Neyi konuşuyoruz?

EĞİTİM konusu tarihimiz boyunca temel bir problemimizdir. Bugün de öyle.

Haberin Devamı

Artık o hale geldi ki, eğitim sorununu çözmenin yolu, “daha çok çalışmak” değildir; zihniyeti değiştirmektir.

Bu, daha çok çalışmaktan daha zordur!

Başarı neye göre? Tabii dünya ile mukayeseli olarak.

BAŞARININ SIRRI EĞİTİM

Rahmetli Turgut Özal 1980’li yıllarda “2000’li yıllara yetişmek” diye bir heyecan yaratmıştı. O zaman aldığım bir kitaba tekrar baktım: Paul Kennedy’nin 1993 basımlı “21. Yüzyıla Hazırlanmak” adlı kitabı.

Yaklaşık çeyrek asır geçti; Kennedy’nin yazdıklarından hareketle ”nereden nereye” diye bakalım.

Kennedy 21. yüzyılda Uzakdoğu’nun büyük bir ekonomik güç haline geleceğini yazıyordu. En büyük faktörün eğitim olduğunu vurguluyordu. Mesela:

“Tayvan’da 1989 yılında 20 kabine üyesinden tesadüfen 15 tanesi  dışarıda doktora yapmış insandı.”

Haberin Devamı

Diğer yıllarda doktoralı bakan sayısı artmış, azalmış olabilir ama eğitimin önemi hakkında Kennedy bunu bir gösterge olarak yazmıştı.

KORE VE İRAN

Kennedy 1980’lerin sonlarında eğitim açısından İran’la Güney Kore’yi mukayese ediyordu:

- 43 milyon nüfuslu Güney Kore’de yükseköğretimde 1.4 milyon öğrenci vardı.

- 54 milyon nüfuslu İran’da bu sayı 145 binden ibaretti!

Bu eğitim farkının sonuçlarına bakalım:

1980’lerin sonunda Güney Kore’de fert başına gelir 4.800 dolarmış. 2016 istatistiklerine baktım, 2016 yılında 29 bin dolara çıkmış.

İran ise aynı dönemde 3.300 dolardan, bugün ancak 5.000 dolara çıkmış.

Kennedy 21. yüzyıl için“birinci faktör eğitim” diyordu.

Kore ve İran bunun iki örneğiydi.

Kennedy Uzakdoğu’da eğitimin “toplumsal ahenk” değerlerini geliştirdiğini, ekonomiye de “verimli işgücü” yetiştirdiğini anlatıyordu.

Kennedy’nin kitabında Türkiye beş yerde geçiyor ama bu konularda değil.

LİYAKAT Mİ, PARTİ Mİ?

Bizde eğitim daima ideoloji öncelikli oldu.

AK Parti iktidarı okul ve üniversite binası yapmada ve okullaşma oranlarını yükseltmede başarılıdır. Bu ona oy da getirdi, Fakat AK Parti de eğitime kendi açısından ideoloji öncelikli bakıyor.

Dahası, eğitimde bile “liyakat”in yerine siyasi sadakate öncelik veriyor. Bu yüzden rakamlarda artışlar oldu fakat önemli bir kalite yükselmesi olmadı.

Haberin Devamı

Kanıt mı? İşte PISA sınavları... İşte bilimsel yayınlarda İran’ın da gerisinde kalmış olmamız...

Ahmet Davutoğlu, başbakanlığı döneminde liyakat kavramını çok vurgulamış, siyasi kayırmacılığın yaygın olmasından yakınmıştı, ama kendisiyle birlikte bu vurgular da gitti.

Uzakdoğu kalkınmasının başarı sırlarından biri de “ihracata dönük büyüme”dir. Ama ihracatın kalkınmada lokomotif olabilmesi için teknoloji lazmdır, eğitimli işgücü lazımdır. Bunlar da kaliteli eğitime bağlıdır.

TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ

Türkiye’de bu konuları konuşmanın zamanı geldi de geçiyor bile.

Üçüncü Dünya davranışları olan sert siyasi kavga ve ölçüsüz hamaset, 21. yüzyılda Türkiye’nin yarınları için temel taşı olması gereken bu konuları bastırıyor.

Haberin Devamı

Her şeye rağmen Türkiye Ortadoğu’da en gelişmiş, en eğitimli ülkedir. Daha ileriye gitmek için daha çok eğitim, daha çok bilimsel bilgi, daha çok teknoloji ve tam manasıyla hukuk lazımdır.

Güney Kore deyince akıllara hep eğitim ve teknoloji geliyor. Halbuki 2016 dünya hukuk devleti sıralamasında Güney Kore 19. sıradadır, Türkiye ise 99. sırada!

Hukukta hiç bu kadar düşmemiştik.

Halbuki gelişmiş ve güçlü ülke olmak istiyorsak, eğitim, bilim, teknoloji, hukuk hepsi bir bütünün parçalarıdır.

Okurlarımın bayramını kutluyorum, mutlu, huzurlu nice bayramlar diliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları