Yılın ikinci yarısı daha zor geçecek

Tedarik zincirindeki kırılmalar, çip darboğazı, Rusya-Ukrayna savaşı, dolar kurundaki belirsizlikler ve artan enerji maliyetleri gibi unsurları dikkate alınca bu sürecin 2023 yıl sonundan önce çözülemeyeceğini belirten BUSİAD Otomotiv Komite Sorumlusu Tülay Hacıoğlu Şengül, yaşanan zorlu süreçte kademeli şekilde azalmalar olabileceğini ekledi. Şengül, mevcut tabloda 2022’nin ikinci yarısının daha zor geçeceği öngörüsünde bulundu.

Haberin Devamı

Yılın ikinci yarısı daha zor geçecekPandemi başladığından bu yana pek çok sektör gibi otomotiv sektörünün de zarar gördüğünü söyleyen Bursa Sanayici ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Otomotiv Komite Sorumlusu Tülay Hacıoğlu Şengül, bu süreçte tedarik zincirinde önemli kırılmalar yaşandığını hatırlattı. Bunun da üretim maliyetlerine doğrudan etki ettiğini belirten Şengül, özellikle hammadde temini ve lojistik tarafında önemli maliyet artışlarıyla karşılaştıklarını aktardı.
Tedarikin tüm dünyada yavaşlaması, lojistik tedarik zincirindeki kesintiler, işgücünün pandemi sebebiyle istikrarını kaybetmesinin tüm sektörleri olumsuz etkilediğini ifade eden Şengül, talebe yetişemeyen lojistik sektöründe de konteyner sıkıntısının baş gösterdiğini ekledi. Bunun da Asya’dan Avrupa’ya ulaşım maliyetlerini artırdığını belirten Şengül, Avrupa’da arz kesintilerine yol açtığını kaydetti.
Pandemi etkisinin yanı sıra; Amerika-Çin ticaret savaşları, çip darboğazı, sac ve plastik hammadde krizi derken; konteyner yetersizliğinin malzeme bulunabilirliğini azalttığını söyleyen Şengül, “Diğer yandan, müşteri taleplerindeki dalgalanma da belirsizliği artırdı. Bunun yanında, döviz kurlarındaki ani yükselişler fiyatları ve satışları etkilemekte. Aynı zamanda artan enerji maliyetleri de sanayiciye çok büyük yük oluşturuyor” dedi.

Haberin Devamı

TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ FIRSAT

Özellikle son 10 yılda küresel otomotiv sektöründe üretimin Avrupa ve ABD’den, Asya’ya kaydığını aktaran Şengül, “Bölgeler içinde de gelişmiş ekonomilerden gelişmekte olan ekonomilere doğru bir yönelim söz konusu. Yaşanan bu gelişmeler, dünya ticaretinde hızla gelişmekte olan ve kaliteli iş gücünün yanı sıra jeopolitik olarak da önemli bir konumda olan Türkiye için önemli bir fırsat oluşturmuş durumda” diye konuştu.

FIRSATA DÖNÜŞTÜRMELİYİZ

Önümüzdeki dönemde küresel yapının değişmesi, iklim değişikliği, siyasal ve ekonomik koşullar nedeniyle daha fazla belirsizlik oluşacağına kesin gözüyle bakılabileceğine değinen Şengül, “Daha sağduyulu ve tedbirli bir yaklaşımla, istikrarsızlık, belirsizlik ve karmaşıklık ortamının bizlere empoze edebileceği tehditleri ve riskleri fırsata dönüştürmeye odaklanmalıyız. Bu gibi zorlayıcı VUCA ortamlarında müşteri ve nihai tüketici taleplerindeki değişimlere hızlı adapte olabilmek ve teslimat sürelerini kısaltabilmek çok önemli” dedi.

Haberin Devamı

SAVAŞ ETKİLİYOR

Yakın coğrafyada yaşanan gelişmelerin, dünya ekonomileri gibi Türkiye ekonomisini ve üretim süreçlerini de yakından etkilediğine işaret eden Şengül, Rusya-Ukrayna savaşının da pek çok alanda üretimi etkilediğini vurguladı. Rusya’ya uygulanan yaptırım kararlarının bölgeye yönelik finansal işlemleri durma noktasına getirdiğini ifade eden Şengül, “Özellikle pandemi ile yaşanan kesintiler ve akabinde gelen çip tedarik sıkıntısı, normalleşme sürecinin artmasıyla birlikte kırılgan bir toparlanma aşamasındaydı. Ancak dünyada tedarik zinciri sıkı bir şekilde birbirine bağlı durumda. Bu yüzden savaş gibi çatışma ortamlarının ortaya çıkardığı sonuçlar, oradaki ekonomileri etkilediği gibi dünyadaki ticareti ve doğal olarak otomotiv endüstrisini de uzun yıllar etkileyebiliyor. Dolayısıyla üretimin aksamasında yaşanan bu gelişmelerin mutlaka bir payı oluyor” şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

PANDEMİ SONRASINA ÇALIŞIYORUZ

Türkiye otomotiv endüstrisi için önemli olan OEM üreticilerinin üretime ara vermesinin, ister istemez tedarik sanayicilerini de olumsuz etkilediğinin altını çizen Şengül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üreticiler de bu sürece kendini adapte etmeye çalışıyor. Genel Müdürlüğünü yürüttüğüm Türkiye’nin ilk ve en büyük amortisör üreticisi Maysan Mando’dan örnek vermem gerekirse; kriz döneminin ortaya çıkardığı iyileştirme çalışmalarını fırsat olarak görüp, çevik iş gücü yönetimi ile operasyonel verimliliğimizi artırmak, dijital ek çözümlerle de süreci destekleyerek, firmamızı pandemi sonrası daha yukarılarda konumlandırmak için çalışmalar yapıyoruz. Yaşanabilecek mağduriyetleri önleme noktasında, lojistik altyapımızın kamunun da katkıları ile hızlı bir şekilde geliştirilip, dış ticaret mevzuatının yalınlaştırılması faydalı olacaktır. Aynı zamanda gümrük süreçlerinin hızlanması, otomotiv tedarik sanayiine özel teşvik ve desteklerin sağlanması, özellikle güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji yatırımlarında devletimizin firmalara sağlayacağı ilave teşvikleri de alternatif çözüm önerileri olarak değerlendirebiliriz. Bu noktada, güneşin bol olduğu şehirlere firmaların toplu olarak yatırım yapmasına imkan sağlayabilecek bir teşvik sistemi geliştirilebilir. Yani bu güneş enerji sistemlerini sadece fabrika çatılarıyla sınırlı tutmayıp, özellikle güneşin yoğun olduğu ve verimli tarım alanı olmayan çorak arazilerde yatırım yapılması gibi farklı teşvik sistemleri uygulanabilirse, küresel enerji darboğazının olduğu bu dönemde ülkemiz için iyi bir çözüm ortaya çıkabilir.”

Haberin Devamı

İKİNCİ YARI DAHA ZOR GEÇECEK

Tedarik zincirindeki kırılmalar, çip darboğazı, Rusya-Ukrayna savaşı, dolar kurundaki belirsizlikler ve artan enerji maliyetleri gibi unsurları dikkate alınca bu sürecin 2023 yıl sonundan önce çözülebileceğini düşünmediğini belirten Şengül, yaşanan zorlu süreçte kademeli şekilde azalmalar olabileceğini ekledi. Şengül, mevcut tabloda 2022’nin ikinci yarısının daha zor geçeceğini ve olumsuzluklara neden olan bu risklerin de 2023 yıl sonuna kadar çeşitli şekillerde hayatımızda olmaya devam edeceği öngörüsünde bulundu.

GEÇTİĞİMİZ YILDAN İYİ OLMAYACAK

Yılın ikinci yarısı daha zor geçecek
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre Türkiye’de yılın ilk çeyreğinde otomotiv üretiminin 2021’in aynı dönemine göre yüzde 12,4, ihracatının ise yüzde 14 azaldığına işaret eden Şengül, bahsettiği diğer tüm olumsuz faktörlerin etkisiyle, bu yıl tüm dünyadaki otomotiv üretiminde de 3 ile 5 milyon arasında bir kayıp yaşanacağı öngörüsünü paylaştı. Otomotivde 2019’dan itibaren başlayan düşüş trendinin, 2020’de Covid-19’un da etkisiyle hızlı bir şekilde devam ettiğini söyleyen Şengül, “Geride bıraktığımız 2021 yılında da özellikle çip krizinden dolayı otomotiv üretiminde ciddi bir düşüş yaşandı. Bu yıl da mevcut şartları dikkate aldığımızda, maalesef aynı olumsuz şartlar artarak, devam ediyor. Bu yüzden, önümüzdeki süreçte geçtiğimiz yıldan daha iyi bir üretim olmayacak gibi gözüküyor” dedi.

Haberin Devamı

FIRSATA ÇEVRİLEBİLİR

Tüm olumsuzluklara rağmen dünyada tek tedarikçi olarak Çin’i kullanmak istemeyip, aynı zamanda tedarik kaynaklarına alternatif oluşturmak isteyen Avrupalı ve Amerikalı firmalar için Türkiye’nin çok büyük bir önem arz ettiğinin altını çizen Şengül, “Çünkü Çin’e alternatif bir tedarik sanayisi yaratmak için en elverişli ülkelerden biri Türkiye. Ülkemiz, bu süreçteki ihracat fırsatlarını iyi değerlendirirse, buradan güçlenerek çıkabilir. Bunun için de ihracat potansiyelini artırmaya yönelik çalışmalar hızlanmalı. Özellikle sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlamak adına doğal kaynak tüketimini azaltmaya yönelik yapılacak çalışmalarla, bu süreç fırsata çevrilebilir” diye konuştu.

ARTIŞ KAÇINILMAZ

Petrol, doğal gaz ve kömür gibi enerji kaynakları fiyatlarının hızla yükseldiğine dikkat çeken Şengül, emtia fiyatlarının tüm zamanların en yüksek seviyelerine yükseldiğini söyledi. Tedarik zincirlerinde kırılmalar yaşanmaya başladığını belirten Şengül, “Yani bu sürecin olumsuz sonuçları giderek ağırlaşıyor. Bu yüzden ne yazık ki fiyat artışları kaçınılmaz gözüküyor” şeklinde konuştu.

OLUMSUZLUĞU AZALTABİLİRİZ

Yaşanan bu sürecin, işgücünde de önemli kayıplara neden olduğunu belirten Şengül, “Coğrafi konumu ve ticari ilişkileri sebebiyle Türkiye, bu durumdan en fazla etkilenen ülkelerden birisi olabilir. Halen yapılmakta olan imalatlar, devam eden sevkiyatlar ve yeni siparişlere ilişkin riskler söz konusu olduğu için istihdam noktasında da olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalabiliriz. Ancak bu olumsuzlukların etkisini azaltmak için konjonktürel gelişmelerden kaynaklı olarak oluşan fırsatları mutlaka iyi değerlendirmeliyiz. Hem ihracatı artırmaya odaklanıp, hem de yurtiçi pazarında artış sağlayabilirsek, istihdam konusunda da sürecin olumsuz etkilerini en aza indirebiliriz” dedi.

AR-GE’YE YATIRIM ÖNE ÇIKARIR

Ülke ihracatının 16 yıldır lideri olan sektörün, bu zorlu süreçten de en az hasarla sıyrılarak, geçmiş yıllarda olduğu gibi yükseliş ivmesini sürdürmesinin en büyük temennileri olduğunu vurgulayan Şengül, küresel olarak otomotiv sektöründe bağlanabilirlik, nesnelerin interneti, otonom sürüş, mobilite gibi trendlerin artık ön planda olduğunu vurguladı. Bu trendlerin, yapısal olarak otomotiv sektörünü değiştirdiğine işaret eden Şengül, “Dolayısıyla sektörde Ar-Ge’ye önem verip, bu alanlara yatırım yapan firmaların, gelecekte ön planda olacağını söyleyebiliriz” diye konuştu.

TOGG VE TEKNOSAB ETKİSİ

Bursa’nın bir sanayi kenti olduğunu hatırlatan Şengül, özellikle de otomotiv, tekstil, makine gibi ülke ihracatının en önemli kalemlerinin, Bursa ekonomisinin en önemli dişlileri arasında yer aldığını söyledi. Şengül, “Bursa’nın güçlü otomotiv sanayisinin, TOGG’un da gelişiyle sahip olduğu üretim kabiliyetini ve Ar-Ge yeteneğini geliştirerek, mevcut başarısını daha da artıracak potansiyele fazlasıyla sahip olduğunu düşünüyorum. Aynı şekilde yüksek teknoloji odaklı üretimin ön planda olacağı TEKNOSAB’ın da tamamlanmasının ardından Bursa ihracatına çok önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum” dedi.

Yazarın Tüm Yazıları