İnönülerden iktidara yanıt

İSMET İnönü’nün aramızdan ayrılışının 41’inci yıldönümüydü.

Haberin Devamı

Malatya’da CHP genel başkan yardımcıları Selin Sayek Böke, Veli Ağbaba ve Burhan Şenatalar’ın katıldığı “İnönü’yü anıyor, 2015 Türkiyesi’ni konuşuyoruz” başlıklı bir panel düzenlendi.
İnönü’nün torunu Gülsün Bilgehan, panele bir mesaj gönderdi; okunduğunda büyük alkış aldı.
Bilgehan’ın konuşmasına “Tarihin akışını değiştiren, küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş, vatansever, aydınlık insanları... İsmet İnönü’nün eşi, anneannem Mevhibe Hanım’ı daha Kurtuluş Savaşı döneminde bağrına basan, en zor günlerinde İnönü ailesine desteklerini hiç esirgemeyen değerli hemşerilerim...” diye başladı.
Hem İsmet İnönü’nün anılması ve hem de 2015 Türkiyesi’nin konuşulmasının bir tesadüf olmadığını belirten Bilgehan “Tarih, nasıl büyük Atatürk’ü, İsmet İnönü’yü ve arkadaşlarını bir ülkenin yaşayabileceği en olumsuz koşullarla karşı karşıya bıraktıysa, bugün de demokrasi nutukları arasında, Türkiye’nin adım adım karanlığa sürüklenmeye çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz.
Aramızdan ayrılışının üzerinden 41 yıl geçtikten sonra, İnönü’nün bu denli hakaret ve iftiraya uğramasının nedenlerini, işte bu iki dönemi bir arada değerlendirmeden derinlemesine anlamamız mümkün değildir. Bugün İsmet İnönü’ye ve karşısında düşmanca saf tutanlara bakalım...
Bir yanda, Kurtuluş Savaşı’nın Batı Cephesi’nin komutanı, Türkiye’nin dünyanın saygın devletleri arasında yerini almasını sağlayan Lozan Barış Antlaşması’nın mimarı, devletin 1 kuruşunun bile peşine düşen, dini değerleri siyasete hiçbir zaman alet etmeyen, üst üste yapılan devrimlerin hepsinde imzası olan, ülkeyi demokrasiyle tanıştıran, ülkeyi 2. Dünya Savaşı felaketinden uzak tutan İsmet İnönü...
Diğer tarafta, yolsuzluk batağına saplanan, kutsal değerleri iktidarının hizmetine sunabileceğini sanma gafletine düşen, Türkiye’yi ateş çemberinin tam ortasında bırakan, nihayet Cumhuriyet’i tartışmaya açanlar...
Onlar, tarihte bir geri yürüyüşün içindeler. Önce demokrasiyi aşındırdılar, sonra devrimleri ortadan kaldırmaya kalkıştılar, şimdi de Cumhuriyet’in yapıtaşlarıyla oynamak için fırsat kolluyorlar. Bu geri yürüyüşte sıra Kurtuluş’a gelmiştir.
Bugün bu salonda bulunanların, İsmet İnönü’ye yönelik saldırılardan canının yandığını, kurucularımıza yönelik iftiralara isyan ettiğini çok iyi biliyorum.
Şunu bilmenizi istiyorum: İnönü ailesi, iftiraları belgeleriyle tek tek çürütürken, tarihin çarpıtılma çabalarına karşı koyarken, bir gün bile karamsarlığa, ümitsizliğe kapılmamaktadır. Çünkü bizim gereksinimimiz olan, asla iktidarın sahte övgüleri, Atatürk ve arkadaşlarının inşa ettikleri Türkiye’yi yıkmaya çalışıp onları sözde saygıyla ananlar değildir.
Bizim ihtiyacımız olan sizlersiniz... Bugün, içinde bulunduğumuz koşullar ne kadar benzerlik gösterse de, gerektiğinde ülkemizi savunmak için harekete geçmeye çalışan vatanseverler olarak bir avuç değiliz. Türkiye, yaklaşık 70 yıllık demokrasi ve 91 yıllık Cumhuriyet deneyimiyle, kendisine her yaştan, ülkenin dört bir yanından kararlı muhafızlar edinmiştir. Aslında, onların başına gelen en büyük felaket budur!
İşte bize dayanma gücü veren, sizler gibi dürüst ve namuslu insanların, başta büyük Atatürk ve İnönü’ye olan karşılıksız sevgileridir.
Dedem İsmet İnönü, her zamanki gibi, size emanet...”

GÜNÜN SÖZÜ

Haberin Devamı


“Üzülerek görüyoruz ki bugün ülkede var olan yönetici kadrolar, hukukun üstünlüğünün değil, sultanın takdirinin önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Biz Mülkiyeliler olarak, sultanların himmetine sığınan değil, hukukun üstünlüğüne sığınan bir Türkiye istiyoruz.”
(Eski SBF Dekanı Prof. Dr. Yalçın Karatepe)

Haberin Devamı

İhanete uğrayan Cumhuriyet


“İHANETE Uğrayan Cumhuriyet ve Gericiliğin Büyük Yanılgısı” konulu söyleşide gazeteci-yazar Merdan Yanardağ bakın ne dedi:
“Türkiye’de Cumhuriyet, ortaçağ kalıntısı bir din devletini yıkmış ve onun yerine laik, kamucu/halkçı özellikleri ağır basan, insanlığın aydınlanmacı birikimini bu topraklara taşıyan ve kapitalist anlamda da olsa modern bir toplumsal düzen kuran ilerici bir tarihsel atılım ve siyasal bir devrimdir. Medeni Kanun’un kabulü bile başlı başına tarihsel ve devrimci bir önem taşımaktadır. Bu özellikleriyle Cumhuriyet, Fransız Devrimi’nin Doğu toplumlarında yaşama geçirilen ilk büyük yorumudur. Cumhuriyet’in tarihsel anlamı ve ilerici kazanımları derken anlamamız gereken budur.”
Ne kadar doğru değil mi?

Yazarın Tüm Yazıları