Tekstil ve hazır giyimde karamsar hava

BURSA sanayisinin temel taşlarından biri hiç kuşku yok ki tekstil, hazırgiyim ve konfeksiyondur.

Haberin Devamı

Bursa’da tekstilin geçmişini 1500’lü yıllara kadar götüren yaklaşımlar vardır. İpek kumaşın doğudan geldiği Bursa’dan, İstanbul ve diğer kentlere gittiği ancak Şah İsmail ile Yavuz Sultan Selim arasındaki rekabet nedeniyle sıkıntıya uğrayan ticaretin Bursa’da kumaş üretiminin başlattığı belirtilir.
1800’lü yıllarda Namazgah, İpekçilik gibi bölgelerde de boyahaneler, kumaş üretim yerleri yer almıştır.
*
Tarih detayı verecek değilim. Tekstilin kalbi olarak bilinen Bursa’da bugünlerde bir karamsarlık havası hakim. Tekstil ve hazır giyimde siparişlerin bıçak gibi kesildiği ifade ediliyor. Bu durumun henüz rakamlara yaşanan büyüklük ölçüsünde yansımadığı belirtiliyor.
Hadi gelin önce rakamlara bakalım.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) rakamları da ilk sinyalleri veriyor. TİM’in rakamlarına ağustos ayından itibaren inceleyelim.
İlk rakamlarımız geçen yılın aynı ayı ikinci olan ise bu yılın rakamları (Rakamlarda minik yuvarlamalar vardır). Ağustos ayında hazır giyim ve konfeksiyonda 152.8 milyon dolar olan ihracat bu yıl aynı ayda 152.4 milyon dolar, eylülde 165 milyon dolardan bu yıl aynı ay 144 milyon dolara, ekimde 162.3 milyon dolardan bu yıl 116.6 milyon dolara ve kasım ayında 142.2 milyon dolardan 104.3 milyon dolara düşmüş.
*
Tekstilde durum bu kadar kötü değil, ama son iki ay orada da düşüş var. 2021 ağustos ayında 95.7 olan ihracat, bu yıl 97.2 milyon dolar, eylülde 103.6 milyon dolardan, bu yıl aynı dönemde 117.2 milyon dolara, ekim ayında 112.1 milyon dolardan, bu yıl 106.7 milyon dolara ve nihayetinde kasım ayında 112.1 milyon dolardan 104.6 milyon dolara gerilemiş durumda.
Bunlar rakamlardı. Ancak, konuştuğum tekstil ve hazır giyim sektörüne hakim isimlerin ifadeleri rakamların ötesinde bir karamsarlığı ifade ediyordu.
*
Onlara göre şu an sektörde yaşanan gibi bir duruma daha önce tanık olmamışlar.
Bazı fabrikaların ayı sıfır siparişle geçirdiğini de ifade ediyorlar.
İşin kötüsünün arkada olduğunu da belirtmeden geçemiyorlar. Özellikle ocak ayında artacak işçilik maliyetlerinin kendilerini çok olumsuz etkileyeceğini dile getiriyorlar.
Dövizin olması gereken düzeyde seyretmediğini söyleyen sanayiciler, sektörde işler böyle giderse işsizliğin kaçınılmaz olacağını da belirtiyorlar.
İçinizi karartmak istemem.
Bir yıl daha geride kalıyor, geleceğe hep umuta bakmak gerekir. Ancak pandemi sonrası lojistik maliyetinin giderek düşmesi sanırım bizleri olumsuz etkilemeye başladı.
Çözüm için herkesin birlikte çalışması gerekir.
Kalın sağlıcakla.

Yazarın Tüm Yazıları