Şahbudak'tan Sivas izleri

Eserlerindeki at ve kangal cinsi köpek figürleri aslında sanatçının kökenini ortaya koyuyor. Resimleri gördüğünüzde, “Sivas’la bir bağlantı” kuruyorsunuz.

Haberin Devamı

Şahbudaktan Sivas izleriSanatçının kimliğine baktığınızda da yanılmıyorsunuz. Evet, 1964’te Sivas-Divriği’de doğmuş, 1985’te Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümünü bitirdikten sonra 1990’da Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Ana Sanat Dalı’nda yüksek lisans yapmış Hüseyin Şahbudak’ı ağırlıyoruz bu hafta köşemizde.
Şahbudak’ın 27 Şubat’ta açılan sergisi bu ayın sonuna kadar Krişna Sanat Merkezi’nde (Kennedy Caddesi) görülebilir. Şahbudak’ın öğrenciliğinden başlayarak 90’lı yılların sonlarına değin taşıdığı lekeci ele alış ve biçimlendirme tavrının, bu sergideki eserlerinde daha kavramsal ve kurgusal bir yöne doğru evrildiğini görebiliyorsunuz. Sanatçı bu anlayışını, çoğunlukla bir at figürü veya kangal köpeği motifini kullanarak, kimi zaman da bir insan figürünü resmine konu edinerek sunuyor. Hayvanların duruş biçimlerine kendi görüş ve düşüncelerini katarak yeni duruşlar oluşturan Şahbudak, bir söyleşisinde resimlerinde ağırlıklı olarak hayvanları neden konu edindiğini, şöyle anlatıyor:
“Hayvan figürlerimde atlar ve köpekler ön sırada yer alır. Atlara karşı ayrı bir ilgim var. At zarif ve estetik bir hayvandır. Eski dönemdeki at, bugünün arabası hatta uçağı durumundadır. Eserlerimdeki atlar kimi yerde başını yem torbasına sokar, sırtında yerel motiflerle süslü heybe taşır ve çoğu zaman bir göz yanılmasını da beraberinde getirir. Resim sanatında konu seçenekleri, genellikle sanatçının kişisel tercihleri doğrultusunda biçimlenir. Yunan mitolojisinde Zeus’un bir kuğu kılığına girmesi gibi, benim resimlerimde de at, kendi içinde gizlediği bir insan suretine gönderme yapar. İzleyiciye atın temsil ettiği sevecenliğe ek olarak, bu temsilin de ötesinde ‘sıcak’ görünmesinin nedeni budur. Aslında buradaki at bir figürdür.”
Resim yapmanın kendisi için var olma mücadelesi, yaşamın anlamı olduğuna işaret eden Şahbudak, varlıkları bir bütün olarak ele alıp işlemeye çalıştığını söylüyor. Buluşların, hizmetlerin, dayanışmaların bütün dünya varlıklarını yaşatmaya yönelik olmasını istediğini, her varlığın, her yaratığın dünyaya bir hizmet için geldiğini anlatmaya uğraştığını belirten sanatçı, tekniği ve resim felsefesi arasındaki bağlantıyı da şöyle dile getiriyor:
“Resim aslında renktir, kurgudur, armonidir. Resim bir dengedir. Atmosferdir. Boş ile dolunun ilişkisidir. Resimlerimi kimi zaman dingin, kimi zaman başkaldırı, kimi zaman durgunluk, kimi zaman da öfke içinde verdim. İnsanların, insanlaşamadığını yansıttım. Her zaman aydınlığı, sevgiyi, güzelliği, insanlığı öne çıkarmaya çalıştım. Bir felsefedir bana göre resim. Az da olsa soğuk renklerle sıcak renkleri birleştiriyorum. Tuval üzerine akrilik ve yağlı boya tekniği kullanıyorum. Somut veriler içinde soyutlamaları gizliyorum. Hayvanların duruş biçimlerine, görüş ve düşüncelerimi katarak yeni duruşlar oluşturarak resmediyorum. Onları kendi algı dünyamda yorumluyorum.”

Haberin Devamı

8 MART KUTLU OLSUN

Haberin Devamı

Bu hafta 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlayacağız. Bu kapsamda birçok sanat galerisinde kadın ressamların eserlerinden oluşan karma sergiler açılacak. Birçok galeri ve sivil toplum kuruluşu, aralarında ressamların da olduğu kadın sanatçılar için etkinlik düzenleyip, onlardan bazılarına ödül verecek. Ne yazık ki, günümüz Türkiye’sinde son yıllarda “kadını hor gören” bir anlayış aldı başını gidiyor. Bırakın Cumhuriyet’in ilk yıllarını, 15-20 yıl öncesinin Türkiye’sini arar hale geldik. Özellikle kadına yönelik şiddete karşı toplumsal tepkiyi ortaya koymak açısından, kadının ön planda olduğu etkinliklere katılıp destek vermek çok önemli. O kadar çok etkinlik var ki, bu köşede bunların hepsini duyarabilmem mümkün değil. Yaşadığınız yerlerdeki galerilerin, sivil toplum kuruluşlarının, belediyelerin yapacağı etkinliklerle ilgili duyurularını takip edip, kadınlarla dayanışma içinde olmayı önemseyin. Türkiye’nin geleceğinin en büyük güvencesinin kadınlarımız olduğuna inanıyorum. Tüm kadınlarımızın bu anlamlı gününü kutlarım.

Haberin Devamı

KENTTE NE VAR?

Mustafa Ayaz-Yarın açılacak (Valör Sanat/Yıldız), Mike Berg-2 Nisan’a kadar (Siyah-Beyaz/Kavaklıdere), Müjgan Kara-Yarın açılacak (İsmail Altınok Sanat Merkezi/Kolej), Angela Burns- 4 Nisan’a kadar (Bilkent Üniversitesi Kütüphane Galerisi), Ahmet Umur Deniz-27 Mart’a kadar (Fırça Sanat/Hilal Mahallesi), Adnan Turani (yağlıboya eserler)-12 Mart’a kadar (Grup Sanat/Yıldız), Canan Atalay-23 Mart’a kadar (Atlas Sanat/Çankaya), Kadir Öztoprak-18 Mart’a kadar (Mustafa Ayaz Müzesi/Balgat).

Yazarın Tüm Yazıları