Kilise-yüksek yargı ilişkileri

Güncelleme Tarihi:

Kilise-yüksek yargı ilişkileri
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2011 00:00

Almanya’da, “kilise-yüksek yargı ilişkileri”yeniden tartışılıyor. Bu kez tartışmayı, Federal Anayasa Mahkemesi üyelerinin, Alman Piskoposlar Konferansı’ndan bir heyetle “uzmanlar görüşmesi”yapması alevlendirdi.

Haberin Devamı

İlk tepkiyi,Seküler Kuruluşlar Koordinasyon Konseyi(KORSO) gösterdi. (1) Giordano Bruno Vakfı, ülkenin en yüksek yargı makamlarına (Federal Anayasa Mahkemesi, Federal Temyiz Mahkemesi ve Federal Başşavcılık), Alman mahkemelerinin dini topluluklara mesafeli durmaları gerektiği yönünde bir “açık mektup”gönderdi. (2) Vakıf başkanı Herbert Steffen ve yönetim kurulu sözcüsü Dr. Michael Schmidt-Salomon imzasıyla gönderilen mektupta, Almanya Katolik Kilisesi ile Protestan Kilisesi’nin 2007 yılında, Karlsruhe’de “Lobi Kilisesi ve Hukuk“ adı altında açtığı temsilciliğin girişimlerine dikkat çekiliyor.


LOBİ KİLİSESİ
Lobi Kilisesi ve Hukuk
temsilciliği, çalışmalarını iki kilisenin ortak kuruluşu olarak Baden-Württemberg Eyaleti Protestan Kilisesi ve Freiburg Katolik Başpiskoposluğu’nun denetiminde yürütüyor.

Temsilciliğin 2007 yılında gerçekleştirilen açılışına konuşmacı olarak o dönemde görevde bulunan Almanya Katolik Piskoposlar Konferansı Başkanı Kardinal Karl Lehmann, Federal Anayasa Mahkemesi Başkanı Hans-Jürgen Papier, Yargıtay Başkanı Günter Hirsch, Federal Başsavcı Monika Harms gibi seçkinler katılmışlardı.

Temsilciliğinin yılda en az dört defa toplanması öngörülüyor ve ana gayesi; Karlsruhe’de bulunan Almanya’nın en yüksek yargı organı Federal Anayasa Mahkemesi ile kiliseler arasında görüş alışverişinde bulunarak diyaloğu geliştirmekolarak açıklanıyor(du). (3)

YARGI ORGANLARININ TARAFSIZLIĞI
Mektupta, kilise temsilcilerinin, ülkenin en yüksek yargı makamları temsilcileriyle görüşmelerinin,“Anayasanın devletin dünya görüşleri karşısında tarafsızlığı ilkesi”ne ters düştüğü, hatta bu temel ilkeye uyulmamasının sıradanlaştığına dikkat çekilerek, bu durumun devletin en yüksek yargı organlarının tarafsızlığına zarar verdiği dile getiriliyor ve yüksek yargı üyelerine söz konusu temsilciliğin etkinliklerine katılmamaları yönünde çağrı yapılıyor. Örnek olarak 2008 yılında, Berlin’de Pazar günleri dükkân açılış saatlerine karşı (Berliner Ladenöffnungsgesetz) kiliselerin Federal Anayasa Mahkemesi’ne açtığı iptal davası veriliyor. Dava dosyası mahkemeye ulaştıktan sonra, temsilciliğin “Pazar Nereden ve Nereye?”adı altında düzenlediği ve konuşmacı olarak dönemin Alman Piskoposlar Konferansı başkanını davet ettiği toplantıya, davayı görüşen Anayasa Mahkemesi 1. Senato üyeleri de katılmışlardı. Sonuç: Kilise temsilciliğinin talep ettiği gibi, dükkanların her pazar günü açılması iptal edildi.

DİN-DEVLET İLİŞKİLERİ
Almanya’da, kiliseler tarafından 2007 yılında, Federal Anayasa Mahkemesi’nin bulunduğu Karlsruhe’de başlatılan ortak girişimler, “din-devlet”veya “kilise-yüksek yargı ilişkileri”nin farklı zeminlerde ve boyutlarda yeniden inşa edildiğini gösteriyor.

Almanya’da, dini topluluklar (cemaatler) ve devlet ilişkilerinin temel ilkeleri tarafsızlık, hoşgörü ve eşitliktir.

Devlet, dini ve felsefi (dünyevi) inançlar karşısında tarafsızdır. Devlet ve dini topluluklar arasındaki ilişkiler, kısmen farklılık arz etse de, federal ve eyalet anayasalarında yer alır. “Anayasa(lar), devlet ile dini cemaatlerin ayrıştıkları, ama aynı zamanda işbirliği içinde oldukları bir sistem öngörür. İnsanların dini ihtiyaçlarının tatmin edilmesi için bu işbirliği zorunludur.”(4)

Bu bağlamda kilise-devlet ilişkileri farklı açılardan ele alınabilir. Fakat, burada önemli olan söz konusu ilişkilerde üç temel ilkeye ne kadar riayet edildiği, ilişkilerin hangi zemin ve boyutta yürütüldüğü, bir başka ifadeyle dini ilişkilerin yargıya ne kadar yansıtıldığıdır. Kısaca; bir dini etkile(n)menin olup olmadığıdır.

Aslında çok dinli, çok kültürlü ve çok dilli günümüz Almanya’sında, özellikle göç(men) olgusu sonucu şekillenen toplumsal gerçekliği dikkate almak gerekiyor. Bugün Almanya’da sadece kiliseler değil, sinagoglar ve camiler de mevcut; farklı din mensupları da bu ülkenin vatandaşlarıdırlar. Bu bakımdan, yüksek yargı organları, sadece kilise temsilcileriyle değil, diğer din temsilcileriyle de görüşebilmeliler. Bu, din-devlet ilişkilerinin temel ilkeleri açısından gerekli; farklı dini toplulukların, toplumsal hayata katılarak ülke ile özdeşleşmelerini sağlamak açısından ise çok önemlidir.


_____________


1- Koordinierungsrat säkularer Organisationen
http://www.korso-deutschland.de/

2- Offener Brief :An die Richterinnen und Richter des Bundesverfassungsgerichtes, an die Richterinnen und Richter des Bundesgerichtshofes, an die Vertreter der Bundesanwaltschaft, Mastershausen, 29.1.2011
http://www.giordano-bruno-stiftung.de/justiz.pdfX

3- Kirche im Dialog mit der Justiz, 22.06.2007
http://www.katholisch.de/12284.html
Kirche
macht Lobbyarbeit in Karlsruhe - Gemeinsames „Foyer“ für Kontakt zu Gerichten, Andrea Dernbach, 23.06.2007
http://www.tagesspiegel.de/politik/kirche-macht-lobbyarbeit-in-karlsruhe/v_default,965890.html

4- AB ülkelerinde din-devlet ilişkisi, Almanya, Prof. Dr. Gerhard Robbers, Trier Üniversitesi, Editörler: Ali Köse ve Talip Küçükcan, İSAM, İstanbul 2008, s. 48

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!