Bir Cumhuriyet uçağının hikâyesi

Artık Türkiye’nin ‘Cumhuriyet’ adında bir uçağı var. Kuyruk dikmesinde Atatürk’ün müthiş bakışı yer alıyor. O uçak aslında uzun bir yoldan geliyor. Pegasus Havayolları çalışanlarının yıllarca yaptıkları çalışmaların bir armağanı. Ne kadar güzel görünüyor bir baksanıza...

Haberin Devamı

Yıllar önceydi. Sanıyorum Vanıköy de bir yalının iskelesi üzerindeki davette Ali Sabancı ile karşılaştım. Çok heyecanlıydı. Bir havayolu şirketi alacağını söyledi. ‘Ben de neden kendin kurmuyorsun?’ diye sordum. Dersine iyi çalışmıştı. Var olan şirketin kazandığı imkânları anlattı. Sonraki zamanlar çok görüşemedik. Ama detayları izledim.

Bir Cumhuriyet uçağının hikâyesi

ATATÜRK HAVALİMANI HAKKI

1989 yılında Aer Lingus adında bir havayolu charter şirketi kurulmuştu. Silkar yatırım ve Net Holding de ortaklar arasındaydı. Bu şirket 2005 yılında Esas Holding tarafından satın alındı. Ve Pegasus adıyla, Sabiha Gökçen Havalimanı merkezli olarak uçmaya başladı. Düşük maliyetli (Low Cost) bir havayolu şirketi olarak ortaya çıktı. Sonraki yıllar İzmir merkezli İz Air de satın alındı ve Atatürk Havalimanı’na uçma hakkı da Pegasus’a eklenmiş oldu.  Onların misafir dedikleri yolcular için, Pegasus yeni bir alternatif ve ucuz uçuşun yolu oldu. Kısa ve orta menzilli hatlarda uçan şirketin filosu tümüyle Boeing 737 uçaklarından oluşuyordu. İşin tepesine de Sertaç Haybat getirildi. Flypgs.com havayolu yolcularına kendi biletlerini evlerinden almayı da öğretti.

Haberin Devamı

SADECE BEN OLACAKTIM

Benim yakından tanıdığım bir isimdi. THY’nin genel müdür yardımcısı bu mühendis filo oluşumu konusunda bir uzmandı. Onunla Hamburg’da tanışmıştım. THY’nin aldığı ilk Airbus 310 uçağı Hamburg’da tamamlanmış, koltukları takılmadan önce bir test uçuşuyla Fransa’daki Airbus fabrikasına uçacaktı. Benim de Airbus’la anlaşmama göre uçakta tek yolcu ben olacaktım. Ama 3-4 koltuklu uçak kapıyı kaparken bir görevli geldi ve Hamburg MBB fabrikalarında bulunun ve THY adına uçağı teslim işlemlerini sürdürecek bir Türk mühendisin de Toulouse gideceğini, uçağa binip binemeyeceğini sordu. Hiç düşünmeden ‘evet’ dedim. İki test pilotu, bir test mühendisi, Sertaç Haybat ve ben kalkıştan sonra test için deniz üzerinde kabin tazyikini boşaltılar. Uçakta maskelerimizi taktık. Bu arada ön Galley’de (Mutfak) bizimkilerin Türk Kahvesi yapmak için ısmarladıkları bir ocakta yangın başlangıcı oldu. Ama kısa sürede söndürüldü ve uçak güvenle Fransa, Toulouse’da Airbus fabrikasının bahçesine indi. Sertaç Haybat ile sonraki yıllar THY Singapur müdürü olduğu dönemde karşılaştım. Sonra genel müdür yardımcısı oldu. O yıllarda şimdiki Pegasus CEO’su Güliz Öztürk de THY’nin satışının, pazarlamasının tozunu attırıyordu. Bu ikili daha sonra Pegasus’ta bir araya geldiler ve şirketin hızlı tırmanışının liderleri oldular.

Haberin Devamı

Bir Cumhuriyet uçağının hikâyesi

VE MARKETCİ İŞ BAŞINDA

Pegasus’un büyümesi çok sancılı oldu. Sürekli büyümesinin önüne engeller çıkarıldı. Hepsinin üstesinden geldiler. CEO Sertaç Haybat yorulmuştu. Çekildi, kendi sahillerinde tatile çıktı. Yerine bir marketler zincirinin CEO’su Mehmet Nane getirildi. Sektörün huysuz çocukları bu işe biraz gülümseyerek baktılar. Yani ‘yapamaz’ diye dedikodu yaptılar. Ama öyle olmadı. Mehmet Nane, kısa sürede işe hakim oldu, hatta IATA gibi sistemin çatı noktasında liderlik yaptı. Kural koyucu ve karar verici oldu. Yeni uçaklar alındı. Filo Boeing’den Airbus’a döndürüldü. Çok ciddi kararlar uygulandı. Büyüme hızı heyecan verdi.

100. YILDA AYNI İSİM

Haberin Devamı

Sonunda Ali Sabancı, Esas Holding’de yeni yerine geçince Mehmet Nane de yönetim kurulu başkanı oldu. Ve bulunduğu yerlere her zaman büyük savaşlar vererek gelen Güliz Öztürk Pegasus’a CEO olarak atandı. Bu sektördeki ilk kadın CEO şimdi büyümenin liderlerinden biri.

Şirketin 100’üncü uçağına Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Cumhuriyet adı verildi. Kuyruk dikmesinde Atatürk yer aldı. Airbus 321neo tipi uçak geçtiğimiz günlerde Sabiha Gökçen Havalimanı’na alçaldı. Bulutların içinden çıkıp geldi. Piste paralel olarak alçak irtifada bir slow pass yani yavaş geçiş yapıp, herkesi selamladı. Sonra pilotlar gaz kollarını açtılar. Uçak yükseldi, dönüp inişi tamamladı. Taksi yolunda itfaiyeler iki taraftan uçağa su sıkarak oluşturdukları su takı ile Cumhuriyet’i, Sabiha Gökçen için selamladılar.

Haberin Devamı

Bir Cumhuriyet uçağının hikâyesi
Mehmet Nane - Güliz Öztürk

280 MİLYON YOLCU

Sabiha Gökçen’de geciken yatırımlar, daha yeni açılacak ikinci pist, olmayan yeni ikinci terminale rağmen Pegasus büyüyerek gerçek destan yazdı. Bugüne kadar toplam 280 milyon yolcu taşıdı. 7 bin 364 çalışanı var. Ve bunlardan 2 bin 552’si kadın. Kadın lider Güliz Öztürk bu sayıyı giderek artırıyor. Bu uçağı nerede görürseniz selamlayın. El sallayın. Şansı için dua edin. Kuyruk dikmesindeki Atatürk ve burun kısmındaki Cumhuriyet adı ile Pegasus Havayolları’ndaki 100’üncü uçak. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında ve sonrasında hep göklerde olacak. Bize en büyük bayramımızı hatırlatacak. Türkiye için hep yüksekten uçacak.

Haberin Devamı

DAR GÖVDEDE BÜYÜDÜ

Pegasus yolun başında tek koridorlu dar gövde uçaklarla büyümeyi hedefledi. Hedefinde yol alıyor. Çok uzaklarda gözü yok. Şirket 4.5 yıl yaş ortalamasıyla Türkiye’nin en yeni uçaklarına sahip. Filosunda; 25 Eylül 2023 tarihi itibarıyla 15 adedi Boeing B737-800, 6 adedi Airbus A320ceo, 46 adedi Airbus A320neo ve 33 adedi Airbus A321neo olmak üzere toplam 100 adet uçak bulunuyor. Özellikle ‘Neo’ serisinde doğru motoru seçmeleri sayesinde kesintisiz operasyon yapıyorlar. Gelecek birkaç yılda filo 200 uçağa çıkarsa şaşmamak gerekir.

YENİ PİSTTE KOT FARKINI BAKAN GÖRÜP UYARDI

İnşaatına 2014 yılında başlanmıştı. Yılan hikâyesine dönen bir yapım oldu. Sabiha Gökçen Havalimanı’nın 06/24 yeni pistinin imalatı tamamlandı. Ama Allah’tan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, inceleme için piste çıktı. Yıllarca karayollarının çeşitli kademelerinde çalışan, genel müdürlük yapan Bakan bir bakışta pistteki iki ayrı kaplamadaki kot farkını ( İki bölüm arasındaki yükseklik farkı ) gördü. Ve müdahale etti. Evet,  pistin bir bölümü beton ve belirli bölümü asfalt kaplama olarak yapılmıştı. Ve asfalt kaplama kısım birkaç santim diğerinden yüksekti.

UÇAKLAR HASAR GÖREBİLİRDİ

Yani uçak hızla pist üzerinde koşarken bu kot farkı nedeniyle lastiği yarılabilir ya da iniş takımlarında hidrolikler ciddi hasar görebilirdi. 06 baştan inişlerde sorun olmayabilirdi ama 24 baş için ciddi sıkıntılar doğacaktı. Neyse hemen harekete geçildi. Asfalttan betona geçiş kısımlarının yumuşatılmasına başlandı. Daha sonra asfaltın biraz daha oturacağı ve tümüyle beton pist kısmıyla aynı seviyeye geleceği düşünüldü. Pist altından geçen tüneller nedeniyle beton ve asfalt kaplama olarak iki ayrı malzeme seçilerek yapılmıştı.

Bir Cumhuriyet uçağının hikâyesi

İKİNCİ TERMİNAL NE OLACAK?

İkinci pistin işlemlerinin hızla tamamlanacağı ve 9 Ekim’de Cumhurbaşkanı’nın uçakla bu piste ineceği belirtildi.  Bu pistin açılmasından hemen sonra yıllardır doğru dürüst bakın görmeyen birinci pist de onarıma alınacak. Havalimanının iki pistle hizmete girmesi ancak 6 ay sonra gerçekleşebilecek. İki pist tam olarak hava trafiğine açıldığında aynı anda paralel iniş ve kalkışlar yapılabilecek. Ve havalimanın kapasitesi hızla yükselecek. Birinci pist 3 bin metre uzunluğunda ve 45 metre enindeydi. İkinci pist ise 3540 metre ve 60 metre genişliğinde.  İki pistin devreye girmesi ile kapasite artacak ama hala ortada havalimanına yapılması gereken ikinci terminal yok. Ne zaman ihale edileceği, inşaata ne zaman başlanacağı ve ne kadar sürede tamamlanacağı konusunda kesin bilgiler yok.

Bir Cumhuriyet uçağının hikâyesi

HAVA TRAFİK KONTROLÖRLERİ HAKKINI ALMALI 

HAVA trafik kontrolörleri (ATC-Air Traffic Control) sanırım dünyanın en riskli işini yapıyorlar. Çalışma saatleri belirli sürelerle kısıtlansa da aşırı dikkatleri yüzünden akılları, beyinleri yoruluyor. Hatta çok yoruluyor. Dimağ kitlenmesi gibi sorunlar bile ortaya çıkıyor. Onların en küçük bir dikkatsizliklerinin nasıl facialar doğurduğunu anlatamam. Anlatıp sinirlerinizi de bozmak istemem. Dünyanın birçok ülkesindeki meslektaşlarına göre çok daha az imkanlarla ve gelirle çalışıyorlar. İyi dinlenmeleri, iyi beslenmeleri ve en az sorunla yaşamaları gereken insanlar onlar. Ama duyuyorum birçok tecrübeli hava trafik kontrolörü İstanbul ve Ankara’dan gitmek istiyor. Hem hava trafiği daha az hem de yaşam imkânı daha ucuz yerlere gitmek istiyorlar. Onların akıllarına, dikkatlerini, mesleki tecrübelerine çok ihtiyacımız var. Haklı ve terbiyeli direnişleri ile zıtlaşmanın mantığı yok. Unutmayın onların şartlarını ne kadar iyileştirirsek o kadar daha verimli olurlar. Can güvenliğimizden tutun da hava yollarının maliyetlerine kadar birçok güç onların elinde. Küstürmeyin, zıtlaşmayın. Ellerini bir an önce sıkın. Güvenliğimizi güvenilir ellerde, akıllarda ve tecrübede bırakın.

 

Yazarın Tüm Yazıları