Öğretmen veli tahterevallisi

Güncelleme Tarihi:

Öğretmen veli tahterevallisi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 23, 2011 00:00

Yıl 1999. Büyük oğlum Ankara’da bir Anadolu Lisesine devam ediyordu. Veli bilgilendirme toplantısı var, dediler. Okula gittim. Oğlumun sınıfına yaklaşırken iki bayan gördüm. Bayanlar sınıf kapısının önünde bekliyorlardı.


Haberin Devamı

Almanya’daki veli konuşma günleri aklıma geldi. Bu veli konuşma günlerinde öğretmen sınıfın içinde oturur. Veliler ise koridorda beklerler. Sırası gelen veli içeriye girer ve çocuğunun durumunu konuşur. Koridorda bekleyen veliler bu konuşmayı duymazlar. Çünkü bu konuşma ö z e l bir eğitim görüşmesidir.

Şimdi dönelim yine Ankara’ya. Ben, sınıf kapısının önünde bekleyen bayanları görünce, onları veli zannettim ve üçüncü kişi olarak sıraya girdim. Biraz sonra kapı açıldı ve içerden bir bayan çıktı. Birinci sırada bekleyen bayana bakarak „Buyrun“ dedi.

Kapı açılınca ister istemez sınıfın içini gördüm. Bütün sınıf velilerle doluydu. Yani Almanya’daki uygulamanın tam tersi. Öğretmenler koridorda bekliyordu. Sırası gelen branş öğretmeni sınıfa giriyor ve bütün öğrencilerin durumunu, bütün velilerin önünde açıklıyordu. Başarısız veya sorunlu bir öğrencinin durumunu ve notlarını diğer veliler de dinliyorlardı. Yani g e n e l bir eğitim görüşmesi yapılıyordu.

Yaşadığım bu öykü Türkiye’de ve Almanya’da bir öğretmenden ve bir veliden beklenen rolün ne kadar farklı olduğunu gösteriyor. Anne ve baba olarak çoğumuz bu farklı rolün farkında değiliz.

Almanya’daki öğretmen-veli ilişkisi bir tahterevalliye benzer. Almanya’daki kültürel değerler ve eğitim sistemi öğretmen ile veli taherevallisini öngörüyor. Tahterevalli nedir?

İki ucunda oturak ve ortasında bir denge merkezi bulunan bir oyun aracıdır. Bir uca oturan kişi ağır gelirse veya bastırırsa, diğerini havaya kaldırır. Ve böylece denge bozulmuş olur. Ankara’da gördüğüm veli bilgilendirme toplantısının tahterevallisinde öğretmen ağır basıyordu.

Doğru olan hangisi? Veli mi ağır basmalı, öğretmen mi? Önemli olan, kimin ağır bastığı veya basması gerektiği değildir. Önemli olan çocuğunuzun verimli bir eğitim almasıdır.

Verimli bir eğitimde kim ağır basar? Ne veli, ne de öğretmen. Verimli bir eğitim e n g e y i gerektirir. Öğretmen veli ilişkilerindeki dengeyi.

Öğretmenin veya velinin kendini yenilmiş hissettiği bir ilişkiden, çocuk sadece olumsuz etkilenir. Çünkü çocuklar anne-babasıyla iyi geçinen bir öğretmen ve öğretmeniyle iyi geçinen bir anne-baba isterler.

Eğer veli olarak çocuğunuzun öğretmeniyle veya öğretmen olarak öğrencinizin anne veya babasıyla sorununuz varsa, ağır basmayı veya yenmeyi düşünmeyin. Öğretmen-veli ilişkisinde dengeyi bulmaya çalışın.

Dengeli bir veli-öğretmen ilişkisi için işte size birkaç ipucu: Bir işiniz çıktı, diyelim. Çocuğunuzu 3 saatliğine birisine bırakacaksınız. Tanımadığınız birisine bırakır mısınız? Bırakmazsınız. Anne ve baba olarak hayattaki en değerli varlığınızı, yani çocuğunuzu her gün bir öğretmene emanet ediyorsunuz. Çocuğunuzun kişiliğini etkileyen bir insana. Bu insanı tanımamanız doğru olur mu?

Yapılacak ilk veli toplantısına en azından öğretmenle tanışmak için gitmelisiniz. Öğretmenle tanışmak için çocuğunuzun yaramazlık yapmasını beklemeyin. Veli toplantısı (Elternabend) tanışmak için fırsattır. İlerde bir sorun çıkarsa, daha önce tanışmış olduğunuz bir öğretmenle görüşmek ve soruna çözüm bulmak daha kolay olacaktır. Veli-öğretmen görüşmesinin çocuk açısından da bir anlamı vardır. Anne-baba olarak öğretmenle görüşmeniz şu anlama gelir: „Ben senin öğretmenini ve onun verdiği dersi önemsiyorum.“ Görüşmemeniz ise, „Öğretmenini de, onun verdiği dersi de önemsemiyorum“ anlamına gelir. Ağzınızdan böyle bir cümle çıkmasa da, tutumunuz çocuğun bilinçaltına bu olumsuzluğu yerleştirir. Türkçe’de güzel bir söz vardır: Ne ekersen, onu biçersin. Bu söz eğitim için de geçerli:

Öğretmen konusunda ilgisizlik ekersen, çocukta bilgisizlik biçersin. Öğretmenden çekinen veliler vardır. Çekinmeyin. Nihayetinde öğretmen de bir insandır. Ona iyi niyetle yaklaşırsanız, er veya geç yapıcı davranışınızın meyvesini alırsınız. Yapıcı davranış nedir? Mutlaka haklı çıkmak veya haddini bildirmek için öğretmenle konuşmak değildir. Yapıcı davranış, çocuğun problemini anne-baba gözüyle açıklamak için öğretmenle görüşmektir. Görüşmede çocuğunuzun sadece aldığı kötü notlardan bahsetmeyin. Çocuğunuzu her yönüyle, tüm kişiliğiyle anlatın. Böyle bir görüşmeden sonra öğretmen çocuğunuzu daha iyi anlayacaktır.

Anne-baba olarak okula çağrıldınız veya siz öğretmeniyle görüşmek istiyorsunuz. Görüşmeye gitmeden önce sormak istediğiniz soruları, söylemek istediklerinizi bir kağıda kısaca yazın. Önereceğiniz çözüm yollarını not edin. Kağıda yazarken çocuğunuzun görüşlerini de dikkate alın. Görüşme sırasında pasif kalmayın. Görüşmeyi kendiniz yönlendirmeye çalışın. Önce öğretmenin olumlu bulduğunuz yönlerini dile getirirseniz, sonunda uzlaşmanız kolaylaşır. Kendi düşüncelerinizi de sakin ve kararlı bir şekilde söyleyin. Öğretmen konuşunca onun söylediklerini sonuna kadar dinleyin. Sözünü kesmeyin. Görüşme sürenizi öğretmenle ilgili olumsuz düşüncelerinizi dile getirerek harcamayın. Çocuğunuzun duygularını, endişelerini, korkularını dile getirerek değerlendirin:

„Hep benim çocuğuma kızıyorsunuz, diğer çocukların suçu yok mu?“ „Siz benim çocuğumu zaten sevmiyorsunuz!“ „Dersiniz can sıkıcı olduğu için, çocuğum dersi öğrenemiyor!“

Görüşmede bu ve buna benzer cümleler söylemeyin. Faydası olmaz. Çünkü sadece gerilimi artırmış olursunuz. Öğretmeni de anlamaya çalışın. Görüşmede uzlaşmaya hazır olduğunuzu belli edin. Kendi hatalarınız varsa, onları yapay bir şekilde örtbas etmeye çalışmayın. Samimi olun. Samimiyet güven duygusu uyandırır. Görüşme sırasında büyük vaadlerde bulunmayın:

“Size söz veriyorum, bundan sonra çocuğum derste yaramazlık yapmayacak!” “Yarından itibaren ev ödevlerini düzenli yapacak!” Böyle cümleler yerine, çocuğunuzun davranışlarını düzeltmesi için bundan sonra daha çok vakit ayıracağınızı söyleyin. Çocuklar makina değildir, onları bir günde, bir haftada değiştiremezsiniz. Öğretmenler farklı kişililere sahiptir. Kimlieriyle kolay anlaşırsınız, kimileriyle zor. Eğer anlaşması zor bir öğretmenle görüşecekseniz, daha duyarlı olmanız gerekir. Bu tür öğretmenleri kendi düşünce kalıplarının dışına çıkarmak zordur. Onlar haklı çıkmayı severler. Böyle bir öğretmeni dikkatlice dinleyin, fakat onunla zıtlaşmayın. Sakin bir şekilde kendi çözüm önerinizi sunun.

Görüşmenin sonunda, öğretmenin sizi anlamadığı mı düşünüyorsunuz. Bu durumda duygusal davranmayın. Öğretmeni ikna etmek için, haklı çıkmak için kendinizi zorlamayın. Öğretmeni suçlamayın. Faydası olmaz. Bu durumda yapabileceğiniz şey, yeni bir görüşme günü kararlaştırmak ve yapılacak görüşmeye başka bir öğretmenin, veli temsilcisinin, müdür yardımcısının veya müdürün katılmasını rica etmek olacaktır.

Öğretmen ve veli, eğitim sisteminin olmazsa olmaz iki aktörüdür. Eğitim tahterevallisinin bir ucunda veli oturur, bir ucunda da öğretmen. Tahterevallinin ortasındaki denge merkezinde de çocuk ayakta durur. Eğer bir uç ağır basarsa, çocuk sendeler, yani eğitim aksar. Veli ve öğretmen işbirliği edip dengeyi sağlarlarsa, çocuk dimdik ayakta durur. Hem de kendi ayakları üstünde.

Uzun sözün kısası: Çocuğu düşünen tahterevalliyi dengeler, Dengesiz tahterevallide, çocuk sendeler!

Not: Tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü’nü içtenlikle kutluyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!