Yeter söz milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

İbretlik açıklama!..

Başbakan Mesut Yılmaz, ANAP İstanbul İl Başkanı Sühan Özkan, eski İl Başkanı Erdal Aksoy, Eminönü İlçe Başkanı Bahri Oral ve adını burada sıralayamadığımız delegelere bu 'ibret vesikası'nı, sahibinin isteği üzerine yerimiz ölçüsünde yayınlıyoruz. Bu 'açıklama'nın sahibi Eminönü Belediye Başkanı Doç. Dr. Ahmet Çetinsaya'dır. Hizmetlerin kime neyi nasıl emanet edildiğinin anlaşılması için bu yazının sonuna kadar okunması gerekir.

Hakkındaki her haberden sonra gazetecilik dersleri vermeye kalkışan Çetinsaya, yazısına ‘‘Öyle düşmanca bir tavır içindesiniz ki, benden söz ederken kendinizi kaybediyorsunuz. Şimdi defalarca sorduğum soruyu bir kez daha soruyorum: Yalçın Bey! Açıkça söyleyin, ‘benden ne istiyorsunuz?' diyor ve şöyle devam ediyor:

‘‘Geçmişte yağmacıların kayıtsız kuyutsuz ceplerine indirdikleri otopark gelirlerini, her kuruşu kayıtlı ak kazanca çeviren Eminönü Hizmet Vakfı'na kara çalmaya kalkışıyorlar. Siz de onlara yazılarınızla destek veriyorsunuz. Bakın Yalçın Bey, böyle düşmanlık olmaz. Her işin bir mertlik yanı vardır. Sanırım bu son olayda da yanlış yerdesiniz. Yahut gerçekten yeriniz orası. Herhangi bir çıkarınız olmadan çıkarcıların yanında yer almanıza anlam vermek zor! Bunun bir mantığı yok. Bize yönelik iftiraların kaynağıyla bir ilişkiniz yoksa, neden onların olası kirliliklerini savunan gazeteci durumuna düşesiniz?

YALAN SÖYLÜYORLAR

Yem borularını kestiği, kayıtdışı kazanç kanallarını ellerinden aldığı, kent rantını halkın kullanımına sunduğu için iftiracıların yalan söylediklerini anlatan Çetinsaya, ısrarlı şekilde 'otopark mafyası diliyle' kendisine saldırdığımızı, bu iftiraların kafa bulandırdığını ileri sürdükten sonra şöyle diyor:

‘‘Bilgilenmekten neden korkuyorsunuz? Bizimle bilgi almak için temasa geçmemekte direnirseniz, bunu bir tehdit saymayın, ama sizi bilgiden korkan gazeteci olarak ilan edeceğimi bildirmek isterim.’’

Çetinsaya, 'iftiraları' sürdürmemiz halinde bizi uluslararası basın kuruluşlarına şikâyet edeceğini bildiriyor. Açıklama devam ediyor:

‘‘Yarın bir gün seçim var. Bu asılsız suçlamalarla yağma ve talan cephesindekilerin ekmeğine yağ sürmeye devam ederseniz, siyaseti çıkar aracı olarak kullananlar bundan yararlanır. Sadece onlara destek vermenizi sağlayan bağın ne olduğunu şu an bilmiyorum. Ama, sütununuzda bunları açıklama hakkı verirseniz, buluruz. Sırası gelmişken altını çizerek belirteyim; neden politikanın içindeyim biliyor musunuz? Toplumun kaderini Yalçın Bayer'leri etkileyen çıkarcılara bırakmamak için.

Baksanıza ‘‘Saldırının ucu Eminönü Belediye Başkanı Ahmet Çetinsaya'ya uzanıyor’’ diyebiliyorsunuz!? Bunun su götürür yanı yok. Böyle bir yargıya varmanız, anlatmaya çalıştığım iki gruptan hangisini tercih ettiğinizin açıklaması anlamına geliyor.

SUNGUR KİMDİR?

Son olayda, İbrahim Sungur Bey'i tanıyor olmam onun her davranışından sorumlu olmamı gerektirirmiş gibi akıldışı yargılar, iftiraya destek yapılıyor. İbrahim Sungur Bey'i her Kayserili tanır. Korumam olduğu uydurmadır. Bu görevi devletin görevlendirdiği memurlar yapmaktadır. İbrahim Bey herhangi bir gayrimenkulü rahatlıkla alabilecek güçtedir. Kayseri'de İstanbul'da işyerleri olan bir kişidir.

İftiracının, işi boyutlandırmak için aklına geleni azmettirici diye sayması hiç mi dikkatinizi çekmiyor? Biri de çıkıp pekâlâ sizin adınızı verebilir! Bunlar ucuz ve çirkin davranışlar.

Kayseri'deki olayın arkasında, gerçekten İstanbul'u soyarken suçüstü yakalayıp kenara ittiğimiz kayıtsız kazanç vurguncuları varsa, onları destekleyen herkes suç ortağı durumundadır. Bu hesaplaşmada, bana yönelttiğiniz her imalı ifadenin açıklamasını önce kendi adınıza yapmalısınız.’’

NAMUSLULAR-NAMUSSUZLAR

Bize 'kimin avukatı olduğumuzu' da soran Çetinsaya, suçlamalara devam ediyor:

‘‘Geçmişte kent rantını emen sülüklere ve temsilcilerine bir kez daha ilan ediyorum; iftiralarınızla beni üzmeyi başarıyorsunuz ama, yıldıramayacaksınız. Halka ait kaynakları kayıtsız kazanç olarak cebinize indiremeyeceksiniz. İnanıyorum ki, rahmetli İsmet Paşa'nın dediği gibi, namuslular da namussuzlar kadar cesur olmak zorundadır. Bizim yaptığımız da bundan ibaret.’’

Eminönü Hizmet Vakfı'nın, vakıf kavramına yeniden kişilik kazandırması hareketi olduğunu savunan Çetinsaya,

‘‘Unutmayın ki, ispatlayamadığınız her suçlama, sizi iftiracı durumuna sokacak ve günah halkası olarak boynunuzda kalacaktır.

Eğer, kutsal Ramazan aylarında tuttuğunuz oruç gösteriş için değilse, öteki dünyaya inanıyorsunuz demektir. Bana yönelik haksız ve dayanaksız suçlamalarınızı düzeltmediğiniz sürece öteki dünyada da iki elim yakanızda olacaktır. Size, sağlıklı düşünebilme yetisi dilerim.’’

(Yerimiz olsaydı bu yanıtın tümünü vermek isterdik, bu ibretlik açıklamayı... Keşke bu yazıyı gazeteci danışmanları Ayhan Fırıldak ile Togay Gözütok'a okutsaydı. Ne yazmıştık? 'Eminönü'nden Kayseri'ye (14.9.1998) başlıklı yazımızda, silahlı saldırıya uğrayan Kayseri Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı Başkanı Mehmet Yakuter'in 'beni vurduran İbrahim Sungur'dur. Bu saldırının ucu Eminönü Belediye Başkanı Ahmet Çetinsaya'ya uzanıyor' sözlerine... Çatlı'nın yakını olduğu bilinen Sungur'un adamlarının, Çetinsaya'nın korumalığını yaptıklarını... ve Çetinsaya'nın gayrimenkullerini ve Eminönü Hizmet Vakfı'nın çalışmalarını aktarmıştık. Bu ne hiddet! Yazılanlara yanıt yok, polemik var. Gerçekler başkadır; korkunun ecele faydası yoktur.)













Yazarın Tüm Yazıları