Diss’lere kaldık

Yaşım yetmiyor diyecektim ama benim de hiphop dinleyicisi olarak net 10 yılım vardır. Hadi dinlemeseniz bile, sağ olsun hiphop magazin kanalları var YouTube’da da, açıp bakabiliyorsunuz.

Haberin Devamı

Neyse...
Rap’te diss, kültüre dahildir, buna varım.
Şahsen son iki haftadır işi gücü bıraktım, Twitter’da Patron-Hayki tartışmasını izliyordum ki Norm Ender’in “Mekanın Sahibi” şarkısı geldi. Öyle popçu kavgasına da benzemediğinden millet dikkat kesildi. Benim anladığım, olayın bir öncesi yok, yani ortada kişisel bir dava yok.
Elif Cemal’den bahsettiği bölüm hariç (sanırım onun bir temeli vardır). Bunu da hafta sonu Posta’dan Oya Çınar’a verdiği röportajdan ve Okan Bayülgen’in programındaki sözlerinden anladım.
Birileri demiş “Abi el at, Türkçe rap Amerikanlaştı”, o da atmış. Görev bilinci.
Anlamadığım kısım ise zaten 1970’lerin sonunda Amerika’da doğmuş bir müzik türünün, Türkiye’de “Amerikanlaştığı” gerekçesiyle eleştirilmesi, hatta bunun için bir şarkı yapılması...
Norm Ender şarkısında, Ezhel, Ben Fero, Burry Soprano, Khontkar ve Ceg’e diss atıyor ya da bilinen tabiriyle “gönderme” yapıyor.
Ama çok daha popüler diye Ezhel ve Ben Fero’yu konuşuyoruz. Daha da fenası, şarkıyı Ben Fero ve Ezhel flow’larıyla, benzer beat’lerle yapmış ki ironi anlaşılsın. Şarkının sevilmesinin nedenleri arasında bu flow ve beat’ler de var. Kabul edelim, dile fena dolanıyor.
Norm Ender’in Okan Bayülgen’deki konuşmasından anlıyoruz ki rap konusuna vakıf, müziğin özgünlüğü üzerine kafa patlatan biri. “Amerika’dan dublaj edilmiş müzikler” diyor şu an yapılan rap için. 10 yıl önce benzer şarkılar yaptığını söylemesine rağmen günümüz rap’iyle ilgili büyük boy laflar sıralıyor, üst perdeden konuşuyor.
“Sözler” diyor amirim, “sözler çok önemli”. Ama nasıl “Sanat da birey de özgür olmalı” diyorsak beğenmemek de bir tercih, sevmek de... Bir müzik dinleyicisi olarak şuna ikna olamıyorum maalesef: “Bu kötüydü, ben buna ayna tuttum...”
Bu tutum daha ziyade gelecek bağımsız albüm öncesi sıralama turlarında pole pozisyonu almak gibi geliyor bana. Hem de bu müzik türünü yeni sevmeye başlamış insanları yerip küstürerek.
Ceza’ya, Sagopa Kajmer’e “abim” diyor, ardından “Biz yaparken örnek alacak biri yoktu” diye ekliyor.
Çok değil iki sene önce buralar dutluktu, “İki elin parmaklarını geçmiyordu rap’çiler” diye ağlıyorduk. Hepsini tanımıyorduk. Çeşitlilik olsun diyorduk.
Lirik, kalitesi yüksek şarkılar, popüler şarkılar, trap şarkılar, politik şarkılar, davam davan olsun şarkıları, gangsta şarkıları, aşk şarkıları...
Hepsini duymak istiyorduk.
Sonra arabesk rap diyebildiğimiz tür geldi. Çünkü her yabancı müzik türü yaşadığı coğrafyaya zamanla uyum sağlar. Herkesin flow’u da rhyme’ı da bir değil, Ceza gibi saatte 120 km. hızla rap söylemek zorunda da değilsiniz.
Popüler kültüre yeni isimler armağan edildi. Pasta büyüdü. (Rap kollektiflerini bir kenara koyarsak) Ceza, Fuat Ergin, Sagopa Kajmer, Killa Hakan gibi isimlerin üstüne yeni onlarca isim eklendi.
Geriye dönelim, Türkiye’nin en çok bildiği tartışmalar Ceza&Ayben-Sagopa Kajmer, Ceza-Fuat Ergin tartışmalarıydı. O günler geride kaldı, rap güçleniyor, küsler barışıyor derken underground rap’te basına yansımayan birçok tartışma daha doğdu. Joker-Allame, Joker-Sehabe, Şehinşah-Khontkar, Patron-Hayki...
Liste uzayıp gidiyor.
Benim bilmediğim daha nice dava vardır. (Merak edenler hiphop magazin kanallarını yakından takibe alsın çünkü olaylar o kadar hızlı olup bitiyor ki yetişmek mümkün değil.)
Velhasıl, eskiden bu atışmalar, ağzının payını vermeler ya da siz ne derseniz deyin sahnede “freestyle” kapışmalar yapılır biterdi. Dilersen sonra kavga et, hiphop dinleyicisi önünde sahnede hesabın kesilirdi. Şimdi birbirini görmek zorunda değilsin, beat’in üzerine oku sözleri-geç, hop diss elimizde.
Diss demişken bir yanlışı da açıklayalım, ne Ezhel’in “Lolo” şarkısı ne de pazartesi günü yayınlanan Killa Hakan, Ceza, Ben Fero ve Ezhel parçası “Fight Kulüp” diss amaçlı değil.
“Lolo” mayısta, “Fight Kulüp” haziran ayında yapıldı. Sadece zamanlama manidar! Zaten kimsenin yanıt vermek gibi bir derdi yok. Yani muhabbeti biz uzatıyoruz, kimse Norm Ender’in diss’ine diss’le yanıt vermedi yani. Laf sokarak listelere birinci sıradan girerek işi magazinleştiren Norm Ender’e, ülkemizdeki rap’in yaklaşık 20 yıllık tarihini hatırlattığı, ulusal medyanın gözünü rap’e çevirdiği için teşekkürü bir borç bilirim.
Ne de olsa dediği gibi “abimizdir”!

Canlı çalım

Haberin Devamı

Faruk Sabancı, sessiz sedasız ilerlemeye devam ediyor. Şimdi de Fransız şarkıcı Mariama’nın eşlik ettiği “The Underground” ile çıkageldi. Şarkı canlı enstrüman kullanımıyla dikkat çekiyor.

Kamu spotu

Haberin Devamı

Büyük Ev Ablukada geçen cuma, Ezhel’le muazzam bir şarkı yayınladı. Adı “Ne Deve Ne Kush”. Ezhel’den aynı hafta içinde üçüncü işbirliği gelmiş oldu bu sayede. Grubun şarkısı yer yer kamu spotu, yer yer parodi... Müzik cici ama “autotune” olmamış (ben onların yalancısıyım).

Ne dinledim?

◊ Killa Hakan, Ceza, Ezhel, Ben Fero - Fight Kulüp
◊ Büyük Ev Ablukada, Ezhel -
Ne Deve Ne Kush
◊ Sıla - Haytalar Dükkanı
◊ Birileri - Halledebilirdik
◊ Ozoyo - High Again
◊ Islandman, Carbalido - Dimitro
◊ Gökçe Kılınçer - Aşkınla Ben
◊ Şam - Zamansız
◊ Faruk Sabancı, Mariama - The Underground
◊ Gettodan Çıkış - Bu Gece
◊ Gazapizm - İsminizi İstiyorlar

İstikrara devam

Sıla benim köşeden torpilli. Hikayelerine, onu anlatırken yaşattığı duygulara bayılıyorum. Torpili fan kontenjanından değil, yaptığı her işe güvendiğimden.

Haberin Devamı

Sıla, “Acı”nın ardından “Meşk” EP’sini yayınladı. Bu albümde hikayeler, enstrümanlar kadar aranjeler de ilgimi çekti.

“Karanfil” ile çıkış yapan Sıla’nın bu mini albümünde boş yok. “Haytalar Dükkanı” ve “Zeybek” de inanılmaz. 

Memleket havası aldığım “Zeybek” delik deşik etti sağ olsun. Sezen Aksu’nun sözlerini emanet ettiği Sıla, Ege kartını oynayarak beni yakaladı. Tabii icrasının derinliğine diyecek laf dahi bulamıyorum.

Sırada iki EP daha var. Kışa doğru çok daha duygusal bir mini albüm geliyor. Onun adı neşter falan olabilir, bilginize...

Tatile çıkamıyorsanız Ozoyo dinleyin

Ozoyo’nun 15 şarkılık albümü “Motel Lazy” geçen hafta yayınlandı. Lo-fi, future beat ve electronica gibi türlerde gezinerek alternatif bir evren kuran Ozoyo’nun parçalarını cuma akşamdan açın, pazar akşamına kadar dinleyin.

Haberin Devamı

Kendinizi lüks bir otelde, deniz kenarında, uçsuz bucaksız bir ormanda hayal etmeniz garanti.

Sahnede bambaşka

Gazapizm, Tepecik Filarmoni Orkestrası’yla mart ayında gerçekleştirdiği konserde söylediği dört şarkıyı EP formatında yayınladı. “Bir Gün Her Şey”, “Gece Sabahın”, “İsminizi İstiyorlar” ve yeni şarkısı “Karanfil”in olduğu albümün videoları da yayında. Özellikle "İsminizi İstiyorlar"ın bu yeni ve çok sesli halini seveceksiniz.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları