Taşı düşen yüzükler

BAZI insanların “çirkinliği” o kadar güzeldir ki, güzellik denen o uçucu, değişken kıstasları yeniden sorgulatır adama.

Haberin Devamı

ABD’li şarkıcı, şair, yazar Patti Smith de benim için öyle...

Şimdi 70 yaşında ve 23 Haziran’da İstanbul Zorlu PSM’nin efsane konuklarından biri olacak.

Şarkılarına söz veren şiirlerinin de gücüyle Punk Rock’ın “vaftiz annesi” olarak anılan Patti Smith, gerçek yaşamında da bir anne...

Ama hep çocuk, çoluk çocuk.

* * *

Smith’in “National Book Award” ödüllü kitabının adı da zaten “Çoluk Çocuk”.

Kitabında, yirmili yaşlardaki sevgilisi fotoğraf sanatçısı Robert Mapplethorpe ile bir gün en renkli, güzel elbiselerini giyerek Washington Meydanı’na gittiklerini anlatıyor.

Termostaki kahveyi içerek, etrafı seyrediyorlar.

O sırada yaşlı bir çift sıradışı bir ilgiyle önlerinde durup onları incelemeye başlıyor. Ve kadın “Hadi, fotoğraflarını çek. Bunlar sanatçı galiba...” diyor, heyecanla...

Haberin Devamı

Yaşlı adamın yanıtı, kitaba ismini veriyor:

“Hadi canım, bunlar çoluk çocuk...”

* * *

Aynı kitabında kendini şöyle özetliyor Smith:

“Sadece kendim olmak istiyordum, Peter Pan (¹) klanından geliyordum. Biz asla büyümezdik.”

Diğer kitaplarında da, insanın “içindeki çocuk”un kıymetini anlatan önemli satırlar var.

Hayalperestler’de, “Çocukken ne mutluyuzdur. Işık, mantığın sesiyle nasıl da körelir. Bu hayatta taşı düşmüş yüzükler gibi dolanıyoruz” diyor, içtenlikle...

İnsanın içindeki çocuğu tümden yitirmesinin, taşı düşen bir yüzükle hakikaten ilgisi var. Hep birlikte büyüdükçe, daha iyi anlıyorum.

M Treni kitabında da var aynı vurgular:

“Lütfen sonsuza dek kalın, diyorum tanıdığım şeylere. Gitmeyin. Büyümeyin.”

Ve Nirvana’nın “Smells Like Teen Spirit (Ergen ruhu gibi kokuyor)” şarkısını da aynı coşkuyla seslendiriyor.

* * *

Smith 4-5 yıl sonra tutkuyla bağlandığı Mapplethorpe ile ayrılıyor.

Ve dost kalarak ayrılığa dair, söylenmiş en güzel sözlerden birini geride bırakıyor:

“Ayrı yollara gittik, ancak birbirimize yürüyüş mesafesindeydik...”

Yaşadığı hayatın, sevgilisinin unutulmaz tadı da aslında çocuk gibi yaşamalarından geliyor.

Paraya, değer yargılarına, tabulara boyun eğmeyen bir hayat bu.

Diz kapakları bereli, bazen uçuk-kaçık ama -kendince- özgür.

Haberin Devamı

Sonuçta hepsi bir hayal, hep bir hayal belki, çoluk çocuk işte...

 

PERİLER NEDEN ÖLÜR?

 (¹) MASAL kahramanı Peter Pan, “Varolmayan Ülke”de kuşlarla perilerin arasında kalabilmek için büyümek istemeyen, kuşlar gibi uçabilen bir çocuktur.

Perilerin hikayesi ise hüzünlüdür:

“Yeni doğan bir bebek ilk kez güldüğünde, gülüşü kırılıp bin parçaya bölünmüş ve hepsi zıplaya zıplaya etrafa dağılıp gitmiş. Periler böyle doğmuş işte..

Şimdiki çocuklar çok şey biliyor ve çok geçmeden perilere inanmaz oluyorlar. Ne zaman bir çocuk ‘perilere inanmam’ dese, bir yerlerde bir peri düşüp ölüverir.”

Ve periler ölürken özür dilerler..”

Şair Küçük İskender’in “Periler Ölürken Özür Diler” kitabı ise şu cümleleriyle mevzuya katılır:

Haberin Devamı

“Perilerin öldükleri, öldürüldükleri ülkelerde farklı olduklarını düşünen birileri varsa, onlar cesetleri yerde değil, gökte arar. Güzel ölen, samimi ölen göğe gömülür çünkü.

Ölürken özür dilemek aklınızdan hiç geçmemişse, peri sayılmazsınız...”

Taşı düşen yüzükler

Yazarın Tüm Yazıları