Yüksek teknoloji muhbir vatandaş

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Necip Türk milletinin yüksek teknoloji devrimi karşısında herhangi bir kompleks ve kramp taşımadığı ortada...

Cep telefonlarına üç günde alıştık, internet ortamında sanal miting bile düzenledik. Bankalarımız -üstünüze afiyet- gribe yakalanan kredi kartı müşterilerini eczane faturasından yakalayıp ‘‘geçmiş olsun’’ mesajı yollamayı ihmal etmiyor...

Ama, cep telefonları tüm uyarı ve tehditlere rağmen ‘‘uçuş güvenliğini olumsuz yönde etkiliyor.’’ Milyarlarca dolara mal olan otoyollar ilk yağmurda bataklığa dönüyor. Teknoloji fışkırtan bankalar, bilgisayarlı çeteler tarafından rahatça soyuluyor.

İşbu çelişkinin nedeni dünkü Türkiye Gazetesi'nin 11'inci sayfasında yan yana yayımlanan iki haberle daha iyi anlaşılıyor...

* * *

İlk haber, İstanbul polisinin hiç umulmadık teknoloji hamlesinden söz ediyor. Habere göre, bir süre önce Yeşilyurt'taki evinde soyulan bayan K.A polise başvurduktan sonra olayın şokunu atlatmak amacıyla Antalya'ya gitti.

Polis, kurbanın verdiği eşkâle uyan zanlıyı tespit etti. Zanlı fotoğrafını internet aracılığıyla Antalya'da bulunan bayan K.A'ya iletti.

K.A gaspçıyı teşhis edince ekipler hemen bu kişiyi yakaladı. Böylece İstanbul polisi bir ilke imza atmış oldu.

* * *

Ne yazık ki ikinci haber aynı ölçüde iç açıcı değil.

Bu habere göre, 18 yaşındaki lise öğrencisi A.E.Ö, 7 Aralık 1997 tarihinde internette Turknet'in ‘‘Forum Güncel’’ sayfasında elektronik sohbet sırasında diline hâkim olamadı.

Güncel konu, Ankara'daki metro inşaatı nedeniyle açılan çukura düşen bir görme özürlü ve bu kazayı protesto etmek isteyen arkadaşlarına belediye zabıtasının şiddet kullanmasıydı.

Alkollü olan lise öğrencisi, görme özürlüleri dövenlerin polis olduğunu sandı, ‘‘kötü anılarının da etkisiyle’’ hakaret dolu bir mesaj döşendi.

Liselinin mesajında, açık kimliğinin tespitine yol açacak elektronik posta adresi de ekliydi. A.E.Ö'nün mesajını okuyan kimliği meçhul muhbir hemen polisi, savcıyı ayaklandırdı. Beyoğlu Savcılığı, Turknet'ten liselinin adresini aldı.

A.E.Ö hakkında, ‘‘Devletin emniyet kuvvetlerine açıkça hakaret suçuyla’’ dava açıldı. Mahkeme, liseliye önce bir yıl ağır hapis cezası verdi, ardından 10 aya indirdi. Ceza A.E.Ö'nün daha önce suç işlememiş olması nedeniyle beş yıl süreyle ertelendi.

Böylece liseli genç, Türkiye'nin ilk internet mahkûmu oldu.

* * *

Yıllardır kahvedeki TV ekranını işgal eden devlet büyüklerine hakaret ettikleri savıyla mahkemeye verilen asabi vatandaşların kaderini düşünür, mücrim gibi titrer dururum.

Ekranla dertleşmenin neresi suçtur asla anlayamam...

Bu yüzden internet gibi dünyanın sınırsız ifade özgürlüğü tanımaya çalıştığı ortamda işlenen çocukça bir suçu;

1) İhbar etme başarısını gösteren sayın muhbir vatandaşı,

2) Ciddiye alıp dava açanları,

3) Hele cezaya değer bulanları

tebrik ediyorum.

Yine nerede yaşadığımızı hatırlattılar.

Konuşan Türkiye ha!

Fısıldayamıyor bile...













Yazarın Tüm Yazıları