Önce minareler şimdi de sığınmacılar

Güncelleme Tarihi:

Önce minareler şimdi de sığınmacılar
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2015 13:17

İsviçre federatif, demokratik bir Avrupa ülkesidir.Kişi başına düşen Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) 50 bin Dolar civarındadır.

Haberin Devamı

Yani insanlarının refah düzeyi çok yüksek olan bir ülkedir.
Bundan yaklaşık 7 yıl önce, 29 Kasım 2009 tarihinde minare yapımına izin verilip verilmesi için referanduma gidildi İsviçre’de.
Halkın yüzde 57’si “Minareye hayır” dedi.
Referandum öncesi İslam ve göçmen karşıtı aşırı milliyetçi-muhafazakar, sağ popülist İsviçre Halk Partisi (SVP) “Hayır” denilmesi için yoğun bir kampanya sürdürdü.
Tabii “Amacına” da ulaştı.
Ama bu sonuç “Demokratız” diyen İsviçrelilere de demokratik İsviçre’ye de yakışmadı.
Çünkü kendilerinin de altında imzası bulunduğu Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nun 9’uncu maddesindeki DİN ÖZGÜRLÜĞÜ ve 14. maddesindeki AYRIMCILIK YASAĞI çok apaçık bir biçimde ayaklar altına alındı.
İşte minare yasağına onay çıkmasında etkin rol oynayan sağ popülist SVP, geçtiğimiz pazar günü yapılan genel seçimlerden en güçlü parti olarak çıktı.
Hem de toplam oyların yüzde 29.4’ünü olarak.
Tabii SVP bu sonuca, seçim öncesi sürdürdüğü “Sığınmacıya hayır” kampanyası sayesinde ulaştı.
8 milyon 200 bin nüfuslu İsviçre’nin kabul ettiği sığınmacı sayısı yılda 30 bini bulmadığı halde demokrat geçinen İsviçre halkı, sağ popülist SVP’nin dolduruşuna geldi.
İşte bu yaklaşım da İsviçrelilere yakışmadı.
Tabii İsviçre’ye de...

İdam sehpası

ÖNCEKİ akşam, eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerden Saksonya’nın başkenti Dresden’de yine gösteriler vardı.
Pegida kısa adıyla tanınan Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar yine sokaklardaydı.
Aşırı sağcı, yabancı ve İslam düşmanı Neo-Naziler öncülüğünde düzenlenen protesto gösterisine 20 binden fazla kişi katıldı.
Demokratik hukuk devleti Almanya Federal Cumhuriyeti’nde herkesin gösteri düzenleme özgürlüğü vardır.
Buna kimsenin itirazı yoktur.
Olamaz da...
Ama bazı göstericilerin ellerinde yine idam sehpaları vardı.
Başbakan Angela Merkel ile aynı zamanda Federal Ekonomi ve Enerji Bakanı olan Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Sigmar Gabriel için rezerve edilmiş idam sehpaları.
Bu basbayağı insanları suça teşvik etmektir.
Bu basbayağı “Sizi sallandıracağız” tehdididir.
Böyle bir özgürlük olamaz.
Olmamalıdır da...

* * *

Konuşmacı olarak kürsüye çıkan Türk kökenli yazar Akif Pirinççi, “Ne yazık ki, toplama kampları yok artık” diyerek başta Yahudiler olmak üzere milyonlarca insanın cayır cayır yakıldığı gaz odalarının özlemini duyduklarını dile getirmiştir.
Evet düşünceyi ifade özgürlüğünün sonuna kadar arkasındayız.
Ama bu nasıl düşünceyi ifade özgürlüğüdür!
Kendilerinden olmayanlara kin kusmak, insanları Müslümanlara, sığınmacılara karşı kışkırtmak, onların toplama kamplarına gönderilmesini ima etmek düşünceyi ifade özgürlüğü müdür?
Dersden’de sağduyulu Almanlar da vardı.
Pegidacıların karşısına duran 20 bine yakın insan.
“Nazilere geçit yok” diyebilen insanlar.
Demokrasiden, hoşgörüden yana olan insan gibi insanlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!