10 Ekim davasında müşteki avukatlarının iddianame eleştirisi

Güncelleme Tarihi:

10 Ekim davasında müşteki avukatlarının iddianame eleştirisi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2016 20:49

10 Ekim davasında müşteki avukatlarının iddianame eleştirisi

Haberin Devamı

Özkan ARSLAN/ANKARA, (DHA)- ANKARA Garı'nda 10 Ekim 2015'de İŞİD saldırısı sonucu 102 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin, 36 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması sona erdi. Duruşmada iddianameye usul yönünden karşı çıkan müşteki avukatları, "Mahkemenizin kabul ettiği iddianameyi biz kabul etmiyoruz. Çünkü bizim iddialarımız bu iddianamede yer almamıştır" dediler.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada mahkeme başkanı Selfet Giray, iddianamenin özetini okudu. Okuma işlemi bittikten sonra müşteki avukatlarına söz verildi. Salonda bulunan yüzün üzerinde avukat adına avukatlar İlke Işık, Tonguç Cankurt, Oya Aydın ve Pınar Akdemir söz aldı.
MİTİNG ÖNCESİ GAZİANTEP'TE KATLİAM HAZIRLIKLARI YAPILIYORMUŞ
Söz alan Avukat İlke Işık, 10 Ekim saldırısı, öncesinde ve sonrasındaki saldırılarda ölen insanları anmak istediklerini belirterek, "Katliamın 13. ayında başlayan ilk duruşmasındayız. Bununla ilgili 8 ay süren soruştura aşaması oldu. Bu miting düzenlenmeden önce Gaziantep'te çok büyük bir katliam planı yapılıyormuş. Mitinge gelenlerin bundan haberi yoktu. Katliamdan önce buradaki sanıkların ya da firari olanların birçoğu hakkında gözaltı kararı varmış ve yetkililere 62 ayrı saldırı ihbarı yapılmış. Buna rağmen önlem almayan yetkililer bu iddianamenin neresinde. Saldırıdan sonra orada bulunan herkes yaralılara yardım etmeye çalışırken, olay yerine ambulanslardan önce gelen polis yaralılara gaz sıkmaya başladı. Ambulanslar 45 dakika sonra geldi. İddianame neden bunlardan bahsetmiyor. Bu katliamın sorumlusu kim ? Saldırıyı yapanlar mı, yoksa katliamdan sonra 'oylarımız arttı' diyen siyasiler mi? Onlar bu iddianamenin neresinde? Gelen saldırı istihbaratlarını bildikleri halde gereğini yapmayanların sorumluluğunu ne yapacağız. Katliam ülkenin siyasi kaderini değiştirdi. Bu yüzden siyasi iktidarı sorumların dışında görmek mümkün değildir. Tek bir yetkili istifa etmiyor ve tek bir yetkili hakkında soruşturma açılmıyor. Hatta kendisine gelen istihbaratı sakladığı ortaya çıkan yetkililer terfi ettiriliyor. Bu katliamı, o dönem içinde bulunduğumuz siyasi durumdan bağımsız ele almak mümkün değil" diye konuştu.
AVUKAT AYDIN: İDDİANEME DEĞİL KÖTÜ YAZILMIŞ BİR SENARYO
Avukat Oya Aydın ise mahkemenin kabul ettiği iddianameyi kendilerinin kabul etmediğini belirterek başladığı konuşmasında, "Ortada bir iddianame değil kötü yazılmış bir senaryo var. Üstelik orijinal dahi değil. İŞİD üyesi diye takdim edilen ve kendisini patlattığı iddia edilen Yunus Durmaz'a ait olduğu söylenen dijital verilerden ortaya çıktığı söyleniyor. Tetikçi katillerin senaryosu, üzerinde biraz çalışılmaya dahi zahmet edilmeden katliamın iddianamesi gibi sunulmuş" dedi.
Avukat Aydın, savcının gizlilik kararını bahane ederek soruşturma sürecinde kendilerine bilgi vermediğini ve en küçük görüşlerini dahi dikkate almadığını iddia ederek, "Olayın acısını yaşarken, bize mağdur değil fail muamelesi yapıldı. İddia makamını kendi yanımızda görmedik. Demek ki karşımızdaymış dedik. İşte iddianameyi okuduğunuzda bunu bir kez daha görmüş olduk" diye konuştu. Avukat Aydın, soruşturmanın etkin bir şekilde yapılmadığını ve saldırının ardından faillere yönelik çalışmaların çok geç yapıldığını belirterek, bunları polis fezlekesinde yer alan bilgilerle örneklendirdi.
GAZİANTEP NASIL İŞİD ÜSSÜ HALİNE GETİRİLDİ?
Avukat Tonguç Cankurt da Yunus Durmaz'ın Gaziantep'teki etkinliğini anlatarak, "2009'dan beri Gaziantep'te El Kaide, devamında İŞİD örgütlenmesine göz yumuldu. 2012 Devlet Yunus Durmaz'ı izlemiş, ancak örgütlenmesine müdahale etmemiş. Dolayısıyla bu kişiler daha sonra İŞİD'e dönüşen bu örgütlenmeyi rahatça yapmışlar. Polis örgütlenmeyi takip etmiş ancak herhangi bir müdahale etmemiş, adeta göz yummuş. İŞİD örgütlenmesi yargının, polisin tutumu ile görmezden gelinmiş ve katliamın yolu açılmıştır. Buna neden olan kamu görevlilerinin sorumluluğu bu iddianamede olmalıydı. Sorumluluğu olan kamu görevlilerinin yargılanması için mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
Avukat Pınar Akdemir de, saldırı düzenleneceği yönünde 62 farklı ihbar alan ancak hiçbir girişimde bulunmadığını iddia ettiği Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi'nin ve bunlarla ilgili soruşturma izni vermeyen Ankara Valiliği'nin iddianamede yer almamasını eleştirdi. Duruşma yarın saat 10.30'a ertelendi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!