Yeter! Söz Milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Devlet saltanatı

‘‘RTÜK kapalı kapılar ardında ne yapıyor?’’ (5.3.1998) yazısını utanarak okuduğunu anlatıyor okurumuz. RTÜK'ün faaliyetlerinin dikkatlice izlenmesi gerektiğini, kurumda tam bir 'saltanat'ın egemen olduğunu belirtiyor.

‘‘Yazacaklarım kurumda herkesin bildiği şeylerdir, bir de parlamento ve kamuoyu öğrenmelidir’’ diyor.

Siyasetin pisliği bazı üyeler vasıtasıyla kuruma tam olarak taşınmıştır.

Son alınan memurların çoğu tarikat mensubudur. (Nitekim, RP kontenjanından gelen ve şimdi ANAP'lıyım diyen Emin Başer, kuruma bir mescit açtırmıştır.)

Yönetim Kurulu üyelerine gül ağacından masalı odalar döşetilmiş, bunlara son model otomobiller alınmıştır. (Yönetim Kurulu kararıyla, makam arabaları özel iş ve seyahatlerde kullanılmaktadır.)

Memur alımında sınav uygulanmadığından yönetim kurulu üyeleri zaman zaman birbirlerine girseler de sonunda aralarında bir mutabakat sağlanmaktadırlar. (Boş kadrolar kimseye duyurulmadan paylaşılıp, eş ve dostlar yerleştirmektedir.)

Yönetim Kurulu üyelerinin temsil ödenekleri bittikçe artmaktadır. (TV ve radyoların reklam gelirinden iyice pay aldıklarından yurtdışı ve yurtiçi seyahatlarde bir kişilik işe iki veya üç kişi gönderilmektedir.)

Teknolojinin bunca gelişmiş olmasına rağmen, bu yetkililer, merkez ve taşra teşkilatı için yeni binalar almaktadırlar. (Kadıköy Bölge Müdürlüğü, eski RTÜK Başkanı Prof. Orhan Oğuz'un Feneryolu'ndaki evine yakın bir yerde kurulmuştur. Yönetim Kurulu üyelerinin kalması için de Kanlıca'da Boğaz'a nazır iki daire alınmaktadır. TRT'den Ankara'da alınan bina için 2.5 trilyon ödenmiştir.)

Anlaşmalı bir eczaneden ilaç alımında usulsüzlük olduğundan bazı kurum personeli yargıya düşmüştür.

Daha başka iddiaları sıralayan okurumuz, ‘‘Bunlar somut gerçeklerdir. Bu kuruluşun hiçbir alım satımı, geliri-gideri, eylemleri ve icraatları, özerklik adı altında fiili hiçbir denetime tabi değildir’’ diyor.

Kasasında şu anda 50 trilyonu bulunan RTÜK gerçek bir özerkliğe kavuşturulmadıkça bu iddiaların sürüp gideceği anlaşılıyor.

Deterjancılar kazıklıyor

TÜRKİYE'deki TV'lerde çamaşır tozu reklamlarına bakıyorum. Bir arkadaşım, bir firmanın -Omo- Türkiye'deki fiyatının çok pahalı olduğunu söyledi. İnanmadım ama yılbaşındaki iznimde mağazalardaki fiyatlarına baktım, gözlerime inanamadım. 4 kiloluk Omo 2.600.000 liraydı. Ve burada yani Almanya'daki fiyatı ise ister inanın, ister inanmayın 10 kilo Omo 18 ile 20 Mark arasında değişiyor. Siz de hesap edin, Türkiye'deki Omo'ların yaklaşık üç kat daha pahalı olduğunu göreceksiniz.

Diyeceğim şu ki, bu deterjanlar Türkiye'de imal edilmiyor mu? İmal ediliyorsa, bu fakir fukara halka yazık değil mi?

Serbest piyasa ekonomisi bu olmasa gerek. Rekabet Kurulu ile Lever'in ne diyeceklerini merak ediyorum.

Mehmet ÇENGEL-Mülheim/ALMANYA

Dikkat, bu orman piknik yeri değil

ANKARA Ahlatlıbel yolundan İnce Taşpınar köyüne doğru çocuklarımla birlikte geçen hafta gezintiye çıkmıştık. Gördüğüm görüntüler çok vahim idi. Bütün Ankaralılar o güzel günü değerlendirmek için piknik yapmaya gelmişler. İyi güzel ama bu ormanlar piknik yeri değil; su, tuvalet yok. Bu insanlar nereye ihtiyaçlarını yapıyorlar merak ediyorum.

Sonra ormanın iç kısımları çöplerle dolu olmasına rağmen, bir de o kadar insan bir o kadar çöp bırakırsa ne olur? Ben olacağını söyleyeyim; orman yangını... Küçük bir kıvılcıma bakıyor, Ankara'nın akciğeri olan güzelim orman yandığı zaman... O insanlara sormak isterim; şimdi rahat mısınız diye... Lütfen yetkililere sesleniyorum: Bu duruma son verdirin. Orası piknik yeri değil. İnşallah düşündüklerimiz olmaz.

Durmuş ÇOŞKUN-ANKARA

MENZİR'e... Yüksek gelen bir telefon faturasının nedenini sormak üzere Adana Telekom'a gittim. Memurlara ‘‘Arkadaş, benim sorunuma kim çözüm getirecek?' dedim. ‘‘Biz bilmeyiz, git müdüre sor’’ dediler. Müdür de ‘‘Ben bilmem’’ dedi. ‘‘Peki sizin bilmediğiniz bu haksızlığı kim bilecek’’ deyince, beni kapıdan kovdu; ‘‘Git kime şikayet edersen et’’ dedi. Bizim vergilerimizle maaş alan bir memurun vatandaşı kapıdan kovmaya hakkı var mı? Adana'ya gelin Telekom'da personelin nasıl işlem yaptığını görün.’’

Ömer YILGINCA-ADANA

GÜNÜN SÖZLERİ

‘‘Nifak sokuyorlar’’

(Genelkurmay Başkanlığı)

‘‘Fevkalede rahatsızım.’’

(Cumhurbaşkanı Demirel)













Yazarın Tüm Yazıları