Cumhurbaşkanı

Haberin Devamı

CUMHURBAŞKANLIĞI makamı bir süredir sert tartışmalara konu oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla açılan soruşturmalarda da patlama var.
Son olarak Başbakan Davutoğlu muhalefet liderlerine dört maddelik çağrı yaptı: Teröre karşı ortak bildiri yayınlanması, seçim kampanyalarında çevre kirliliği yaratılmaması, aile mahremiyetine saygı gösterilmesi...
Davutoğlu’nun dördüncü çağrısı “Cumhurbaşkanı’nı tartışma konusu yapmamak”tır fakat muhalefet bunu kabul etmedi. İlk üç maddeyi öteden beri benimsediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, dördüncü maddenin “Cumhurbaşkanı’nın tarafsız davranmasına bağlı” olduğunu belirtti.
Üç maddede kolayca uzlaşma olurken, Cumhurbaşkanı’nın uzlaşmazlık konusu olması, üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.

Haberin Devamı

EN YÜKSEK MAKAM

Devlet ve milletin birliğini ve onuru temsil eden devlet başkanlarına, kral veya cumhurbaşkanlarına özel saygı göstermek gerekir. Bu yönde güzel teamüller de vardır; bir salona girdiğinde ayağa kalkılır. Hareketlerine önemli ölçüde törensellik eşlik eder. Özel forsu vardır...
Yetkileri sınırlı fakat en yüksek makamdır.
Bu gerekçeler, bütün modern ceza kanunlarında cumhurbaşkanlarını hakaretlerden korumak için özel düzenlemeler, yaptırımlar mevcuttur. Hukuk devleti ceza yasalarında ve törenlerde cumhurbaşkanının onurunu bu şekilde yüksek tutarken, anayasalarda ve teamüllerde de ona tarafsız olma, partisiz davranma, siyasi tartışmalara girmeme, bu şekilde ulusun birliğini temsil etme gibi yükümlülükler getirmiştir.

CUMHURBAŞKANI’NI TARTIŞMAK

Davutoğlu’nun deyişiyle “Cumhurbaşkanı’nı tartırma konusu yapmamak” gerekir fakat aynı madalyonun öbür yüzünde Cumhurbaşkanı’nın da “tartışma konusu olmamak” gibi bir yükümlülüğü vardır.
Tarihimizdeki olağanüstü dönemler hariç, bir tek 10. Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer türban ayrımcılığı yapması ve Başbakan Ecevit’e hakaret ederek ekonomik krizi tetiklemesi gibi hareketleri yüzünden çok ağır ifadelerle “tartışmalara konu” olmuştu. Bu, Yargıtay kararlarına de intikal etti. Yargıtay Genel Kurulu’nun 3 Kasım 2009 günlü kararındaki “çoğunluk kararı” ve “azınlık görüşü” sadece hukuki değil, aynı zamanda tarihi bir belgedir: Sayın Sezer hakkında bir yazarın ağır ifadelerini Yargıtay’ın çoğunluğu “hakaret” saymış, azınlıkta kalan üyeler ise cumhurbaşkanı hakkında olsa bile “rahatsız edici üslupla kaleme alınan, incitici ve rahatsız edici” ifadelerin suç olmayacağını kaydetmişlerdi. (Karar No: 2009/253)

Haberin Devamı

KURALLARA UYMAK

Hukuki ayrıntılar bir tarafa, siyasi bakımdan cumhurbaşkanları hakkında saygılı ifadeler kullanmak gerektiği gibi, cumhurbaşkanlarının da toplumdaki ana eğilimlerin saygısını kazanmaya özen göstermesi gerekir.
Sayın Erdoğan “farklı cumhurbaşkanı” olacağını söyledi. Her cumhurbaşkanının farklı yönleri vardır. Kişisel özellikler de seçilme tarzları da makamın anayasal statüsünü değiştirmez.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlerde “kendi partisi” lehine üstelik makamının imkânlarını kullanarak kampanya yapması, AGİT raporlarında eleştirilmiştir.
Seçim meydanlarında Cumhurbaşkanı’nın ağır suçlamalarına maruz kalan muhalefet partilerinin “Cumhurbaşkanı’nı tartışma konusu yapmaması” beklenebilir mi? Cumhurbaşkanı’na hakaret tasvip edilemez fakat Cumhurbaşkanı’nın da tepkilere yol açan davranışları bırakması gerekmiyor mu?
Bunları yapabilsek, hepimiz kurallara, teamüllere uygun hareket edebilsek kutuplaşma azalacak, uzlaşma kültürü gelişecek, ülkemiz daha iyi yönetilebilecek.

Yazarın Tüm Yazıları