Teşkilat ne yana düşer usta?

Emektar bir CIA ajanının teşkilata karşı verdiği mücadeleyi anlatan ‘Hedefteki Adam’, arka planda etkileyici bir ‘usta-çırak çekişmesini de perdeye aktarıyor. Filmin başrolünde ‘Eski Bond’lardan Pierce Brosnan var.

Haberin Devamı

Film notu: 5 üzerinden 3 buçuk yıldız

Teşkilat  ne yana düşer usta

‘Ajan mevsimi’ başladı... Geçen haftaki Le Carré uyarlaması ‘Aranan Adam’dan sonra (film ‘İnsan Avı’ ismiyle gösteriliyor), bu hafta da Bill Granger’ın (‘Yemek yazarı’ olan değil) ‘The November Man’ serisinin yedinci kitabı ‘There Are No Spies’ın perdedeki yansıması olan ‘Hedefteki Adam’ı izliyoruz...

Eleştirmenler, 4 Mayıs 2012’de, 70 yaşında aramızdan ayrılan Granger’ın yarattığı dünyayı Ian Fleming, John le Carré ve Trevanian’ın karışımı olarak tarif ederlerdi. Filme göz attığımızda ana karakter Peter Devereaux’yu ‘eski Bond’lardan Pierce Brosnan’ın canlandırması, evet Fleming’den izler bulmamıza yardımcı oluyor! Öte yandan emektar ajanın genç meslektaşı David Mason’la arasındaki yer yer iğneleyici diyaloglarda Le Carré esintilerini hissediyoruz. Ama ‘Hedefteki Adam’, sadece bu miraslar üzerinde yükselmiyor, ‘Akbabanın Üç Günü’nden ‘Jason Bourne’a uzanan çizgide teşkilatla problem yaşayan tüm ajanlara da
selam sarkıtıyor...

Teşkilat  ne yana düşer usta

Gelelim öyküye... CIA, Rusya’da adım adım iktidara yürüyen emekli asker Arkady Federov’un eski günahlarının peşindedir. Bu uğurda düzenlenen operasyonda, kendileri için çalışan Natalie Ulanova’yı öldürmek durumunda kalırlar. Lakin bu esnada Ulanova’nın yanında bulunan eski ajan Devereaux, intikam almak için örgüte karşı mücadeleye girişir. Koşullar, veteran ajanla çömezi Jason’ı karşı karşıya getirir. Öte yandan herkes Mira Filipova adlı bir kızın peşindedir, uzun süredir kayıp olan genç kız ‘İkinci Çeçen Savaşı’nın ve bu süreçte Federov’un üstlendiği rolün ilk elden tanığıdır.

Avustralyalı yönetmen Roger Donaldson, ilk önemli çıkışını enfes finaliyle akıllarda yer eden casus gerilimi ‘No Way Out’la yapmıştı. Köprünün altından çok sular aktı elbet ama son filmi ‘Hedefteki Adam’da ‘No Way Out’ tadı da var. Yine kaygan bir zemin, kirli bir dünya, iki taraf arasında gidip gelen karakterler ve sürpriz gelişmeler... Donaldson, bütün bu geniş yelpaze içinde gezinen öyküyü teknik ustalığını da konuşturarak derli toplu anlatıyor ve felsefi soslara bulanmış aksiyonu dengeli bir biçimde peliküle yansıtıyor... Bu görüntüsüyle de film ana gövdesi eski usul, ayrıntılarda da modernize edilmiş bir yapı arz ediyor...

Teşkilat  ne yana düşer usta

SEAN BEAN’İN GENÇLİK ŞUBESİ

Oyunculuklara gelince Bond tiplemesine nasıl bakarsınız bilemem ama bence Ian Fleming’in farklı oyuncularla gerçekleştirilen sinemasal yansımaları içinde ‘Majestelerinin Ajanı’ kimliğini üzerinde en iyi taşıyanlardan birinin Pierce Brosnan olduğu kanaatindeyim. Ki İrlandalı oyuncu, Le Carré uyarlaması ‘Panama Terzisi’nde de rol alarak ‘Öteki taraf’ta da forma ıslatmış bir isim. ‘Hedefteki Adam’daki rolü de nasıl derler, yakışmış. 61 yaşında, sırıtmak şöyle dursun ışıltılar saçarak oynuyor. Genç ajan Mason’da Sean Bean’i andıran Luke Bracey akılda kalıcı bir performans sergiliyor. ‘Quantum of Solace’ vasıtasıyla daha önce casusluk deneyimi (!) yaşayan Olga Kurylenko sosyal hizmetli Alice rolünde boy gösterirken günümüz sinemasının en güzel oyuncularından biri olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

Sonuç? Geçen hafta gösterime giren ‘İnsan Avı’ serinkanlı bir ajan dramasıydı, bu haftanın öne çıkan yapımı ‘Hedefteki Adam’ ise asıl olarak adrenalin yükseltmeyi hedefleyen ama öykü boyutunda da sürükleyici olmayı başaran bir yapım. Hikâyenin yan yollarında filizlenen ister usta-çırak, ister öğretmen-öğrenci deyin, iki farklı kuşak ajan temsilcisi arasındaki çekişme giderek ‘Ödipal’ bir hal alıyor ve filme ayrı bir tat katıyor. Özetle ‘Kaçırmayın’ derim...

Yazarın Tüm Yazıları