Resmi Ma? Tadında

Bunda en büyük pay Alman hakemindi. Oyunun akış hızını düşürecek gereksiz düdüklerden ka?ınan, hafif sertliğe müsaade eden hakem, ortaya premier lig tadında bir ma? ?ıkmasında baş aktör oldu, hakkını teslim edelim.

Aslında ma?a milli takımımız yine ?ok iyi başlayamadı. ilk 20 dakika Avusturya'nın mutlak üstünlüğünde ge?ti. Tipik bir Orta Avrupa takımının disiplin anlayışına sahip olan ev sahibi ekip, bu dakikaya kadar oyunun hem hücum hem de savunma yönünde ?ok başarılıydı.

Avusturya'nın bulduğu goller, hazırlanış ve özellikle son vuruşlar a?ısından ?ok kaliteliydi. Orta sahada kapılan toplarla nasıl kısa yoldan gole gidileceğinin dersini verdi Avusturya.

Bizimkileri biraz da işte Avusturya'nın ma?ı bu kadar ciddiye alması kendine getirdi. İlk golü bulduğumuz 38. dakikaya kadar ciddi bir organize atak yapamadık. Aurelio - Kazım işbirliğinde gelen golle birlikte oyunda psikolojik üstünlüğü ele ge?irdik. Bunda ev sahibi takımın kadrosunda gen? ve tecrübesiz oyuncuların olması etkili oldu. Derken 41'de gelen Tuncay'ın golü ile ilk yarı itibariyle etkili oynayan taraf olmamamıza rağmen soyunma odasına galip girmeyi başardık. Sinan ?zcan yazıyor

İkinci yarıda Avusturya'nın bizden ?ekinmeye başladığı dakikalarda, Sabri'nin de o bildik insan üstü presiyle kaptığımız topta, biraz da rakip defansın yardımıyla kolay bir şekilde farkı ikiye ?ıkardık.

Tuncay'ın gol vuruşlarındaki ondan pek alışkın olmadığımız yüksek kalite, idmanda bol bol aşırtma vuruş ?alıştığı izlenimi veriyordu. Ayrıca kendisinin 3. golünü öyle bir gövde gösterisiyle atıyordu ki, adeta "buranın ağası benim" diyordu. Doğrusu ge?irdiği sakatlıktan sonra Tuncay'ı böyle seyretmeyi özlemişiz. Teşekkürler Tuncay.

Bir de Halil'den bahsetmezsek haksızlık etmiş oluruz. Zira İlk yarıda ?ok etkisiz kalan Mehmet Yıldız'dan sonra, günümüz futbolunda bir tek forvetin nasıl oynaması gerektiğini cümle aleme gösteren Halil'e de alkış.