Boşananlara işkence

Güncelleme Tarihi:

Boşananlara işkence
Oluşturulma Tarihi: Ocak 30, 2009 00:00

Yıllarca sorununu çözemeyen bir insan ne yapar? Kızar. Öfkelenir. 'Yeter be' diye bağırır.

Haberin Devamı


Korkmaz Yılmazkan'da böyle konuştu:
- Devlet yasaları neden çıkarır. Vatandaşın hakkı yenmesin mutlu olsun, rahat yaşasın diye. Ben 26 yıl önce boşandığım halde yeniden evlenemiyorum. Bu ne biçim yasadır, kuraldır. Eğer ben Türkiye'de boşansaydım ve kararı alıp Almanya'ya gelseydim. Alman mahkemesi on dakikada kararı tasdik edip bana verirdi ve işim biterdi. Bana sadece Türk yargıcın verdiği kararı Almanca'ya tercüme ettirmek ve konsolosluğa tasdik ettirmek kalırdı. Şu acaipliğe bakın; Eğer Almanya'da boşanırsan Türkiye'de tenfiz kararı almak için yeniden dava açmak gerekiyor. Bu açıkçası vatandaşı yokuşa sürmektir. Hayatım karardı.
Bağırdığını anladı. Duraladı
- Sakın alınma. Sana söylemiyorum. Ankara'ya sesleniyorum.
Sonra, yaşamını, mutluluğunu 'karartan' olayı soluksuz anlatmaya başladı:
- 1961 yılında Almanya'ya geldim. Şu anda Alman vatandaşıyım. 1962 yılında bir Alman hanımla evlendim. 1983 yılında da bu hanımdan ayrıldım. İkimiz de anlaşarak boşandık. Alman mahkemesinin boşanma kararı elimde. Yani Alman Devletinin yasaları bizi resmen boşadı. Biz bu yasalara göre evlenmiştik. Bu yasalara göre de boşandık. Hukuki hiçbir sorun yok.
Terlemişti. Şapkasını çıkarttı. Çayından bir yudum aldı. Sonra olayın Türkiye bölümüne geçti:
- 2000 yılında Türkiye'de yaşamaya başladım. Mükemmel bir hanımla tanışıp evlenmeye karar verdim. O zamana kadar evlenmeyi düşünmediğim için bir işlem yaptırmamıştım. Daha doğrusu başıma gelecekleri bilmiyordum. Kısacası, 2001 yılından beri Türkiye'de boşanmaya çalışıyorum. Türkiye'deki avukatlar Almanya'dan geldiğini öğrenince, bin Euro peşin almadan davayı açmıyor. İki avukat değiştirdim. En azından beş altı bin Euro harcadım. Sadece tercümelere 800 lira verdim. Her belgeyi üçer nüsha hazırlıyorsun. Biri sen de, diğeri mahkemede kalıyor. Üçüncü nüsha Almanya'ya gönderiliyor. Dosyada bir evrak eksik olursa dava yeniden açılıyor. Bütün yük senin üzerinde. Eğer ayrıldığın kadının Almanya'daki adresini bulamazsan yandın. Benim 1983 yılında boşandığım eşim daha sonra ikinci evliliğini yapmış ve dört adres değiştirmiş. Ben son adresini bulana kadar göbeğim çatladı. Çünkü, Türk mahkemeleri boşanan kadının kararı imzalamasını istiyor. Neden istiyor? O kadın Alman yargıcın karşısına çıkıp kararı imzalamış. Yoksa inanmıyorlar mı? Olayın çözümü çok basit. Alman mahkemesinin kararını konsolosluk tasdik ettikten sonra Türk yargıç, kararda Türk yasalarına aykırı bir durum olup olmadığına bakıp belgeleri tasdik eder ve iş biter. Ama bunu Alman yargıçlar yapıyor, bizimkiler nedense yapmıyorlar.

GÜVENİRLİLİĞİMİ YİTİRDİM
Daha sonra olayın 'en önemli' saydığı psikolojik yönüne değindi:
- Saygıdeğer bir çevrem var. Değerli eş adayımın ailesi ve çevresi de öyle. İtibarım beş paralık oldu. 'Ağustos ayında evleniyoruz' diyorum. Ne ağustosu yahu... Yargıç 'evraklar eksik' diyor. Bir üç ay daha atıyor. Bu konuda yargıçlar, Almanya'ya sorulacağı için, hep üç ay sonrasına gün veriyor. Yedinci ay. Olmadı onuncu ay. Onuncu ay da olmazsa duruşma ertesi yıla kalır. Rezil oldum. Kimsenin yüzüne bakacak halim yok. Evlenmek istediğim hanım ve geniş ailesi evrakları göstermeme rağmen artık söylediklerime inanmıyor. Herhalde 'Bizi oyalıyor. Bu adam yalancı' diyorlar. Bir insana bu kadar zulüm çektirilemez. Bunalıma girdim. Şimdi Mart ayının 10. gününü bekliyorum. Neyle karşılaşacağımı bilmiyorum. Bunları takip için tekrar Almanya'ya geldim. Yetkililer olayın bürokratik yönünü düşünmüyorlar. Hiç olmaz ise, beni örnek alıp 74 yaşındaki bir insanın ruhunda estirdiği fırtınalara acıyıp bu işkenceye son versinler. Çünkü benim gibi bu ıstırabı çeken yüzlerce, belki de binlerce kişi var...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!