Bağımsız mı göreceğiz

Güncelleme Tarihi:

Bağımsız mı göreceğiz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 2012 15:12

6 Kasım’da Avrupa Adalet Divanı’nda görülecek vize davasının avukatı Prof. Rolf Gutmann, Hürriyet’e konuştu. Prof. Gutmann, “bu dava ya hep ya hiç meselesi” dedi.

Haberin Devamı

Avrupa Adalet Divanı 6 Kasım’da Türkler için Avrupa’ya vizesiz seyahatte dönüm noktası sayılabilecek bir davaya bakacak. Adalet Divanı ya vizenin hukuka aykırı olduğuna ya da doğru olduğuna karar verecek.

Davayı açan Türk vatandaşı Leyla Ecem Demirkan’ı Avrupa Adalet Divanı’nda avukat Rolf Gutmann savunacak. Gutmann, 2009 yılında Avrupa Adalet Divanı’nda tarihi Soysal davasını kazandı. Adalet Divanı Soysal kararıyla aktif hizmette Türklere vizenin hukuka aykırı olduğu sonucuna vardı. Şimdi Demirkan davasıyla turistik amaçlı seyahatlerde de vizenin hukuka aykırı olduğunu ispatlamak isteyen Gutmann, “Bu dava bir ‘ya hep ya hiç’ meselesidir. 6 Kasım’da kozları paylaşacağız” dedi. Gutmann sorularımızı şöyle yanıtladı:

YAZ TATİLİNDEN ÖNCE

* 6 Kasım’da mahkemenin seyri nasıl olacak?
6 Kasım’da duruşma olacak. Aynı gün bir karar verilmeyecek. Mahkeme tarafları dinleyecek ve soru sorabilecek. Duruşmada genel avukatın ne zaman son yazılı açıklamayı sunacağı belirlenecek. Avrupa Adalet Divanı yargıçları ondan sonra oturup karar verecek. Ben kararın yaz tatiline kadar çıkacağını tahmin ediyorum.
* Avrupa Adalet Divanı’nın 19 şubat 2009 tarihli Soysal kararıyla bu dava arasındaki fark nedir?
Aradaki fark, Soysal kararında aktif hizmet söz konusuydu. Bu kararla aktif hizmet verecek olan Türk vatandaşlarına vize serbestisi tanındı. Şimdiki dava ise pasif hizmeti, yani hizmet alımını içeriyor.

* Ancak aktif hizmet verme amacı taşıyan Türk işadamları, sanatçılar, sporcular halen Almanya’ya vizeyle geliyor. Çünkü vize muafiyeti belgesi almak çok işlem gerektiriyor. Bu davayı kazanırsanız ne değişecek?
Bir saniye. Soysal kararıyla pratikte birçok şey değişti. Şimdi hizmetin biçimi tespit ediliyor. Almanya’nın Ankara, İstanbul ve İzmir’deki temsilcilikleri bu hizmet biçimine bakarak, kişinin vizeye ihtiyacı olup olmadığını belirliyor. Vizeye ihtiyacı yoksa, vize harcı da ödenmiyor. Elbette uygulamada iyileştirmeler gerekir.

BİR CEPHE DAHA VAR

Bırakın vize serbestisini cebinde bir başka ülkenin Schengen vizesiyle gelen Türk işadamları, “Önce vize alınan ülkeye gidin” diye Almanya’da havaalanlarından geri çevriliyor... Benim hukuk anlayışıma göre Gümrük Birliği sözleşmesi de Türk işadamlarına vizesiz seyahat hakkı tanıyor. Çünkü vize, Türk işadamları için üye ülkelerdeki işadamlarıyla rekabet etmede çok büyük bir haksızlık. Oysa Gümrük Birliği eşit rekabet şansı sunuyor. O nedenle biz bu davayı kaybetsek bile, öteki cephe açık. Türk işadamlarına vizeyi kolaylaştırma amacıyla Türkiye ile AB ülkeleri arasında Geri Kabul Anlaşması imzayı bekliyor. Davayı kazanırsak, anlaşmayı imzalamaya gerek kalmayacak. Ben Türkiye’nin yerinde olsam, bu anlaşmayı mahkeme sonucuna kadar imzalamam.

* Avrupa Adalet Divanı’ndan vizenin hukuka aykırı olduğu kararı çıkarsa, Almanya buna uyar mı?
Ben bundan yola çıkıyorum.

TÜRKLERE GEREKMİYOR

* Nasıl bir duyguyla Lüksemburg’a gidiyorsunuz?
Kolay olmayacak. Ancak ben duyguyla değil, hukuk inancıyla hareket ediyorum. Benim hukuk inancıma göre aslında haklı çıkmam gerekiyor. Eğer Avrupa Adalet Divanı bugüne kadar savunduğu içtihada bağlı kalırsa tabi. Ama tüm dünyada böyle, bazen haklı olmakla haklı çıkmak bir arada olmuyor. İçtihadın değişmeyeceği garantisi yok. Vizeyi devam ettirmek isteyen üye ülkelerin tek umudu da burada yatıyor, yani içtihadın değişmesinde. Ama benim hukuk inancım şu: Katma Protokol’ün 41/1 maddesine göre Türklere turistik seyahatlerde vize gerekmiyor.

* Ancak 27 üye ülke vizenin devamı yönünde Avrupa Adalet Divanı’na rapor verdi. Halen ümitli misiniz, bu davayı kazanacağınıza?
Ben hiçbir davada bu davada olduğu kadar çok muhalifle karşı karşıya gelmedim.

* O zaman iyimserliğinizin kaynağı ne?
Bu iyimserlik değil, gerçekçilik. Avrupa Adalet Divanı bağımsız ve bu bağımsızlığının da bilincinde bir mahkeme. Divan üye ülkelerin isteğine göre değil, hukuk inancına göre karar veriyor. Ama bu demek değil ki, biz bu davayı mutlaka kazanacağız. Burada soru, Avrupa Adalet Divanı’nın görüşünü değiştirip değiştirmediğinde düğümleniyor. Bu çok önemli bir dava. Bu bir ‘Ya hep, ya da hiç meselesi. Hasımlar bu davada tüm kozlarını paylaşacaklar. Bu karar tüm 27 üye ülkeyi bağlayacak. Avrupa Adalet Divanı AB üyesi tüm ülkelerin en yüksek mahkemesi. Davayı kazanırsam, Türkiye’de kahraman olacağım, kaybedersem, kimse adımı anmayacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!