Alevilik siyasi inanç değildir

Güncelleme Tarihi:

Alevilik siyasi inanç değildir
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 07, 2007 21:04

Cem Vakfı Avrupa Genel Koordinatörü Alişan Hızlı Aleviliğin siyasi bir inanç olarak görülemeyeceğini savunuyor. Dini inancın siyasi ideolojiyle açıklanamayacağını belirten Hızlı cemlerde Atatürk posterleri ile Türk bayraklarına yer vermelerine yönelik eleştirileri de değerlendirdi.

Haberin Devamı

Hızlı eleştirilere yanıt verirken "Atatürk bütün zorluklara rağmen bizlerin de bir devleti, vatanı olması için çaba sarfetmiş. Dedelerimizin şehit kanlarıyla bir Türkiye Cumhuriyeti yaratmış. Biz bu cumhuriyetin yaşamasını istiyoruz. Türkiye'de olsun, burada olsun Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyeti destekliyor ve savunuyoruz. Bizim taleplerimizin içerisinde devlet ve bayrak taleplerimiz yoktur. Yani devlet ve bayrak birliklerimiz aynıdır. Bunu da böyle göstererek Atatürk'e ve Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlılığımızı simgeliyoruz" ifadesini kullandı.

Sizce Alevilik siyasi bir inanç mıdır?
Hayır, Alevilik asla siyasi bir inanç değildir. Öyle görülemez. Alevilik dini inançtır. İdeoloji ile dini inanç ikisi birarada olmaz. Aleviliğin içine ideoloji girmez. Her insanın farklı düşünceleri olabilir ama cemlerimizde, ayinlerimizde biz hepimiz can oluyoruz, bir oluyoruz. Orada kendimizi Allah'a adayıp ibadetimizi yapıyoruz.
Aleviliği ideolojiye bağlayanlar diyorlar ki, Alevi solcu olur. Öyle bir şey olmaz! Alevilerin içinde sol düşünen insan da olabilir, sağ düşünen de, merkezi düşünen de olabilir. Bizim şu anda siyasi partimiz yoktur. Yani biz herşeyi toplumsal barışta arıyoruz. İnsanı insan olarak görüyoruz. Ayrım yapmıyoruz. Ama seçimlerde oy vereceğimiz bir parti olabilir. O ayrı mesele. Sadece bizim değil, herkesin bir vatandaşlık görevi vardır.
Peki, siz Aleviliği nasıl tanımlıyorsunuz?
Alevilik İslam'ın içidir. Alevilik İslam'ın bir yorumudur.Biz cemlerimizde "Allah" diyoruz, "Muhammed" diyoruz, "Ali" diyoruz. Yani Allah aynı, peygamberimiz aynı. Hz.Ali İslamiyet'i yayan ve aynı zamanda Kerbela da şehit olan Hüseyin'in de babasıdır. Onun için Kerbela şehitlerini de anıyoruz biz her sene. "Allah-Muhammed-Ali" üçlüsüyle dualarımıza başlıyoruz, bu üçlüyle bitiriyoruz. Onun için İslam'ın özüdür Alevilik ve aynı zamanda kitabımız da Kuran-ı Kerimdir. Şimdi "Alevilik İslam'ın dışındadır" diyen arkadaşlarımıza ben soruyorum: Kitabınızı söyleyin, peygamberinizi söyleyin. Bunu söyleyemiyorlar.
Ateist birisine rastladığım zaman, soruyorum, "Sen nesin?", "Ateistim" diyor, diyorum "Anlat ateizmi", o zaman da "Ya ben Aleviyim" diyor. Yani ateizm ile Aleviliği birbirine karıştırıyorlar. Şunu da söyleyeyim ki, Türkiye'de olsun, yurtdışında olsun, yapılan araştırmalara göre Alevi toplumunun yüzde 98'i kendini, Alevi İslam'ın içinde görüyor. Yüzde 2'si de ateist grup. Zaten bunun ne Alevisi olur ne Sünnisi olur. Geçen gün Prof.Dr. İzzettin Doğan da bunu açıkladı. Yani biz Aleviliğin insan sevgisini hem Türkiye'de, hem Avrupa'da yaşatmaya devam ediyoruz. Cemleri biz yurtdışında başlattık, yankıları Türkiye'ye de yansıdı. Ankara, Tokat, İzmir, İzmit gibi kentlerde merkezi cemler yaptık. 15 bin, 20 bin kişi katıldı. Almanya'da da binlerce kişi katılıyor cemlerimize.
İBADETİMİZİ TÜRKÇE YAPIYORUZ

"Mücadelem Alevi-Sünni kardeşliği için" şeklinde açıklamalarınız var. Bu kardeşliği güçlendirmek için şimdiye kadar neler yaptınız Alişan Bey, bundan sonra neler planlıyorsunuz?
Mesela bu sene Kutlu Doğum Haftası'nı Köln'de hepbirlikte kutladık. 18 bin kişi katıldı. Diğer Sünni kurumlarla, çatı örgütleriyle ve bir de Cem Vakfı, kaç kurum varsa Avrupa'da birlikte yaptık. Kutlu Doğum Günü bizim hepimizin.
Ayrıca cemlerimize katılan Sünni çatı örgütleri gördülerki, bizimle onlar arasında sadece ibadet şekillerinde farklılıklar vardır, yoksa Allah, Muhammed sevgisinde aynıdır.
Biz Kuran'ı ve dualarımızı Türkçe yapıyoruz. O farklılık vardır. Bizim dualarımızı Türkçe yapmamızın Sünni kesimi de mutlu ettiğini gördük. Bir dostum dedi ki "Ben 30 senedir cami cemaat köşesinde dolaşıyorum ama sizin cem beni çok etkiledi". "Niye?" diye sordum. "Valla" dedi, "Dua ettiğinizi anladım ve kendimi rahat ifade ettim Türkçe olarak". Onun için bizim cemlerimiz gerçekten Sünni İslam düşüncesindeki insanlar tarafından da ilgi çekiyor ve ilgi görüyor. Bugüne kadar bu cemleri kapalı yapıyorlarmış. Biz açık kapı yapıyoruz. Bugüne kadar cemlerimizde Sünni toplumdan gelen bir engelle de karşılaşmadık, tam tersine bizim cemlerimize destek verdiler.
Başka ne tür reaksiyonlar geliyor cemlerden sonra Sünniler'den?
Düzenlediğimiz cemlerden sonra beni arayanların sayısı müthiş artıyor. "Bir dahaki ceme bizi de çağırın" diyorlar, "Biz de katılmak istiyoruz" diyorlar. Hem de çoluk çocuğuyla yani aileleriyle gelip katılıyorlar. Bu Sünnilerle Aleviler arasındaki barışı yaratıyor.
BAÐLILIÐIMIZI SİMGELİYORUZ

Cemlerinizde Atatürk posterleri ile Türk bayrakları da yer alıyor? Dini bir ayinde buna niye gerek duyuyorsunuz?
Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız. İbadetimizi de Türkçe yapıyoruz. Atatürk bütün zorluklara rağmen bizlerin de bir devleti, vatanı olması için çaba sarfetmiş. Dedelerimizin şehit kanlarıyla bir Türkiye Cumhuriyeti yaratmış. Biz bu cumhuriyetin yaşamasını istiyoruz. Türkiye'de olsun, burada olsun Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyeti destekliyor ve savunuyoruz. Çünkü bizim taleplerimizin içerisinde devlet ve bayrak taleplerimiz yoktur. Yani devlet ve bayrak birliklerimiz aynıdır. Bunu da böyle göstererek Atatürk'e ve Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlılığımızı simgeliyoruz. Ve asmaya da devam edeceğiz.
"Atatürk dinin değil devlet lideridir. Atatürk posteriyle bayrağı ayinlere Türkiye'ye şirin görünmek için asıyorlar" şeklinde yorumlar yapılıyor hakkınızda.
Yanlıştır. Bizim kimseye şirin gözükmek gibi bir derdimiz yok. Atatürk laik cumhuriyeti kurarken Alevi önderlerinden destek istiyor, onlar da destek veriyorlar. Biz Atatürk'ün resmini, cumhuriyeti kurup bize armağan ettiği için, önderimiz olarak evimize, işyerlerimize, cem evlerimize asarız. Ayinlere resim ve bayrak astığımızdan dolayı eleştirildiğimizi biliyoruz ama bu önemli değildir, biz bunu cumhuriyete sahip çıkmak için yapıyoruz.

HAYALİ YÜKSEK OKUL OKUMAKTI
Alişan Hızlı yıllardır fahri çalışmalar yapmasına gerekçe gösterirken "Bu bizim ezikliğimizden geliyor. Memlekette yokluk, yoksulluk yaşadık biz. Ben okula iki saat yayan yoluyla gidiyordum, karda kışta, bir seferinde suya düştüm, az daha sel sularında boğuluyordum. Benim hayalim hep yüksek okul okumaktı ama yoksulluk elvermedi. Zorluklarla boğuşmanın ne kadar zor olduğunu bildiğim için Avrupa'da sosyal sorunlarda zorluk çeken insanlara yardımcı olmak istedim. Bunu bir görev bildim" diyor ve ekliyor "Biz; hoşgörü ile insan sevgisinden öteye gidemeyiz. Şiddetin her türlüsünün karşısındayız. Şiddet yanlıları hiç bir zaman toplumsal barışı getirmez, sevgi de getirmez. Sözlü şiddete de karşıyız."

EŞİM SÜNNİ BEN ALEVİYİM
Alişan Bey, evlisiniz değil mi?
Evet, eşim Sünni, ben Aleviyim. Biz Alevi-Sünni birliğini evimizde başlattık.
Kaç yıldır evlisiniz?
30 yıldır evliyiz. Eşim Edirneli.
Çocuklarınız var mı?
İki kızım var. Birisi 25 diğeri 26 yaşında.
Eşiniz Sünni, siz Alevisiniz. Evliliğinizde dini açıdan bir sorun yaşadınız mı?
Hayır, hiç bir sorun yaşamadık. O Ramazan ayında orucunu tutuyor, ben de Muharrem Ayı'nda tutuyorum.
Bir Alevi çocuğunu nasıl yetiştirmek lazım?
Haram lokma yememesi lazım, haksızlık yapmaması lazım, kimsenin malına zarar vermemesi lazım, kin, nefret, şiddetten uzak durması lazım. İnsan sevgisi ve hoşgörüyle dolu olması lazım.


YARIN: ALEVİLİÐİN RESMEN TANINMASINI İSTİYORUZ


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!