‘Sosyal ağlar’a takılan bir kariyer

‘Arthur Rambo’ el üstünde tutulan bir yazarken geçmişte attığı homofobik, kadın düşmanı, ırkçı tweet’lerin ortaya çıkmasıyla dünyası aniden kararan Mağrip kökenli Karim D.’nin öyküsüne odaklanıyor. Laurent Cantet’nin filmi, karakterini yargılamadan dertlerini anlatırken kimi sosyolojik ve etnik meseleleri de tartışma masasına sürüyor.

Haberin Devamı

Arthur Rambo (Beş üzerinden üç buçuk yıldız)

Yönetmen: Laurent Cantet
Oyuncular: Rabah Nait Oufella, Antoine Reinartz, Sofian Khammes, Bilel Chegrani, Sarah Henochsberg, Hélène Alexandridis, Chouaïb Arif, Malika Zerrouki
Fransa yapımı

‘Sosyal ağlar’a takılan bir kariyer

Genç ve başarılı bir yazar; Cezayir kökenli olmanın ve yabancı sularda yüzmenin üstesinden geliyor. Annesini odağına aldığı son kitabı da önceki çalışmaları gibi beğenilmiş; TV programlarında, radyolarda ondan bahsediliyor. Yeni çalışması dolayısıyla yayınevi onun için parti veriyor.

Karim D. işte bu, son derece şatafatlı görünen dünyanın parlayan yeni yıldızı... Ne var ki onuruna parti verildiği gece, geçmişte ‘Arthur Rambo’ takma adıyla attığı ırkçı, homofobik, cinsiyetçi, faşizan tweet’ler birdenbire sosyal medyada paylaşılmaya başlıyor. Ve çok kısa bir sürede işin rengi değişiyor. Ve eski ‘günahları’ yüzünden zirveden son hızla dibe doğru yol alan bir figür haline geliyor.

Haberin Devamı

Fransız sinemasının ölçülü ve vicdanlı isimlerinden, Altın Palmiye’li yönetmen Laurent Cantet, ‘Arthur Rambo’da içinden geçtiğimiz zamanların dertlerinde geziniyor. Film, 2017’de bir medya kahramanıyken antisemitik, homofobik, ırkçı tweet’leri ortaya çıkan ve büyük bir tartışma konusu olan Mehdi Meklat’ın yaşadıklarından esinlenerek çekilmiş. Cantet’yle birlikte Fanny Burdino ve Samuel Doux’nun kaleme aldığı senaryo, ana karakterinin yaşadığı düşüşü 48 saate sığdırmış ve öykü, bu zaman dilimi içinde yaşanan hesaplaşmaları aktarmış.

Karim D.’nin yükseliş yaşadığı dönemde raflarda okurlarıyla buluşan 30 bin, baskıda bekleyen 15 bin adet kitabı var. Film teklifi alıyor, Paris’in edebiyat çevreleri onu tüm samimiyetiyle kucaklıyor. Amma velakin geçmişte, kendi ifadesiyle ‘kara mizah’ yapmak adına attığı tweet’ler bu harika masalı sonlandırıyor.  Film, karakterin düşüşüne odaklandığındaysa Karim D.’nin editörü, yayıncısı, sevgilisi, dostları, annesi ve erkek kardeşine bu durum üzerine görüşlerini aktarmasını ve ‘Merak etmeyin, ben şimdiki benim’ şeklindeki savunusunu izliyoruz. Laurent Cantet,
çeşitli söyleşilerinde vurguladığı gibi karakterini yargılamıyor, onu iyi ya da kötü çizgilerde ifade etmiyor, sadece böylesi bir kişiliğin açmazlarına; insanlar ya da kitleler gözündeki yerini ‘sosyal medya’ çağında ne kadar çabuk kaybedebileceğine; unvanların, parıltılı serüvenlerin kaygan zeminler üzerindeki konumuna dikkat çekiyor.

Haberin Devamı

‘Sosyal ağlar’a takılan bir kariyer

Acılar hâlâ taze…

Öte yandan öykünün geçtiği coğrafyanın yaşadığı acı deneyimler var. Charlie Hebdo ve Bataclan gibi iki büyük katliamın yaşandığı Fransa’da böyle bir film çekmek bence önemli bir adım. Ama yönetmenin yargılamadan uzak durmak adına seçtiği yol, filme ilişkin okuduğum kimi yabancı eleştirilerde sorun olarak addedilmiş ve Cantet’nin sonuna kadar gitmediği ifade edilmiş.

‘Arthur Rambo’nun en etkileyici yanlarıysa annesinin ona “Hakkımda kitap yazarken beni akıllı buluyordun, şimdi ise aptal muamelesi yapıyorsun” dediği ve kardeşinin onu attığı eski tweet’leri dolayısıyla ‘rol modeli’ olarak benimsediğini belirttiği sahneler...

Filmin sosyolojik ve ideolojik meselelere bakışı, yaklaşımı, ele aldığı konuyu daha ileriye taşıma potansiyelini reddedişi beğenilmeyebilir. Ama kendi adıma nispeten eski kuşak bir yönetmenin, şimdiki zamana ait kuşakların alanı gibi kabul edilen ‘sosyal medya’ (‘Twitter âlemi’ de diyebiliriz) gerçeğini ele almasındaki tavrı ve bakışı beğendim.

Haberin Devamı

Sonuçta ‘Arthur Rambo’, tartışmaya açtığı bütün parantezler itibariyle izlenmeyi hak eden bir çalışma olmuş diyebilirim.

Ve diğer seçenekler...

‘Sosyal ağlar’a takılan bir kariyer

Aile üyelerinin evi çeşitli nedenlerle terk etmesinin ardından bataklık bölgesindeki arazide tek başına büyüyen bir kız ve işlenen bir cinayetin faili olarak yargılanma süreci… Delia Owens’ın romanından sinemaya aynı isimle uyarlanan “Kya’nın Şarkı Söylediği Yer”i (Where The Crawdads Sing) Olivia Newman yönetmiş, oyuncular Daisy Edgar-Jones, Taylor John Smith, Harris Dickinson ve David Strathairn. Filmin şarkısı da Taylor Swift’e ait… ‘Acil İniş’ (Bisang seoneon) haftanın dikkat çeken aksiyonu. Güney Kore yapımı filmi Han Jae-rim yönetmiş. ‘Evdeki Düşman: Başlangıç’ (Orphan: First Kill) bir yeniden çevrim. Yönetmenliğini William Brent Bell’in üstlendiği yapımda başrolleri Isabelle Fuhrman, Julia Stiles ve Rossif Sutherland paylaşıyor. Haftanın diğer yenileriyse şöyle: ‘Ah Be Birader’ (Yön: Ahmet Kapucu), ‘Annis Ölüm Gecesi’ (Yön: Adem Uğur), ‘Hafir: Karanlık Mezar’ (Yön: Kemal Danacı-Sedat Ergen). Ute von Münchow-Pohl imzalı ‘Tavşan Okulu: Çılgın Yumurtalar’ (Die Häschenschule: Der grosse Eierklau) da haftanın animasyon seçeneği.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları