NRW eyaletinde anadili öğretmen istihadamı

Güncelleme Tarihi:

NRW eyaletinde anadili öğretmen istihadamı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 2011 00:00

Nüfus bakımından Almanya’nın en büyük eyaleti olan ve yaklaşık bir milyon civarında Türk kökenlinin yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya (NRW) eyaletinde yeni yönetmeliğin yayınlandığı Aralık 2009 yılından bu yana, başta Türkçe olmak üzere anadili öğretmenliği kadrolarında sorunlar yaşanıyordu.

Haberin Devamı

Sorunlar ağırlıklı olarak öğretmenlik için açılan kadrolara aranan vasıflarda adaylar bulunamadığı için kadrolar doldurulmadan kapatılıyor olmasıydı. Mayıs 2008 de NRW eyalet başkenti Düsseldorf’da anadili derslerinin devamı için protesto yürüyüşü ve mitingini düzenleyen ve isteklerinde büyük ölçüde başarıya ulaşan ‚Türkçe Gönüllüleri’adındaki bir grup bu sorunun da farkına vararak mücadelenin ilk adımını 2010 yılının sonunda tekrar bir araya gelerek konuyla ilgili sivil toplum kuruluşlarını ortak bir platforma davet ettiler.

Bu bağlamda 25 Şubat 2011 günü NRW Veli Dernekleri Federasyonu (FÖTEV), Almanya Veli Dernekleri Federasyonu (FÖTED), Almanya Türk Öğretmenler Derneği (ATÖF) öncülüğünde, Ruhr Veliler Birliği (EVR) ile Ruhr Öğretmenler Derneği (LVR)’nin ev sahipliğinde ve değişik sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla (NRW Halk Dernekleri Federasyonu, Bochum Veliler Birliği, Dinslaken Veli Derneği, Bottrop Veli Girişimi, SPD Gelsenkirchen Göçmenler proje grubu) NRW’deki son okul yasasında yapılan değişiklikler ve özellikle de anadili yönetmeliğinin uygulamasında yaşanan sorunlar ele alınmıştı. Katılımcılar tarafından bu bağlamda özellikle şu sorunlar dile getirilmişti:

(1) Anadili derslerinin ilgili okul veya eğtim müdürleri nezdindeki olumsuz imajı.

(2) Okul idarelerinin velileri anadili dersleri konusunda hiç veya yeterli bilgilendirmemesi.

(3) Okulunda anadili dersi verilmesini isteyen velilerin önüne kimi zaman aşılması çok zor şartların konması; örneğin eğitim müdürlüklerine yapılacak müracatlar; anadili öğretmeninin veliler tarafından bulunması gibi.

(4) Velilerin bu konuda imza toplama aşamasında yaşadıkları sorunlar; örneğin okul müdürlerinin çoğu kez okullarda imza toplanmasına karşı tavır koymaları; velilerin listesi verilmemesi, konuyla ilgili uğraşan velilere okul müdürleri tarafından olumsuz yaklaşımlar gibi.

(5) Anadili derslerinin uygulamada gerek zaman, gerekse nitelik açısından olumsuz olması.

(6) Anadili dersi öğretmenlerinin istihdamında sorunlar yaşanması ve yönetmeliğin ilgili bölümünde değişikliğe gidilmesine gereksinim duyulması.

Toplantının maksadı bu bağlamda yaşanan mevcut sorunları dile getirmek, konuyla ilgilenen kişi, kurum ve kuruluşlarla istişare ederek görüşlerini almak ve ortak bir akılla doğru adımları atabilmek ve alınan kararlar doğrultusunda ilgili kurumlara rapor halinde sunmak ve takip etmekti. NRW Veli Dernekleri Federasyonu öncülüğünde ve değişik sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla konu Mayıs 2011’de NRW eğitim ve okul bakanlığınin gündemine taşınarak ilgili bölüm başkanıyla sorunlar tartışıldı. Her ne kadar konuyla ilgili haberi toplantıya katılan Hürriyet muhabiri „çözüm istediler nasihat dinlediler“başlığıyla kamuoyuna olumsuz yansıtsa da, bakanlıktan Aralık 2009’da çıkan yönetmelikle ilgili, özellikle de öğretmenler alımı kriterlerinde, düzeltme yapılacağı sözü alınmıştı.

Ve nihayet dört hafta gibi kısa bir süre sonra bakanlık sözünde durdu ve söz konusu soruna çözüm üretme kararı alarak, 8 Haziran 2011’dan itibaren geçerli olmak üzere anadili öğretmenliği yönetmeliğini değiştirdi. Yapılan değişikliğe göre artık Türkçe öğretmenliği için Türkçe bölümü mezunları tercih edilmekle birlikte, diğer tüm öğretmenlik bölümlerinden mezun olanların kabul edilmelerinin yolu açıldı. Ancak Türkçe öğretmeni olmak isteyen öğretmenlik bölümlerinden mezun kişilerde aranan ek bir şart ise Türkçe C1 sertifikasına ve yeterli Almanca bilgisine sahip olunması. Almanya çapında C1 sertifikasını verebilecek bir tek kurum mevcut. İlgili kurumun iletişim bilgilerine Ruhr Veliler Birliği’nin internet sayfasından ulaşabilirsiniz (www.velilerbirligi.tr.gg).

08 Haziran 2011 itibarıyla KRV okul ve eğitim bakanlığı bünyesindeki beş bölge valiliğine ek yönetmelik değişikliğini bildirdi. Adı geçen değişiklikle yönetmelikteki 7.3 numaralı maddeye ‘b’ şıkından sonra ‘c’ şıkı eklenmiştir. İlgili yönetmeliğin 7.3. maddesinin son şekli bu durumda şu şekildedir: Eğer 7.1 ve 7.2‘deki koşullara göre öğretmen bulunamamışsa; (a) Anadili (köken dili) dersinin ilgili yabancı öğretmenlik sınavına hak kazananlar veya (b) Anadili (köken dil) dersinin ilgili Alman veya yabancı yüksek okul mezuniyeti olanlar, (c) yabancı kökenli bir öğretmen sınavı veya tanınmış bir köken dili öğretmenliği için bir üniversite öğretmenlik diplomasının ibraz edilmesi durumunda Türkçe C1 yeterlilik sertifikasının kazanılmış olması, fonksiyonel iletişim yeterliliği, gerekli kültürlerarası ve metodik birikim ve yeterlilik sahibi olunması ve dil materyali ve dil bilgisine sahip olunması gerekir. A, b ve c şıklarındaki durumlarda No. 7.2’de belirtildiği gibi Ortaöğretim I. aşamada ilkokullar ve okullarda ek eğitimi seminerine yönelik yazılı olarak bağlayıcı şekilde ek eğitim seminerlerine katılmaya hazır olduklarını beyan etmek zorundadırlar. Öğretmenler 1 haftalık bilgilendirme seminerine katılmak zorundadır (BASS 20-11 Nr. 5) Bu seminer doğrudan eğitim öğretim yılının başlangıcından önce veya yarı yıl ortasında da düzenlenebilir. Bu nedenle atamaların okulların açılışından önce veya yarı yıl içinde de yapılması hedeflenir. Bunun dışında okul müdürü öğretmenin görevine uyum sağlaması için okul tarafından gerekli önlemleri alır. Ayrıca bu durumlarda atamalar deneme amaçlı olarak ilk başta en fazla 2 yıl süreli olarak yapılır. Ayrıca madde 7.3 çerçevesinde işe alınacak öğretmen adaylarından yeterli düzeyde dersi yürütebilecek seviyede Almanca bildiklerini ispatlamak zorunluluğu getirilmiştir. Bunun ispatı için istenen belgeler ise genelde B1 seviyesinde Almanca’ya hakim olduğunun ispatı.

Her ne kadar 2009 yılında çıkan ilgili yönetmeliğin girişinde bakanlığın şu sözleri „Göçmen çocuklar ve gençler için beraberinde getirdikleri köken dilleri ve geldikleri ülkelerin kültürleri kimliklerinin bir parçası olup, çocukların kişiliklerinin gelişmesinde önemlidir. Ayrıca, çok dillilik giderek birleşen bir dünyada bir kültürel zenginliktir. Bu nedenle, Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki genel eğitim okullarında en çok konuşulan köken dillerinde bu ders verilmektedir“bizlerin ruhunu okşamış ve gözlerimizi yaşartmış olsa da; her ne kadar bakanlık 4 hafta gibi çok kısa bir sürede gereken değişikliği yapmış olsa da sorunlar bitmedi. Şimdiye kadar girişte sıraladığımız 6 sorundan sadece birine kısmen de olsa çözüm bulduk. Fakat önümüzde çok daha büyük sorunlar var. Bu sorunları çözmek için verilen çabaları ve mevcut durumu tanımlarken bazen „Ferhat’ın, sevdalısı Şirin’e kavuşması için dağları delmesi koşuluna“benzetiyorum. Zira anadili dersleri, özellikle de Türkçe konusunda Alman toplumunda ciddi olarak önyargılar ve karşı bir direniş vardır. Bu önyargı ve direnişi yıkabilmek için Almanya Türk Toplumu adına tüm kesimlerin birlikte hareket etmesi gerekmekte olduğunun tekrar altını çiziyor ve ilgili sivil toplum kuruluşlarını ve bu konuda maalesef çok duyarsız olan diğer kurumları (örneğin DİTİB) ortak paydalarda birlikte hareket etmeye davet ediyorum. Her ne kadar Einstein’ın dediği gibi „önyargıları yıkmak, atomu parçalamaktan daha güç“olsa da biz eğitim gönüllüleri ve özellikle de Türkçe Gönülleribu „aşkımızdan“vazgeçmeyeceğiz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!