Bir resmin kalmış bende...

Modeline âşık olan bir ressam... ‘Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi’, 18. yüzyılda geçen ve iki kadın arasında yavaş yavaş gelişen tutkulu bir ilişkinin öyküsünü anlatıyor. Başrollerini Noemie Merlant ve Adele Haenel ikilisinin paylaştığı film, genel çizgileriyle klasik dönem romanı hissi ve tadı veriyor.

Haberin Devamı

Bir resmin kalmış bende...

Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi (BEŞ ÜZERİNDEN DÖRT YILDIZ)

Yönetmen: Celine Sciamma
Oyuncular: Noemie Merlant, Adele Haenel, Luana Bajrami, Valeria Golino, Christel Baras, Armande Boulanger, Guy Delamarche
Fransa yapımı

Tarih 18. yüzyıl... Kadınlar artık resim yapabiliyor ama yine de tuvallerinde, belli sınırlar dahilinde fırça gezdirebiliyorlar. Ancak hemcinslerini çizmeleri serbest... Ressamlığı babasından bir tür miras olarak devralan Marianne’e, Atlantik kıyısındaki Bretonya sahillerindeki bir yerleşmeden ilginç bir teklif geliyor: Büyük kızı uçurumdan düşerek ölen (intihar ettiğine dair iddialar da vardır) soylu bir kadın (‘Kontes’tir kendisi), ondan küçük kızının portresini yapmasını istiyor. Resim Milanolu bir zengine gidecek ve beğenilmesi halinde, kızı evlenecektir. Lakin bu görevin büyük bir gizlilik içinde gerçekleşmesi gerekiyor. Çünkü Heloise adlı genç kızın böyle bir isteği yoktur ve aynı işi yapması için gelen önceki ressam, portreyi çizemeden işten ayrılmıştır.

Haberin Devamı

Genç ressam önce kendisini bir tür yâren, yol arkadaşı olarak tanıtıyor, ikili arasında gündelik hayatın içinde biçimlenen bir yakınlık gelişiyor, Marianne gözlemlerini küçük eskizlere kaydediyor ve gizlice portreyi çizmeye çabalıyor... Lakin bu sırrı saklamakta zorlanıyor ve çok geçmeden kendisini ele veriyor...

Bir resmin kalmış bende...
Kadronun en bilinen ismi, geçmişte ‘Rain Man’de de izlediğimiz Valeria Golino (sağdaki).

Arzunun o belirli nesnesi

Celine Sciamma’nın yazıp yönettiği ‘Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi’ (‘Portrait de la jeune fille en feu’), çok geniş yelpazede seyreden ama en kısa tanımlamasını ‘tutku’ sözcüğünde bulan bir yapım. Yönetmenin sakin ve incelikli üslubu, filmi klasik dönem hüznü ve çarpıcılığında anlatan bir romana dönüştürüyor. Sciamma’nın ölçülü biçili senaryosunda, bir yandan karakterler derinlik kazanırken öte yandan öykünün derdi hafiften kıyıya vuruyor ve mesele, bir ressamla modeli arasındaki ilişkiden giderek uzaklaşırken bir tarafın ‘arzu nesnesi’ne dönüştüğü gerilimli bir serüven tadına erişiyor. Bilgili, donanımlı ve de tecrübeli görünümünün ardında kırılgan ve duygularını kolayca belli eden bir yapıya sahip Marianne, karşısındaki sert, zeki ve albenili Heloise’ye kendini kaptırıyor. Bu iki kadın arasındaki dengeyi de başlarda, evin hizmetçisi Sophie sağlıyor. Bu sempatik genç kadın, ikili arasında hem bir köprü görevi üstleniyor hem de dönemin erkek egemen ortamında sınıfsal yapısına karşın güçlü bir feminist figür olarak dikkat çekiyor.

Haberin Devamı

Sciamma, ‘Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi’nde genel olarak 18. yüzyılın kendi koşulları içinde hem sanatsal hem de cinsel tercihleriyle güçlü kalmaya, ayakta durmaya çalışan kadınları ‘resmediyor’. Ne var ki aşkın, mutluluğun, huzurun ve de tutkunun da kendine özgü süreleri ve sınırları vardır. Nitekim film bizi “Hiçbir şey sonsuza dek sürmez” fikrinin etrafından dolaştırıyor ve tezini temellendirmek açısından da mitolojiden yardım alarak, ‘Orpheus ve Eurydice öyküsü’ne uzanıyor.

Performanslara göz atarsak: Noemie Merlant, görüntü olarak ağırbaşlı, bilge ama duygusal olarak hassas ve kırılgan Marianne’de çok başarılı. Dardanne Kardeşler’in ‘Meçhul Kız’ından (‘Le fille inconnue’) aşina olduğumuz ve en son ‘Deri Ceket’te (‘Le daim’) izlediğimiz Adele Haenel de kararlı ve dik başlı Heloise’de etkileyici. Öte yandan yönetmen Celine Sciamma’nın hayat arkadaşı olması da avantaj yaratmış gibi; çünkü kimi kadrajlarda onu yakından tanıyan bir gözün devreye girdiği ve fiziksel güzelliğinin, bakışlarının ve duruşunun ayrıntılarda özel olarak çalışıldığı hissediliyor. Hizmetçi Sophie Luana Bajrami de karakterinin masumiyetini yansıtmada başarılı. Konteste ise bir zamanların gözde oyuncusu Valerie Golino’nun karşımıza gelmesi, hoş bir buluşmaya vesile olmuş.

Haberin Devamı

Yılın en iyilerinden

‘Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi’, ilk elde ‘Mavi En Sıcak Renktir’e (Yön: Abdellatif Kechiche) yakın bir hava yaysa da asıl olarak ‘The Age of Innocence’ (Yön: Martin Scorsese), ‘The Remains of the Day’ (Yön: James Ivory), ‘Moonlight’ (Yön: Barry Jenkins), ‘The End of the Affair’ (Yön: Neil Jordan) ya da ‘Kırık Bir Aşk Hikâyesi’ (Yön: Ömer Kavur) gibi filmlerin ait olduğu bir coğrafyanın temsilcisi... Kapıyı resim sanatıyla aralıyor, edebi bir metinin görselleştirilmesi türünden bir etki yapıyor ve yüreğimizi dağlayıp sona eriyor... Biz seyirci kimliğimizle, perde karşısında Marianne’le birlikte Heloise’nin duygularını bütün içtenliğiyle ifade etmesine tanık olurken ses bandından gelen Vivaldi’nin ‘Dört Mevsim’i (‘Yaz’ bölümü) hüzün eşiğimizi yükseltiyor (bu arada sahilde, civardaki kadınların söyledikleri ‘Fugere non possum’ adlı ‘acapella’ da muhteşemdi).

Haberin Devamı

Bu ‘feminist’ unsurlara göz kırpan film, anlatım biçimiyle belki kimilerine eski usul ya da demode gelebilir ama bence asıl erdemi de burada... Kısa bir yargıyla bitirelim: ‘Yılın en iyilerinden, kesinlikle kaçırmayın’...

Ailecek kötüyüz!

ADDAMS AİLESİ (BEŞ ÜZERİNDEN ÜÇ YILDIZ )
Yönetmenler: Greg Tiernan, Conrad Vernon
Seslendirenler: Oscar Isaac, Charlize Theron, Chloe Grace Moretz, Finn Wolfhard, Nick Kroll, Elsia Fischer, Snoop Dog, Allison Jennay, Bette Midler, Martin Short / ABD yapımı
Bir resmin kalmış bende...
Amerikalı çizer Charles Addams’ın yarattığı kurgusal ‘aile’ tablosu, ilk kez 30’ların sonuna doğru The New Yorker’ın sayfalarında belirirken zamanla popülerleşti, bir tür olarak ‘gotik’i sevdirdi ve önce TV dizisi, sonra çizgi film serisi, daha sonra da uzun metraj oldu. ‘Addams Ailesi’ (‘The Addams Family’) olarak bilinen bu topluluğun üyeleri, şimdi de bir animasyon filmiyle huzurlarımızda.

Haberin Devamı

Kötülüğe olan ilgileriyle bilinen ve ‘öteki’lerin sevimli hayatlarını anlatan bu evrende ailenin demirbaşları Morticia-Gomez çifti, kızları Wednesday, oğulları Pugsley, Fester amca, Lurch ve kesik el ‘Thing’tir. Greg Tiernan-Conrad Vernon ikilisinin imzalarını taşıyan yeni nesil animasyon, evlilik töreni esnasında yerel halkın saldırısına uğrayan Morticia ve Gomez’in yeni bir yere (New Jersey) giderek buradaki eski ve korkunç bir malikânede şekillenen hayatlarını anlatıyor. Aile bir yandan Pugsley’nin geleneksel kılıç gösterisi niteliğindeki ‘Mazurka töreni’yle yetişkinliğe geçişine hazırlanırken öte yandan de evin yakınlarındaki vadideki konutları satmaya çalışan Margaux Needler’ın kötücüllüğüyle baş etme uğraşı veriyor. Wednesday ise Margaux’nun kızı Parker’la arkadaş oluyor ve ‘dış dünya’yı keşfediyor.

‘Addams Ailesi’nin uzun metraj animasyon versiyonu son derece zekice esprilerle başlıyor, devraldığı mirasın genel çizgilerine sahip çıkıyor ama öykünün sınırları, Margaux’nun kurduğu site evrenine eriştiğinde film hızında ve hınzırlığında yavaşlama baş gösteriyor. Miniklere yönelik ‘uzlaşma’ mesajları sanırım öykünün başındaki türden daha zekice ve çarpıcı biçimlerde verilebilirmiş. Ama yine de izlenmesi zevkli bir animasyon ‘Addams Ailesi’... Bu arada meraklısına: Barry Sonnenfeld’in 1991 tarihli ‘Addams Ailesi’ni mutlaka bulup seyredin derim...

Bir resmin kalmış bende...

Diğer seçenekler...
Haftanın yenilerinden ‘Mucize 2: Aşk’ı Mahsun Kırmızıgül yönetmiş, filmin başrollerinde Mert Turak, Fikret Kuşkan, Biran Damla Yılmaz, Erdal Özyağcılar ve Mahsun Kırmızıgül gibi isimler bulunuyor. Tom Harper imzalı ‘Balon Pilotları’nın (‘The Aeronauts’) kadrosunda ise Felicity Jones, Eddie Redmayne, Himesh Patel ve Tom Courtenay gibi oyuncular yer alıyor. Rusya’nın Oscar adayı ‘Uzun Kız’ı (‘Dylda’) Kantemir Bagalov yönetmiş, oyuncular Konstantin Balakirev, Andrey Bykov ve Olga Dragunova. Sean Patrick O’Really imzalı ‘Kahraman Balık’ (‘Go Fish’) haftanın ikinci animasyon seçeneği. Gerilim türündeki ‘Rahibenin Laneti’ni (‘Curse of Nun’) Aaron Mirtes yönetmiş, filmin oyuncu kadrosunda Lacy Hartselle, Kate Kilcoyne ve Rae Hunt gibi isimler bulunuyor. 

Bir resmin kalmış bende...

Onlar ‘Biz de Varız!’ diyor... Ya siz?

Sinemamızın en yeni filmleri ‘Biz de Varız!’ diyor. İstanbul Modern Sinema’nın perşembe günü başlayan ve 22 Aralık’a kadar sürecek etkinliğinde gösterilecek yapıtlar yönetmen ve oyuncuların katılımıyla sinemaseverlerle buluşacak. Bu hafta izlenebilecek yapımlar şöyle:

Bugün
◊ Kardeşler
Yönetmen: Ömür Atay
Oyuncular: Yiğit Ege Yazar, Caner Şahin, Gözde Mutluer
Gösterim saati: 13.00

◊ KRONOLOJİ
Yönetmen: Ali Aydın
Oyuncular: Birkan Sokullu, Cemre Ebüzziya, Tansu Biçer, Serkan Keskin
Gösterim saati: 17.30

Yarın
◊ ŞEHİTLER
Yönetmen: Köken Ergun
Gösterim saati: 13.00

◊ Nebula
Yönetmen: Tarık Aktaş
Oyuncular: Ali Yavuz Ilman, Barış Mert Bilgi, Ömer Bora
Gösterim saati: 15.30

◊ Küçük Şeyler
Yönetmen: Kıvanç Sezer
Oyuncular: Alican Yücesoy, Başak Özcan, Bülent Emrah Parlak
Gösterim saati: 17.30

12 Aralık
◊ YUVA
Yönetmen: Emre Yeksan
Oyuncular: Kutay Sandıkçı, Eray Cezayirlioğlu, İmren Şengel
Gösterim saati: 15.00

◊ SAF
Yönetmen: Ali Vatansever
Oyuncular: Saadet Işıl Aksoy, Erol Afşin, Onur Buldu
Gösterim saati: 17.15

Kısalar seçkisi
Bugün
◊ Ablam
Yönetmen: Burcu Aykar
Gösterim saati: 13.00

◊ Bir Aile Filmi
Yönetmen: Uğur Bayazıt
Gösterim saati: 13.00

Yarın
◊ Yabancı
Yönetmen: Damla Kırkalı
Gösterim saati: 13.00

◊ Taş
Yönetmen: Alican Yücesoy
Gösterim saati: 17.30

 

 

Yazarın Tüm Yazıları