İyi noeller

Güncelleme Tarihi:

İyi noeller
Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2009 00:00

NOEL, Hıristiyan aleminin en kutsal yortusudur. Her ne kadar tarihi belli olmasa da, Hıristiyan alemi 25 Aralık'ı İsa Peygamber'in doğum günü olarak kabul eder.

Haberin Devamı

NOEL, Hıristiyan aleminin en kutsal yortusudur.
Her ne kadar tarihi belli olmasa da, Hıristiyan alemi 25 Aralık'ı İsa Peygamber'in doğum günü olarak kabul eder.
Bu mutlu ve kutsal gün de Noel yortusuyla kutlanır.
Noel kutlamaları 24 Aralık akşamı başlar ve iki gün devam eder.
Noel sözcüğüne henüz ortaokula giderken okuduğum kitaplarda rastlamıştım.
İlk kez 1969 yılında Noel'i “canlı” olarak yaşadım.
Yüksek öğrenim için gittiğim Strasbourg'da Marie Odile isimli yaşlı bir Fransız kadına ait evin bir odasını kiralamıştım.
Noel yaklaşırken hem odaları hem de bahçeyi rengarenk süslemişti.

Tabii yalnız benim ev sahibem değil, diğer komşular da pencere süsleriyle Noel'in yaklaştığı müjdesini veriyorlardı.
Marie Odile, oturma odasına yerleştirdiği Noel ağacını da aynı titizlikle süslemişti.
İşte bu süslü Noel ağacının bitişiğindeki masada yemeğimizi yedikten sonra “Mami” olarak nitelediğim Marie Odile'den Noel hediyemi aldım.
Ben de ona günlerdir gizlediğim hediyesini verip, “iyi Noeller” diledim.
Daha sonraki yıllarda da bu “geleneği” sürdürdüm.
1970'li yılların ilk yarısında Almanya'nın Bochum kentindeki Ruhr Üniversitesi'nde öğrenime başladığımda da Alman arkadaşlarımla birlikte Noel kutladım.
Zaman zaman bazı Alman arkadaşların “kime ne hediye alacağımı bilmiyorum” diye serzenişte bulunduklarına tanık oldum.
Ama yine de aynı arkadaşların Noel hediyelerini aldıklarında çocuklar gibi sevindiklerine de tanık oldum.
Evet, bir Noel daha geldi...
Berlin'in ünlü Ku'Damm caddesi, eski Doğu Berlin'in Brandenburg Kapısı'na açılan Unter den Linden caddesi üzerindeki ağaçlar rengarenk ışıklarla donatıldı.
Adeta birer sanat eseri gibi hazırlanan farklı figürler bu renk cümbüşünde ayrı bir hava yaratıyor.

Otomobille akşamları ne zaman Ku'Damm caddesine doğru yaklaşsam, daha önceki yıllarda da olduğu gibi, şu anda 13 yaşında olan oğlumuz Berk-Ömer, “Baba ne olur, Kurfüstendamm'dan geçelim” demeyi sürdürüyor.
Rengarenk caddeyi seyrederken de her seferinde aynı coşkuyu yaşıyor.

Haberin Devamı


Almanya'daki, diğer Avrupa ülkelerindeki Türk toplumu da Hıristiyan aleminin Noel'ini artık herhangi bir şekilde yaşıyor.
Evet, Hıristiyan alemi bu akşam Noel'i kutlayacak.

Haberin Devamı


İyi Noeller...

Güle güle Nezih abi
1980 yılı Ekim ayı sonlarına doğruydu.
Üniversiteyi bitirdikten sonra çalışmak için Hürriyet Gazetesi'ne başvurmuştum.
O dönemde yönetici olan Garbis Kesişoğlu “gelin görüşelim” demişti.
Ben de “Kaplumbağa” olarak bilinen VW Kaefer'e atlayıp Frankfurt yakınlarındaki Zeppelinheim'daki matbaanın yolunu tutmuştum.
Binaya girdiğimde rastladığım ilk şahıs kendisini “Ben Nezih” diye tanıttı.
Çok heyecanlanmıştım. Çünkü Hürriyet Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni o zamanlar Nezih Demirkent'ti.
Benim şaşkınlığımı anlamış olacak ki, “Ben Nezih Akkutay” dedi.
Bana Garbis Bey'in odasını gösterip ayrıldı.

Garbis Kesişoğlu bir “merhaba” dedikten sonra detayları görüşmem için beni Hürriyet'in o dönemdeki Yazıişleri Müdürü Kemal Şener'e gönderdi.
Bir süre sohbet ettikten sonra Kemay Bey bana “Gel yarın işe başla” dedi.
Tabii ona münasip bir dille yarın değil ama 5-10 gün sonra başlayabileceğimi söyledim.
Evet, 1980 yılı Kasım ayının ilk yarısında işe başladığım Hürriyet'te ilk tanıdığım Nezih Akkutay, hep abim, ama daha da önemlisi zamanla çok iyi bir dostum oldu.
Bu dostluk duygusu hala “Beril hanım” diye hitap ettiğim eşi Beril Akkutay için de geçerli.
Hep de öyle kalacaktır...
Güle güle Nezih abi...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!