Yeter! Söz Milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Meclis vakfı ve saray hesapları unutulacak mı?

Meclis 'teki yolsuzluk iddialarına adı karışan Necdet Basa, Anayol hükümeti kurulmadan önce Mesut Yılmaz'ın karargâhında Kutlu Savaş'la yakın çalışan iki isimden biriydi. Yılmaz, 1996'da üç aylık ömrü olan hükümeti kurduğu sırada kendisine Başbakanlık Müsteşarlığı önerdi. Ancak kabul etmeyerek, Meclis Başkanı seçilen Kalemli ile çalışmayı yeğledi. Kalemli'nin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı döneminde Basa, Köln Çalışma Ataşesi olarak görev yapıyordu. Bu tanışıklık daha sonra yakın dostluğa dönüştü. Yakın çevresi Basa'yı, özel yaşamındaki bazı 'sıkıntı'larından Kalemli'nin uzaklaştırdığını söylerler.

Kalemli, Meclis'teki koltuğunu Hikmet Çetin'e bıraktıktan sonra Basa, Genel Sekreterlik'ten istifa etti. Ancak Çetin, kendisini bu kez Meclis Başdanışmanlığı'na getirdi.

Meclis'teki skandal patlayınca Basa, geçen hafta Sabah Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, MESA firmasıyla hiçbir ilgisinin olmadığını söyleyerek, ‘‘Karadeniz'de ailemin mal varlığı ölçülemeyecek kadar büyük. Meclis'e atandığımda şahsıma ait Jaguar arabam vardı. At arabasıyla gelip, Mercedes ile gitmedim’’ dedi.

Bu açıklama üzerine Ankara'dan arayan bir okurumuz sordu: ‘‘Basa, Jaguar'ın trafik kaydının kimin üzerinde olduğunu köşenizden açıklayabilir mi?‘‘

Basa, Genel Sekreterlik döneminde doğal olarak Türkiye'nin en zengin vakıflarından olan Meclis Vakfı'nı da yönetti.

Okurumuz burada bir başka soruyu da Hikmet Çetin'e yöneltti: ‘‘Meclis'in vakıf hesaplarına el konulmasını düşünüyor musunuz? Meclis'e bağlı saraylarda yapılan onarım harcamalarının hesapları incelenmeyecek mi?’’

Kalemli'ye bir soru: 1983'ten bu yana mal varlığınızın hesabını neden veremiyorsunuz?

Bizden bir hatırlatma: Bilgisayar ihalesinin arkasında kim veya kimler vardır?

İçişleri Bakanlığı'nda irtica tohumlarını kim attı?

Ve ‘Gönül’lü bir vefa borcu!

İSTANBUL'dan bir dostumuzun hatırlattığı 'TEMPO' Dergisi'nin (10/16.4.1988) kapağına baktığımızda 'yeşil bereli' bir fotoğrafın üzerinde ‘‘Emniyet, Selamet'e emanet - Selametçi cuntayı Korkut Özal kurdu, Turgut Özal kullanıyor’’ başlığı yer alıyordu.

Yazıda, emniyet teşkilatındaki irticanın tırmanışında Vecdi Gönül'ün de adı yer alıyordu. Refah yandaşı Vali, Kaymakam ve Emniyet Müdürleri'nin köşe başlarına getirildiği anlatılıyordu.

Vecdi Gönül, eski İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk'ün Özel Kalem Müdürlüğü'nü yapmış, bu vesile ile vali yapılmıştı. Ankara ve İzmir valiliklerinde bulunmuştu.

İsminin açıklanmasını istemeyen dostuğumuz, ilginç bağlantılar ortaya koyuyordu:

‘‘Mustafa Kalemli, İçişleri Bakanı olunca Müsteşarı da Vecdi Gönül'dü. Bugün ise, Sayıştay Başkanlığı'nda bulunuyor. TBMM Başkanlığı döneminde Atatürkçü söylemleriyle dikkati çeken Kalemli'nin, bugünlerde yaşadığı sıkıntıya Vecdi Gönül kurtarıcı olarak sarılmıştır. Kalemli'nin, Meclis hesaplarının incelenmesi için istediği iki Sayıştay denetçisini hemen 'gönüllü' olarak Meclis'e göndermiştir.’’

Sonrasını biz anlatalım.... Sayıştay denetçileri İbrahim Uzunoğlu -oğluna Meclis TV'sinde iş verildi- ile Yaşar Gök, raporlarında usulsüzlük olmadığını saptıyordu! Aslında Sayıştay, Meclis'i denetleyemezdi ya...

Ancak Sayıştay denetçilerinin, 'sahte evrak' düzenledikleri ortaya çıkıyordu. Her ne kadar Sayıştay antetli kâğıdın yanlışlık veya dikkatsizlik sonucu kullanıldığını, Meclis'i yanıltma gibi bir amaçlarının bulunmadığını söylemelerine karşın savcılıkta hesap vereceklerdi.

Cumhurbaşkanı Demirel de, Meclis'teki görevlerinden sonra geçici olarak DDK adına Diyanet Vakfı'nın denetimine katılan iki denetçiyi, Sayıştay Başkanlığı'na geri gönderiyordu.

Böylece Gönül'ün, Kalemli'ye 'vefa borcu' duvardan dönüyordu.

Bu rant kavgasıdır

ADANA, Seyhan ilçe kongresinden sonra herkes birbirine ‘‘CHP'de neler oluyor?’’ diye soruyor. Kimileri, bu olayın ilk kez meydana geldiğini sanabilir. Oysa değil. Yıllardır vatandaşı, seçmeni bıktıran, giderek de partiden uzaklaştıran bir iç kavga vardır CHP'de... Bunun kökenini CHP-SHP birleşmesine bağlayanlar varsa da olayın özü farklı. Herkes biliyor ki, bu rant kavgasıdır. Partiyi ele geçirmek isteyen uçların kavgası. Bu kavga, genel merkezin yaklaşımı da birtakım hesaplara dayandığı için önlenemiyor bir türlü. Son bir yıl içinde Adana'daki yönetimlerin sık sık görevden alınmaları, yönetimlere keyfi atamalar yapılması... Adana dışından genel merkezde görevli yöneticilerin akrabalarının yer aldığı isimlerle kurultay delege listeleri düzenlenmesi bardağı taşıran damlalar oldu. Tartışmalara bakılırsa, Adana'daki iç sürtüşmelerin körükleyicisi Adana Milletvekili Erol Çevikçe... Güya Çevikçe buradaki uçları birbiri ile çatıştırarak kendini garantiye aldırıyor.

Biliniz, bu kavgalar vatandaşı bıktırdı artık.

M.M.E.-ADANA

MARMARİS Kent Meclisi'nden açıklama: İçmeler-Marmaris arasında yolun üst tarafında bulunan ormanlarla kaplı dağlar... Genç Pamucak ormanlarında 65 dönümlük bir yer yapılaşmaya açılıyor. Bize hayat veren, bize turist getiren yeşil doku, betonlaşma tehlikesi karşısında. Sizleri el ele oluşturulacak 'sevgi zincirine' destek vermeye çağırıyoruz. (Bugün saat 14.00'te Marmaris Mares Oteli önünde.)

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘(Kalemli'ye) Kütahya seninle utanıyor!’’

(Yerel Kütahya Gazetesi)



Yazarın Tüm Yazıları