Müziğin ordinaryüsleri Berlin’de buluştu

Güncelleme Tarihi:

Müziğin ordinaryüsleri Berlin’de buluştu
Oluşturulma Tarihi: Nisan 05, 2024 23:52

Piyanist Atilla Kaban ile gitarist Mustafa Sarışın, başkent Berlin’in ‘Küçük İstanbul’ olarak bilinen Kreuzberg kesimindeki atölyesinde yıllardır tarihi piyanolara ‘can’, daha doğrusu ses veren piyanocu, piyano ustalarının ustası Kadir Albay ile buluştu.

Haberin Devamı

Müziğin ordinaryüsleri Berlin’de buluştu
ÜÇÜ de yıllardır Almanya’da, Berlin’de yaşıyor.
Üçü de Türk müzik dünyasının ünlüleri.
Üçü de Türk müzik dünyasının duayenleri.
Hatta ordinaryüsleri...

Müziğin ordinaryüsleri Berlin’de buluştu

Kadir Albay

‘PARA PUL İSTEMEM’
Kadir Albay, Ankara’da doğdu ve sanat okulunu bitirdikten sonra 1958 yılında İstanbul’un yolunu tuttu.
İstanbul’da başlayan piyano sevdasını anlatırken, “Antika işleri yapan bir mağazada çalışırken, o zamanın en tanınmış, en iyi piyano tamir ve akortçusu olan usta Fasulyeciyan’la tanıştım. Birkaç yıl beraber çalıştık. Bana ‘Sen bu mesleğe çok meraklısın, eğer temelden öğrenmek istiyorsan Almanya’ya git’ dedi. Onun bu tavsiyesi üzerine 1965 senesinde Almanya’ya geldim. 1967 yılında dünyaca ünlü Alman piyano markası C. Bechstein’ın üretim merkezinde işbaşı yaptım. Üç piyano fabrikasında çalışıp mesleğin bütün temel eğitimlerini aldıktan sonra 1977 yılında şu andaki kendi işyerimi açtım” diyor.
Başlangıçta piyanolarını tamir ve akort ettirmek, piyano satın almak için gelen Almanlar, Türk olduğunu duyunca çok şaşırmışlar.
Ama zamanla komşularına, yakınlarına, tanıdıklarına tavsiye ederek tam destek vermişler.
Ve Kadir Albay hem Türkler hem Almanlar hem de diğer göçmen kökenli insanların ‘Türk piyanocusu’ olmuş.
Kadir Albay, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1932’de Ankara’daki Pembe Köşk’e getirttiği ama geçen yıllar içinde özelliklerini yitiren C. Bechstein marka Alman malı piyanoyu onarmanın mutluluğunu da yaşıyor hâlâ.
“Piyanoyu tamir ettirmek için dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in girişimi üzerine 2004 yılında usta aramaya başlamışlar. Berlin’deki C. Bechstein firmasına başvurmuşlar. Onlar da ‘Bu alanda en iyi usta Kadir Albay’ demişler. Bir gün telefonla beni aradılar Ankara’dan. Piyanoyu tamir etmem için Ankara’ya davet ettiler. Tabii kaç paraya tamir edeceğimi de sordular. Ben de kendilerine ‘Atatürk’ümüzün piyanosunu tamir etmek benim için bir onurdur. Para pul istemem’ dedim. Ve 70 yıldan beri kaderine terk edilmiş piyanoyu her gün 10 saat çalışarak 8 günde tamir edip geldim” diyor Kadir Albay.
Tabii kıymetini bilmeyen ‘sözde ustaların’ kırmızıya boyadıkları bu siyah renkli cilalı piyanoyu eski haline getirmek için çok uğraştıklarını da söylüyor.
T.C. Cumhurbaşkanlığı’nın verdiği ‘teşekkür belgesinin’ kendisi için paradan çok daha değerli olduğunun da altını çiziyor.

Müziğin ordinaryüsleri Berlin’de buluştu

Atilla Kaban

Haberin Devamı

GÖNÜLLERİ FETHEDİYOR
Piyanist Atilla Kaban İstanbul’da doğdu.
“Henüz 7 yaşındayken İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda piyano öğrenimine başladım. Eğitimimi 15 yaşında bitirdikten sonra efsanevi Türk piyanist İlham Gencer’i tanıdım. Bu benim için büyük bir şanstı. İlham Gencer, İlhan Feyman, Süheyl Denizci’nin orkestralarında çaldım. ‘Memleketim’ şarkısıyla ünlü pop müziği ve caz sanatçısı Ayten Alpman başta olmak üzere birçok sanatçıyla çalıştım. ABD’nin Boston kentindeki ünlü Berklee Müzik Kolleji’nde 4 yıl eğitim yapmak için ‘yetenek bursu’ kazandım. Ancak mecburi askerlik hizmeti yaşım geldiği için yurt dışına çıkmama izin verilmedi. Askerliği bitirdikten sonra saksafoncu Erdoğan Çetinkaya, baterist Ulvi Düzgün ve gitarist Fevzi Mumkule gibi sanatçılarla birlikte orkestralarda çalıştım. İstanbul’da bir festivalde tanıştığım müzik menajeri Peterson sayesinde bandomla birlikte 1966 yılında Amerikan askeri üstlerinde müzik yapmak için Almanya’ya geldim. Bad Kreuznach, Frankfurt, Wiesbaden ve Bamberg’de sahne aldık. Sözleşme bittikten sonra Türkiye’ye dönmeyip Berlin’e geldim. O zamandan beri de buradayım” diyor Atilla Kaban.
Klasik Türk Müziği’nden Türk Halk Müziği’ne, Mozart’tan Chopin’e, Beethoven’e kadar her alandan müzikle insanları büyüleyen Atilla Kaban, Berlin’deki tarihi ‘Türkischer Basar’da, Almanya’nın eski Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker’in de zaman zaman uğradığı Karavan Restoran’da, gitarist Mustafa Sarışın’la birlikte sahne aldı.
Hilton, Ritz Carlton gibi ünlü otellerde de.
Berlin’de Atalay Özçakır’ın 1975 yılında kurduğu ilk Türkçe televizyon TD1’de haber spikerliği yaptı ve Özay Fecht, Tuncel Kurtiz gibi sanatçılarla film bile çevirdi.
Hâlâ da farklı yerlerde piyanonun başına geçip gönülleri fethetmeyi sürdürüyor.

Müziğin ordinaryüsleri Berlin’de buluştu

Mustafa Sarışın

Haberin Devamı

ÜNLÜ İSİMLERLE ÇALIŞTI
Gitarist Mustafa Sarışın da İstanbul’da doğdu.
Kendi ifadesine göre ortaokul döneminde müziğe yöneldi ve kendi kendine gitar çalmayı öğrendi. Mahallede arkadaşlarıyla filmlerden önce sinemalarda müzik yaptı. Daha sonraları düğün salonlarında çaldı. Silüetler Orkestrası’na katıldı. ‘Ağrı Dağı Efsanesi’, Barış Manço’nun ‘Kurtalan Ekspres’, Edip Akbayram’ın ‘Dostlar’ gruplarında çaldı. Barış Manço’nun yurt içinde ve yurt dışında verdiği konserlerde yerini aldı. Bir süre sanatçı Esin Afşar’la çalıştı. 1977 yılında İstanbul Sheraton Otel’de İtalyan Orkestrası’nda çaldı. 1982 yılında da Berlin’e geldi.
Türkischer Basar’da, Karavan’da, başka lokantalarda, diskoteklerde, otellerde, düğün salonlarında müzik yaptı.
Gitarın yanında yaylı tambur, bağlama, ıklığ (yaylı bir çalgı) ve zurna da çalan Mustafa Sarışın, hâlâ başkent Berlin’de müzikseverlerle buluşmaktadır.
Tıpkı müziğin ordinaryüslerinin Berlin’de buluştukları gibi.

Müziğin ordinaryüsleri Berlin’de buluştu

Barış Manço ve grubu. Mustafa Sarışın (önde, solda oturan)

BAKMADAN GEÇME!