Yaylada doğan bir aydın

SON kitabı ‘Sağlık Ekseninde Köy Enstitüleri’nin basıldığını oğlundan öğrenmiş.

Haberin Devamı

Çok sevinmiş. Ancak kitabı elinde tutamadan yaşlılığa bağlı nedenlerden dolayı 96 yaşında (4.8.2023) hayatını kaybetmiş. Köy enstitülü olmanın onurunu daima taşmış o güzel insanın yeri cennet olsun, diyor dostları.

Pakize Türkoğlu, 1927’de Antalya-Gazipaşa’nın Göksenir Yaylası’nın Çile köyünde doğmuş. Sağlıklı olsun diye ebe kendisini kar suyu ile yıkamış. Böylesi bir ortamda büyümüş. Okul olmadığı için Gazipaşa’da başladığı ilkokulu Alanya’da tamamlamış. 1944’te Aksu Köy Enstitüsü’nü, 1947’de Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nü bitirmiş. 1962’de Çapa Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü’nü de bitirmiş. İlk, orta ve yüksek öğretim kademelerinde yönetici ve öğretmen olarak 35 yıl çalışmış. TÖS’te görevler üstlenmiş.

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri’nde öğretim görevlisi iken, 1985’de emekli olur. 1998’de ‘Tonguç ve Enstitüleri’ adlı yapıtıyla, Türkiye İş Bankası ‘Toplum ve İnsan Bilimleri’ büyük ödülü alır.

Haberin Devamı

Örnek alınacak başarılı bir yaşam öyküsü olan Türkoğlu “Kızlar da Yanmaz”, “Kısa Süren Hasat”, “Tonguç ve Enstitüleri”, “Kimseli Kimsesiz” gibi önemli eserler bırakır. Köy enstitüleri ile ilgili çok sayıda tebliği vardır. Köy Enstitüleri içinde eli kalem tutan öncü bir Türk aydını, binlerce çocuğu ve genci yetiştiren eğitimci, yazardır. Gürcan Türkoğlu (emekli büyükelçi) ile Gürsan Türkoğlu (çevirmen) adlı iki oğul anasıdır.

Bir anısında şöyle der: “Köyümde komşu kadına ben de okula gideceğim dedim. Ancak bana ‘Sus, tövbe de. Okuyan kızlar cehennemde yanar’ dedi. Hayalimi söndürdü adeta.

Benim anam da ona çıkıştı beni kırdığı için. Gece babamın gelmesini bekledim. Babam atından inerken eğilmesini istedim ve kulağına ‘Okula giden kızlar yanar mı?’ dedim. ‘Hayır, öyle bir şey olmaz, Allah kadını erkeği ayırmaz’ dedi babam. ‘Kızlar da gider erkekler de gider. Madem çok istiyorsun, seni göndereceğiz mektebe’ dedi. Yaşımın dolmasını bekledik. O sene Cumhuriyet’in onuncu yılıymış ve köydekiler onuncu yıl törenlerine hazırlanmaya başladı. Erkekler ‘Biz gideriz kutlamaya’ deyince köydeki kadınlar ‘Biz de gideceğiz Mustafa Kemal Paşa’nın düğününe’ dediler. Onuncu yıl törenine düğün yani eğlence diyorlardı. Benim okula gitmeme daha bir sene vardı ama ben çok ağlayınca babam beni bir yıl erken yazdırdı. Cumhuriyet’in onuncu yılında Gazipaşa İlkokulu’na kayıt oldum.

Haberin Devamı

O kadar farklı bir şeydi ki benim için Gazipaşa’daki okul. Bir dağ köyünde büyümüş çocuk için çok farklı şeylerdi.”

CHP’LİLERE DERSLER

CHP’nin programının değiştirilmesi için bir çağrı metni yayınlanarak hem vatandaşlardan hem de parti üyelerinden şu beş soruya yanıt vermeleri isteniyor:

- CHP’nin yüz yıllık tarihi ve Türk siyasi hayatındaki yeri hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

- CHP, Türkiye’nin geleceğini şekillendirmede nasıl bir rol oynamalıdır?

- CHP’nin programına yön vermesi gerektiğini düşündüğünüz ana prensip ve temel değerler nelerdir?

- Türkiye’nin öncelikli olduğunu düşündüğünüz üç sorununu yazınız. Bu sorunların çözümü için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini kısaca açıklayınız.

Haberin Devamı

- CHP’nin politikalarını uygulaması ve ilkelerini hayata geçirmesi için gereken iktidar stratejisi hakkındaki görüşlerinizi yazınız.

Gelecek yanıtları kısa sürede kimler nasıl değerlendirecektir? Ortada yeni bir göz boyama ve aldatmaca olduğu kesindir. Parti programı için öncelikle parti örgütleri, demokratik kitle örgütleri, meslek odaları, sendikalar, üniversiteler gibi kurumlardan görüş alınır. Alınan görüşler değerlendirilir, yeni program hazırlanır ve kurultayın onayına sunulur. Bu iş için en az iki yıla gereksinim vardır; şimdiki gibi iki, üç ayda olmaz. CHP’nin, bu ilkesiz duruşuyla parti programını yenilemesi neye yarar?

Özetle, CHP yönetimi ilke ve ideolojiye sarılmalı, bir an önce yönetimi gerçek Atatürkçülere bırakarak ülkemizin sorunlarına çözüm üretmek için çalışmalıdır.

Suay KARAMAN

Haberin Devamı

RİZE-KAYSERİ’DEN SONRA TRABZON-TUNCELİ SORUSU

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘değişim’ çıkışından kastını “Ne gerekiyorsa o. Bugüne kadar denediğimiz yöntemlerle başarı elde edemediysek eğer, yöntemleri değiştirmemiz gerekiyor. Bunu da partinin ortak aklı ile tespit etmemiz gerekiyor” diyerek açıklamıştı.

7 Ağustos Pazartesi günü İmamoğlu, eşi Dilek Hanım’la birlikte Elazığ’dan sonra Tunceli’ye geçti. 2.283 rakımdaki Sarı Saltık Türbesi’nin de bulunduğu cem evlerini gezdiler. Pertek ve Hozat ilçelerinde bir dizi ziyaretlerde bulundular. Daha sonra Munzur Gözeleri’ne gidip ardından esnafı ziyaret ederek geziyi tamamladılar.

Her zamanki gibi CHP kulisleri hemen hareketlendi. İmamoğlu’nun Genel Başkan adaylığı tartışılırken, Tunceli ziyareti anlamlı bulundu. Eski bir siyasetçi aslında İmamoğlu’nun ‘subliminal mesajı’nı şöyle yorumladı: “Ben Genel Başkan’ımızın doğduğu topraklara tek başıma gidiyorum, Genel Başkan da benim doğduğum topraklara yani Trabzon’a beni almadan gidebilir mi?”

Haberin Devamı

Yanıtı zor bir soru, aynı şekilde zamanında Rize-Kayseri üzerine yapılan yorumlar gibi.

BİLİYOR MUSUNUZ

DENİZLİ Milletvekili Şeref Arpacı’nın, bireysel silahlanma konusunu TBMM gündemine taşıyarak “Silahın şakası olmaz. Eğer bireysel silahlanmanın bu denli artmasına izin vermeye devam edersek toplumsal huzuru ve barışı tesis etmek noktasında büyük sorunlar yaşayacağız” dediğini, ayrıca silah ya da bıçak bulunduran çocuk sayısının bir yılda yüzde 131 arttığına dikkat çektiğini...

RIZA Sönmez’in ‘Sen Mutluluğun Turşusunu Kurabilir misin?’(Alfa Kitap) kitabının çıktığını...

- SİVAS Milletvekili Ulaş Karasu’nun, Bakan İbrahim Yumaklı’ya, bölgede görülen kuvvetli yağış ve oluşan sellerin ekinlere büyük zarar verip pas hastalığına neden olduğunu, TMO’da yaşanan randevu sorunu nedeniyle üreticilerin yüzde 60’a yakın kısmının ofis tarafından alınamadığını, bunun maliyetleri dahi karşılamadığını, bu konularda bakanlığın bir çalışmasının olup olmadığını sorduğunu...

MESAJ PANOSU YENİ ADANA UNUTULDU

- İSTİSNALAR dışında İstanbul basını işgalcilere güzellemeler düzerken, Kuvvacı Remzi Yüreğir’in ‘Yeni Adana Gazetesi’, kutsal isyanın güneydeki sesi olmuştu. Holdinglerin değil, halkın sesi olmuş 105 yıllık gazetenin yaşatılamaması hepimizin ayıbı değil midir? Bu gazetenin yayını için Adana’da bir hareket olmaz mı? Ayıp ve yazık!                                              O. Y.

- KAYSERİ’de konuşan BTP Lideri Hüseyin Baş,Atatürk bu ülkede kurulmak istenen Ermeni devletinin önüne geçen, bu ülkede kurulmak istenen Pontus devletinin önüne geçen adamdır. Bu ülkede kurulmak istenen azınlık bütün devletlerin önüne geçen adam Atatürk’tür” dedi.

Yazarın Tüm Yazıları