Citi Avrupa: Global resesyon beklemiyoruz

Güncelleme Tarihi:

Citi Avrupa: Global resesyon beklemiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Şubat 14, 2008 15:59

Citi Avrupa Hisse Senedi Piyasası Ekonomisti Richard Reid, global büyümenin yüzde 3 civarında olmasını beklediklerini belirterek, yavaşlama olduğunu ancak küresel bir resesyon(durgunluk) beklemediklerini söyledi.

Haberin Devamı

Citi Group tarafından 2008 yılına ilişkin beklentilerin dile getirildiği gazetecilerle sohbet toplantısında, global piyasalarda yaşanan sıkıntı ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmeler yapıldı.

"YAVAŞLAMA VAR AMA RESESYON OLMAYACAK"

Citi Avrupa Hisse Senedi Piyasası Ekonomisti Richard Reid, yaptığı konuşmada, Amerikan ekonomisine yönelik tahminlerde değişiklikler yaşandığını, ge?en 3 ay i?inde ABD'deki büyümenin tehlikede görülmeye başlandığını belirterek, piyasanın hi? bu kadar kısa vadeli olduğunu hatırlamadığını ifade etti. Kısa vadeli aşırı endişe yerine yılın ikinci yarısında durumun ne olacağını düşünmenin ve buna göre hazırlık yapmanın daha doğru olacağını dile getiren Reid, yılın ilk yarısında ABD'nin büyümesinde sıkıntı olsa da, ikinci yarıda mütevazi de olsa bir büyüme beklenebileceğini söyledi. ABD'nin GSMH'sında 2008'in ilk 3 ayında negatif, sonraki ?eyreklerde ise yüzde 1-1.5 gibi seviyelerde büyüyeceği tahminini aktaran Reid, ABD'deki yavaşlamanın ülke i?inde ortaya ?ıkmış olması ve küresel ticaretin gü?lü olmaya devam etmesinin, dünyanın geri kalan bölgelerine bu yavaşlamanın ?ok etki etmeyeceğine yorulabileceğini ifade etti. Reid, global büyümenin yüzde 3 civarında olmasını beklediklerine dikkat ?ekerek, "Yavaşlama var ama küresel bir resesyon olmayacak" değerlendirmesi yaptı.

Dünyanın genelindeki büyümede ülkeler arasında farklar yaşanacağını aktaran Reid, Çin ve Hindistan'ın yüzde 10 civarlarındaki bir büyüme oranıyla en hızlı büyüyen ülkeler olarak ortaya ?ıkmasının, Türkiye, Rusya, Mısır ve Polonya'nın aralarında bulunduğu bir grup ülkenin ise yüzde 4-6 aralığında bir büyüme ile orta seviyelerde olmasına yol a?acağını ifade etti.

"İMKB'NİN DEĞER KAYBETMESİNDE POLİTİK KARARLAR ETKİLİ OLMADI"

İMKB'nin son hareketlerde en fazla değer kaybeden borsalardan olmasında laiklik tartışmalarının etkisi bulunup bulunmadığına ilişkin bir soru üzerine Reid, İMKB'nin son birka? aydaki durumunda yabancı yatırımcının ekonomideki riski değerlendirmesinin rol oynadığı ve bunun politik bir karar olmadığı görüşünde olduğunu kaydetti.

Reid, ge?tiğimiz 20 yıl i?erisinde sermaye akımının yeni piyasalara yönelmesi şeklinde önemli değişimler yaşandığına, sermaye akışının en büyük kaynağını doğrudan yabancı yatırımlar oluşturmaya başladığını söyledi. Güneyden güneye büyük bir sermaye akışı bulunduğunu dile getiren Reid, bunun da şirketler arasında birleşme ve satın alma faaliyetleri ile ortaya ?ıktığını kaydetti. Reid, piyasada riskten ka?ınma ve endişe azaldıktan sonra en büyük itici gücün şirketlerin yeniden yapılanması olacağını belirtti.

"YTL VE FAİZ KUVVETLİ KALDIKÇA ŞİRKET KARLARINDA SIKINTI OLMAZ"

Citi Hisse Senedi Yatırım Araştırmaları Türkiye Bölüm Başkanı Akın Tüzün de, kısa vadede riskten ka?ışın İMKB ciddi düşüşe sebep olmasından dolayı uzun vadede yatırım i?in alım fırsatı olduğu kaydetti. İMKB'deki düşüşe karşın faiz ve YTL'nin kuvvetli kaldığını, YTL ve faizler kuvvetli kalmasının şirket karları üzerinde sıkıntı yaratmayacağını vurgulayan Tüzün, 2007 yılı boyunca Borsa ve döviz kuru hareketlerinin ?akışan bir seyir izlediğini, ancak İMKB'deki son değer kaybında YTL'nin kuvvetli kaldığını, aynı durumun faiz konusunda da ge?erli olduğunu söyledi.

Tüzün, şimdilerde yaşanan satış dalgasının Türkiye'nin i? ekonomik problemlerinden değil, daha ?ok yabancı yatırımcının satış dalgasına bağlı ve hisse senedi piyasasına özgü bir dalgalanmadan kaynaklandığını ifade etti. Yaşanan dalgalanmaya karşı Türkiye'nin gü?lü olmasında FED faizleri ile Merkez Bankası faizleri arasındaki farkın yüksek olması ve yurt i?inde yüksek döviz arzı bulunmasının rol oynadığını kaydetti. Tüzün, bono piyasasının kuvvetli kalmasında da, buradaki yabancı payının sadece yüzde 17 olmasının önemli bir unsur olduğuna da dikkat ?ekti. Tüzün, İMKB'de işlem gören Türk şirketlerinde 2008 i?in yüzde 22 kar büyümesi ve buna bağlı olarak yüzde 45'lik bir getiri beklediklerini de dile getirdi.

"T?RKİYE'NİN SICAK PARAYA İHTİYACI YOK"

Tüzün, 1994 ve 2001 krizlerinde, dış ticaret a?ığının finansmanında sıcak paranın önemli bir payı olduğunu ancak şimdi bu a?ığın kapatılmasında sıcak para payının bulunmadığını belirterek, "Türkiye'nin sıcak paraya ihtiyacı yok. Ciddi portföy ?ıkıyı olsa da sorun yaratmayacaktır" dedi. Tüzün, Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırıma ihtiyacı olduğunu, önemli olanın bunun 2008 yılında da devam etmesi olduğunu belirterek, "Belki yüzde 10-15 düşük fiyatlarla da olsa Türkiye'ye sermaye akımının devam edeceğini düşünüyoruz" değerlendirmesi yaptı. Tüzün, Türkiye'nin en başta enerji olmak üzere emlak ve turizm alanlarında yabancı yatırımcıların ilgisi görülebileceğini kaydetti.

Tüzün, başka bir soru üzerine de, Türkiye'de bankacılık sektörünün kur riski taşımadığını, faizlerin yükselmesinin bankalar i?in risk oluşturabileceğini ifade etti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!