Yeter! Söz Milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Fransa'ya pasif direniş yapalım

Tanıdığım Mersinli ve İstanbullu Ermeni dostlarımın hepsini çok seviyorum. Hiçbirisi ile ihtilafım da yok. Anadilim dışında konuşabildiğim tek yabancı dil Fransızca olduğu için bu ulusa karşı da hep sempati duydum.

Fransızlar'ın katılımı otuzu bulmayan meclislerinde şovence kabul ettikleri Ermeni Karar Tasarısı'nın bir bedeli olmalı ve onu da bir şekilde ödemeliler diye düşünüyorum.

32 yıllık eczacıyım, doğaldır ki pek çok Fransız kökenli ilaç bulundurup satma durumundayım. 30 densiz Fransız parlamenteri bu kararı aldı diye onların ilaçlarını rafımdan indirecek değilim. Ancak, tercih ve ilgi boyutum değişecek. Yıllardır sattığım Fransız kökenli gözlük camı ve çerçeveler için de ilgisiz kalacağım. Kızım için almayı düşündüğüm Peugeot otomobili artık kesinlikle düşünmüyoruz. Fransız kökenli marketler de artık tercihim dışında. Devletimin Fransız firmalarına koyacağı ekonomik ambargoyu konum dışında tutuyorum. Sade vatandaşların bilinçli olarak alıp kendi şahıslarına uygulayacakları pasif direnme kararı hem milli bilincimizi kamçılayacak, hem de en güzel cevabı teşkil edecektir.

Tarihçilerin yapması gereken bir olay hakkındaki soykırım saptamasının gereksizliğini en iyi böyle anlatabiliriz. Fransa ile bugün ileri boyutlarda ticari ilişkilerimiz bulunmaktadır. O halde kendi parlamentolarına baskı, kendi sermaye çevrelerinden gelerek yanlış düzeltilmeye çalışılmalıdır.

Ülkem ve 65 milyonluk pazarımız onlar için vazgeçemeyecekleri bir pazardır. Yanlışta ısrarlı da olurlarsa bedelini ödemelidirler. Bunun için bilinçli bir pasif direniş yeter de artar bile!

Tantan, Carlos’un önünde konuşacak

FATİH Belediye Başkanı Sadettin Tantan'la, Aksaray'daki Şehitevi'nde bugün şehit aileleri için yapılacak kermesi konuşurken, İspanya'nın Valencia kentinde 2-4 temmuz tarihlerinde yapılacak olan UNESCO'nun ‘‘21. Yüzyılın Kentleri ve Mimarileri’’ kongresine davet edildiğini öğreniyoruz.

3000'inci yılın mimarisinin ve kent planlamalarının tartışılacağı toplantının yapılacağı Valencia, zengin bir kültür mirasına sahip. Tantan'a daveti bizzat Valencia Belediye Başkanı Minya Yang yaparak, ‘‘İskan ve İstanbul'un Tarihi Merkezi’’ başlıklı bir konuşma yapmasını istemiş. Tantan'a yarım saat süre verilmiş. Toplantının açılışını İspanya Kralı Carlos yapacakmış.

‘‘Neden siz!’’ diyoruz Tantan'a... ‘‘Haliç projemizi tanıtacağım bu toplantıda...’’ diyor:

‘‘Haliç projemizi UNESCO kabul etti, Avrupa Birliği onayladı. Önümüzdeki günlerde 6 milyon dolarlık yardım geliyor. Balat ve Fener kesiminde altyapı çalışmalarını büyük bir hızla sürdürüyoruz. Sivil toplum örgütleri projenin içinde yer alıyorlar. Projenin amacı, bölgede saptanan 1200 küsur evin restorasyonu ile birlikte sosyalizasyonunu öngörüyor. Yani, buradaki insanları eğiteceğiz, yaşam kalitesini yükselteceğiz. İşsiz olanları nitelikli konumlara getireceğiz. Uyuşturucu kullanan varsa, rehabilite edeceğiz, yaşlı insanlara düşkünler evi kuracağız. Avrupa'da büyük ilgi gören projeye, Toplu Konut İdaresi'nin de katkı sağlaması için girişimlerimiz sürüyor.’’

Tantan şov yapmadan, sessiz ve derinden gidiyor. Onu dikkatle izlemek gerekiyor. Herkese rakip olabilir.

Sarpkaya bizi rezil ediyor!..

JUDO Federasyonu Onur Kurulu üyesi ve milli takım antrenörü Namık Ekin, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Tevfik Sarpkaya'ya ateş püskürüyor.

6-7 Haziran tarihlerinde İstanbul Abdi İpekçi Spor Salonu'nda, Avrupa'nın en önemli judo turnuvalarından Boğaziçi Turnuvası yapılacakmış. 20 ülkenin sporcularının katılacağı turnuva için mükemmel bir organizasyon hazırlanmış. Ancak, araya giren siyasetçiler, turnuvanın arasına minibüsçülerin bir toplantısını almışlar. ‘‘Yani cumartesi günü müsabakalar başlayacak, pazar sabahı minderler toplanıp, 10.00-14.00 arasında minibüsçüler salona girecekler. Düşünün sigara, toz dumandan sonra minderler yeniden yerleştirilecek, yetişebilirse finaller yapılacak, madalyalar verilecek’’ diyor. Tam bir rezillik. Yarışma arasına böyle bir toplantının alınması, minibüsçülere şirin gözükmek isteyen siyasetçilerin işidir muhakkak. Sarpkaya da direnememiş, vermiştir. Minibüsçüler başka bir salona verilemez miydi? Sarpkaya, yabancı sporculara ne diyeceğimizi hiç düşünmüyor mu? Namık Ekin, ‘‘Amatör sporcular adına utanıyoruz. Türk sporunun nasıl idare edildiğini görüyorsunuz’’ diyor.

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Böyle giderse yakın gelecekte Karadeniz'e ‘Ölüdeniz' denecektir. Bunun için ortaya konulan projelerin somut adımlar atılarak acilen hayata geçirilmeleri gerekir.’’

(Trabzon KTÜ Çevre Kolu Akademik Danışmanı Doç. Dr. Mehmet Tüfekçi)













Yazarın Tüm Yazıları