesileyle, terörle mücadele sırasında hayatını kaybetmiş olan tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, gazilerimizi şükranla anıyorum.

Terörle mücadele konusunda kararlılık esastır. Ancak, demokrasiye inan? ve bağlılık, topyekun bir sosyo-ekonomik kalkınma anlayışı terörü besleyen kaynakları ve terörün zeminini büyük öl?üde zayıflatacaktır. Bu suretle sağlanacak başarı, herkese şiddetle ve terörle bir yere varılamayacağını en iyi şekilde anlatacaktır. Bizim i?in esas olan toplumsal barışın sürekli kılınması ve bütün vatandaşlarımızın devletine aidiyet duygusunun pekiştirilmesidir.

Terörle mücadelede uluslararası işbirliği ahlaki ve hukuki bir yükümlülük haline gelmiştir. Bu ?er?evede Amerika Birleşik Devletleri ile birbirimize sağladığımız yararlar, bazı Avrupa ülkelerinin terör örgütüne karşı almaya başladığı tedbirler bu alandaki olumlu gelişmelerdir."

YILDIZI PARLAYAN BİR T?RKİYE...

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin, büyük ve gü?lü bir ülke olduğuna işaret ederek, tarihi ve kültürel ge?mişinin, jeo-stratejik ve jeo-politik konumunun, demografik ve sosyal özellikleriyle, ekonomik dinamizminin öneminin, bütün saygın gözlemciler tarafından teslim edildiğini söyledi.

"Tüm bu artılarımızın bizi arzu ettiğimiz daha üst noktalara taşıması i?in almamız gereken ?ok mesafe, ?abalarımızı yoğunlaştırmamız gereken ?ok alan bulunmaktadır" diyen Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılına doğru ilerlerken, yeniden şekillenen bir dünyada, barış, istikrar ve refah unsuru ülkeler arasında yıldızı parlayan bir Türkiye, ortak hedefimiz olmalıdır.

Tali tartışmaları ve konuları aşarak, yüksek hedefler şemsiyesi altında birleşmek mecburiyetindeyiz. Ge?mişin kısır ?ekişme ve tartışmalarının ülkemize maliyeti ağır olmuştur.

?zgüven, karşılıklı güven ve demokratik tolerans i?inde, 21. yüzyılın meydan okumalarına hep birlikte gü?lü bir karşılık vermeliyiz.

Bu duygu ve düşüncelerle, milli irademizin tecelligahı ve demokratik düzenimizin kalbi konumunda olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Yeni Yasama Yılının en üst düzeyde başarıyla ge?mesini temenni eder, hepinizi saygıyla selamlarım."

Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmasının ardından TBMM Başkanı Köksal Toptan, birleşimi, 7 Ekim salı günü toplanmak üzere kapattı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!