Yeni bir yıl, yeni bir reçete

Yeni bir yılın ilk sabahında hepinize günaydın. Size üç basit soru soracağım. Eğer bu üç soruya güçlü bir “evet” yanıtı verebiliyorsanız yalnız sağlıklı bir ömür değil, iyi ve güzel bir hayat için de şansınızın yüksek olduğunu söyleyebilirim.

Haberin Devamı

Bir: Günlerinizi huzur içinde geçiriyor musunuz? İki: Hayatınızdan keyif alıyor musunuz?
Üç: Geleceğinize ilişkin endişeniz yok mu?
Sorduğum bu sorulara yürekten bir ‘evet’ yanıtı verebilmenin yolu her şeyden önce duygusal açlığı gidermekten, duygusal açığı küçültmekten geçiyor. Bu sorulara ‘evet’ yanıtı verebilmek için öncelikle ve mutlaka ruhsal olarak da doymuş, tok biri olmanız gerekiyor.
Bunun için de maneviyat ve inanç gerekiyor, iyimserlik gerekiyor. Bu ikisi çok ama çok önemli faktörler. Maneviyat, inanç ve iyimserlik üzerine sık sık yazılar yazmam bundan. Modern tıp uzun süre görmezden geldiği bu iki noktanın üzerinde son yıllarda eskisinden daha çok duruyor. Geleneksel tıp binlerce yıldır bunları zaten ‘iyi hayatın iksirleri’ yani ilaç kabul ediyor. Maneviyat ve inanç sadece hastalıkları önlemede değil tedavide de çok güçlü faktörler. Bunları adeta ‘iç doktor’ gibi de kabul edebilirsiniz.

Haberin Devamı

SORUNUMU TANRI’YA EMANET ETTİM

Tamamlayıcı / geleneksel tıpla modern tıbbı mükemmel bir şekilde birleştirmeyi başaran Amerikalı ünlü hekim Dr. Maoshing Ni’ye kanseri yenmiş hastalarından biri bir gün şunu söylemiş: “Sorunumu Tanrı’ya emanet ettim, 100 yaşına kadar yaşadım!” (*)
Dr. Ni’ye göre hastasının anlatmak istediği şey yaradılışın arkasındaki kudrete inanmaktan başka bir şey değil. O kudret, maneviyat ve inanç faktörlerinin ta kendisi aslında. Huzuru bulmanıza, olanı biteni kabul etmenize, beklentilerinizle gerçekler arasındaki farkı uzlaştırmanıza yardım eden en önemli şey de o kudret zaten.
Yeni yılın ilk sabahında kafanızı karıştırdıysam lütfen hoşgörün. Hepinize yeniden günaydın! Bu yıl da hastalıklardan, keder ve tasadan uzak, güzel ve huzurlu bir yıl yaşayın. Bana sorarsanız, ilkler önemli. Yeni bir yılın ilk günüyse geçmiş yılın muhasebesi, gelecek yılın temel prensiplerinin belirlenmesi için en uygun zaman.
Ve yine bana sorarsanız, her yeni gün gibi, her yeni yıl yeni bir başlangıç. Bu yıl size ilk tavsiyem yeni yıl reçetenizin içine, ruhsal açlığınızı giderme ve duygusal açığınızı küçültme maddelerini de koymanız, bunun için de maneviyat, inanç ve iyimserlik ilaçlarından daha çok faydalanmanın bir yolunu bulmanız.
(*) Dr. Maoshing Ni / 100 Yıl Yaşamanın Sırları / Doğan Kitap

BİR NOT

Haberin Devamı

İyimser ol sağlıklı kal

İyimserlik yaklaşımı, kısa anlamıyla hayatın iyi, güzel, keyifli bir şey olduğunu düşünmek ve kabul etmek. Yani duygusal açıdan ruhsal bakımdan yaşamın parlak ve umut vaat eden güzel taraflarını görüp onlara daha fazla odaklanmak... Eldekilerin, olabileceklerin en iyisi olduğu görüşünü benimsemek... Dahası, kendinize hayatta bazı güçlüklerin ortaya çıkabileceğini ama bunları yapıcı ve iyi tutumlarla aşmanızın da mümkün olabildiğini telkin etmek... İyimserlik, doğuştan gelen hasletlerden ama öğrenilmesi yani daha sonradan kazanılmış bir yetenek haline getirilmesi de mümkün. İyimser olmak engellerle karşılaştığımızda ümitsizlik ve çaresizliğe gömülmek yerine kolları sıvayıp engeli aşmanın yollarını bulma alışkanlığı sağlar. Bu tavır, daha huzurlu bir hayatın da garantisi.

Haberin Devamı

AKLINIZDA OLSUN

Pek çok yolu var

Kötümserliği bir yana bırakıp hayata daha iyi bakabilmenin pek çok yolu var. Bunlardan hangisinin sizin için en uygunu olduğunuysa biraz araştırmanız lazım. Ama şu çok önemli: İyimserlik daha iyi bir hayatı da garanti ediyor. Mesela bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Daha az hastalanmanızı sağlıyor. Hastalıklardan iyileşme sürenizi kısaltıyor. Kronik hastalıklara, özellikle depresyon ve benzeri ruhsal bozukluklara iyimser insanlarda daha seyrek rastlanıyor. İyimserler, işlerinde ve sosyal yaşamlarında da daha başarılı. Daha eğlenceli bir hayatları var. Daha esprili ve nüktedan kişiler. Kendilerini ve çevrelerini eğlendirme ve şımartma konusunda da çok başarılılar. Hoşgörü kültürleri daha geniş. Daha kolay affediyor ve bağışlıyorlar. Küslük, kin, nefret, düşmanlık, kıskançlık gibi duygularla da fazla tanışmıyorlar. Öfke kontrolleri daha sağlam. Uykuları daha derin ve daha uzun. Yorgunluk problemiyle daha seyrek karşılaşıyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları