Aşk yazısının hazin ricatı!

Güncelleme Tarihi:

Aşk yazısının hazin ricatı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 09, 1998 00:00

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Açıkçası, siyasetten, ekonomiden bunalmıştım. Şu ölümlü dünyadaki kısacık hayatta, insanların birbirlerine sonsuz bir sevgi duymak yerine, nefretle birbirlerine girmelerinden usanmıştım.

Bugün insanların içinde sevgi uyandırmak istiyordum. Şiirlerden, şarkılardan söz etmek istiyordum.

Kısacası uzun zamandır söz edemediğim aşktan söz etmek istiyordum.

Bu konuda düşünmüştüm. İleri sürecek bazı savlarım da vardı.

Sözgelimi, ‘‘İnsan ancak bedeni ihtiyarlamaya başladığı ve ruhu gençleştiği zaman aşık olabilir'' diye büyük bir laf edecektim.

Bununla da kalmayıp ekleyecektim:

‘‘Aşkla bağımlılığı ayıran şey, insan kişiliğinin oluşumudur. İnsan ancak tek başına ayakta durabilecek durumda ise âşık olabilir. Aksi halde hissedilen şey aşk değil bağımlılıktan ibarettir.’’

Belki günün birinde bunları biraz daha açarak yazarım. Ama şimdi başka bir konuyu yazmak zorundayım. Bir olay beni ricat ettirdi.

Hukuk!

* * *

Adli yıl açıldı ve Yargıtay Başkanı bir konuşma yaptı. Bu konuşmayı gazetelerden okudum.

Bu konuşma başından sonuna kadar haklıydı. Yargıtay Başkanı az bile söylemişti. Konuşmayı ben yazsam, daha da başka ve keskin sözler ederdim.

Konuşmanın sonucu şuydu: ‘‘Bu ülkede yargı bağımsız değildir ve adalet yoktur.’’

Bir başka sonuç da şöyleydi: ‘‘Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti lafları da laf ü güzaftır.’’

Yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti için ilk şart, yargıçların bağımsızlığı ve teminatıdır. Yargıçlar, kral sofrasında otururken krala onur verecek mertebede insanlardır.

Ve yargı, başka hiçbir güçten en ufak bir emir ve talimat, hatta tavsiye bile alamaz. Hukukun umumi prensipleri, milletlerarası antlaşmalar, anayasalar ve yasalar çerçevesinde içtihatlar yapar.

Yargıçlar, onurlarıyla yaşayacak düzeyde gelir elde ederler ve adliye sarayları bir ülkenin en görkemli binaları olmalıdırlar.

Bu binalar, en yüksek teknoloji ile donatılmalıdırlar.

* * *

Ne var ki adli yıl açılış töreninde patlayan Yargıtay Başkanı'na sormak istediğim bir soru bulunmaktadır. Sayın Başkan acaba, 28 Şubat sürecinde Genelkurmay'da yargıç ve savcılara verilen brifing hakkında ne düşünmektedir?

Bu brifingin Türkiye'de yargı bağımsızlığını, Anayasa'ya aykırı olarak özünden zedelediğini düşünmekte mi düşünmemekte midir?

Ve bir ülkede, hukuk adamları eliyle siyaset yapılmasının getirdiği korkunç sonuçları acaba irdelemekte midir?

Ben zamanında ‘‘devletin temellerini oymak işte budur’’ diye yazmıştım.

Devleti kurtarmak adına hukukla oynarsanız; kurtarmak istediğiniz devleti bitirirsiniz.

‘‘Adalet çatısı çökerse, altında devlet kalır.’’













Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!