Hazır giyim ve konfeksiyon ‘sos’ veriyor

Türkiye ve Bursa’nın lokomotif sektörlerinin başında yer alan hazır giyim ve konfeksiyon ihracatında eylül ayında başlayan gerileme, kasım ayında da sürdü. Firmaların bazıları üretim ve istihdam kapasitesini düşürdü.

Haberin Devamı

Bursa’nın lokomotif sektörlerinden hazır giyim ve konfeksiyon ihracatında işler yolunda gitmiyor. Eylül ayından başlayan düşüş eğilimi kasım ayında da sürdü. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre Bursa’da bir önceki yılın aynı ayına kıyasla sırasıyla eylülde 12,7 düşüş ile 144 milyon 30 bin dolar, ekimde yüzde 28,1 gerileme ile 116 milyon 630 bin dolar, kasımda ise yüzde 26,7 düşüş ile 104 milyon 280 bin dolar hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı gerçekleşti.

6 BİN 999 FİRMA VAR

Hazır giyim ve konfeksiyon ‘sos’ veriyorUludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir, kent genelinde tekstil ve hazır giyim sektöründen 6 bin 999 firmanın faaliyet gösterdiğini belirterek, birliklerinin bin 100’ü aşkın aktif üyesinin bulunduğunu dile getirdi. Birlikten yapılan ihracatta ilk sırayı kadın ve erkek dış giyim, suni-sentetik ev tekstili, diğer ev tekstili ve pamuklu ev tekstili ürünlerinin oluşturduğunu ifade eden Gündemir, bu ürünleri başta İspanya, Hollanda, Almanya, Birleşik Krallık ve Fransa gibi büyük pazarlar olmak üzere çok sayıda ülkeye ihraç ettiklerini açıkladı.

Haberin Devamı

OLUMLU SİNYALLER YOK

Birliğin 2022 yılına hızlı ihracat artışıyla başladığını hatırlatan Gündemir, “Bu yıl ocak-ekim dönemini kapsayan 10 aylık rakamlara baktığımızda yüzde 18 artışla 950 milyon dolar olurken, geriye dönük 12 aylık dönemdeki ihracatımız da yüzde 19 artışla 1 milyar 116 milyon dolar olarak gerçekleşti. UHKİB olarak, 2022 yılsonu hedefimizi 1 milyar 50 milyon dolar olarak belirlemiştik. Yılın ilk 10 ayında 1,1 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek, hedefimize şimdiden ulaştık. Ancak ekim ve kasım ayları hem sektör, hem birlik ihracatımız açısından olumlu sinyaller vermiyor. Gerileme sadece bu iki ay ile sınırlı kalırsa, aralıkta göstereceğimiz performans ile hedefimizin daha da üstüne çıkabiliriz. Ancak, gerileme yılın son ayında da sürerse yılı 1 milyar 300 milyon dolar seviyelerinde kapabiliriz” dedi.

Haberin Devamı

RİSK FAKTÖRLERİ

Yaşanan düşüş ile ilgili değerlendirmede bulunan Gündemir, “Hazır giyim sektöründe pandemi sonrası yaşanan Rusya-Ukrayna savaşı ve buna bağlı olarak artan enerji maliyetleri, hammadde sıkıntısı ve en önemlisi de Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada resesyon ön göstergeleri en önemli risk faktörleri olarak öne çıkıyor” diye konuştu.

 

İhracatçı fiyat tutturmakta zorlanıyor

Bunların yanı sıra ihracatta parite kaynaklı bir kayıptan da bahseden Gündemir, sektörde hammaddenin büyük bölümünü dolar üzerinden temin edip, ihracatının büyük bölümünü Euro Bölgesi’ne yapılmasından dolayı dolar, Euro paritesi kaynaklı rakamsal bir gerileme yaşandığını vurguladı. Döviz kuru nedeniyle firmaların Uzak Doğu ile rekabette negatif yönde etkilendiklerini söyleyen Gündemir, “Bununla birlikte ihracatçı, enflasyon kaynaklı fiyat tutturmakta zorlanıyor. Bu durumun önümüzdeki dönemlerde artarak devam edeceğini düşünüyoruz” dedi.

Haberin Devamı

YENİ FIRSATLAR

Risklerin yanında fırsatların olduğuna dikkat çeken Gündemir, “Küresel salgın ve ardından yaşanan bölgesel savaşın getirdiği enerji darboğazı gibi sorunlar nedeniyle özellikle AB ülkelerinde üretimin gerilemesi başta tekstil ve hazır giyim sektörlerimiz olmak üzere Türk firmaları için yeni fırsatları da beraberinde getiriyor. İhracatımızda kilogram başına birim fiyatlarının artıyor olması da yüksek katma değerli üretim kabiliyetimizin bir göstergesi” şeklinde konuştu.

KAPASİTE ÇOK DÜŞTÜ

Hazır giyim ve konfeksiyon ‘sos’ veriyor

Sektörün birinci pazarı olan Avrupa pazarında resesyona bağlı bir daralmanın yaşandığını vurgulayan Gündemir, bu durumun işletmeleri doğal olarak etkilediğini kaydetti. Kapasite kullanım oranları yüzde 40-50 oranlarına kadar düşen firmaların bulunduğunu aktaran Gündemir, “Yakın bir zamanda da durumun düzeleceğini zannetmiyorum. Ancak işten çıkarmaların kendi markasıyla üretim yapan ve kendi ürününü pazarlayan firmalardan ziyade daha çok fason üretim yapan firmalarda olduğu görüşündeyim” dedi.
Gündemir, tüketimin yapıldığı yere yakın coğrafyaya kayması sonucu ülkemiz için Avrupa, Amerika, Afrika gibi coğrafyalarda önemli fırsatların bulunduğunu aktardı.

Haberin Devamı

SORUMLU OLMALIYIZ

Sürdürülebilirliğin önemine işaret eden Gündemir, üretimde sürdürülebilirlik, döngüsel ekonomi, karbon ayak izimizi minimuma indirmenin on yıllardır konuşulduğunu vurguladı. Avrupa pazarındaki varlığın 2030 Yeşil Mutabakat Stratejileri’ne uyumla ilerleyeceğini ifade eden Gündemir, “Karbon nötr üretim için daha çok uygulama ve gelişim gerekli. Ayrıca bu dönüşümü moda tüketicisinin ürün tercihlerindeki değişime cevap vermek için değil, sorumlu birer dünya vatandaşı olarak yerine getirmemiz şart” diye konuştu.

 

Ortak çalışma teknolojileri geliştirmeliyiz

TÜRKİYE’nin tasarım alanında dünya devleri ile yarışır durumda olduğunu belirten Gündemir, “Kumaşlarımız, desenlerimiz ve modellerimiz tüm dünyada sergileniyor. Giyim alışverişlerinde online kanalların arttığı gibi B2B platformlarda ülkemiz markalarının görünürlüğünü artırması fırsatı var. Kumaş numunesinden konfeksiyona uzanan süreçte hem dikey entegrasyonu arttıran, hem daha kısa sürede ve daha az kağıt ve kumaş tüketimi ile ortak çalışma teknolojileri geliştirmemiz gerekli. Veri analitiği biliminin zirve yaptığı bir dönemi yaşıyoruz. Hareketliliğin yüksek ve mevsimselliğin belirleyici olduğu moda endüstrisinde uzun dönemli tahmin becerisi, trendleri izleme, tedarik politikası ve fiyatlandırma rekabet üstünlüğünün en önemli bileşenleri haline geldi” dedi.

Haberin Devamı

MADE IN TURKEY MARKASI

“Ülkemiz ve bölgemiz, küresel markalarla stratejik iş birlikleri kurmuş önemli üreticilere sahip” diyen Gündemir, “Markaların tedarik süreçlerini yeniden gözden geçirmeye başlaması, bize krizden fırsat yaratma imkanı sağladı. Güvenli ve sağlam tedarik zinciri arayışında ‘Made in Türkiye’ markasının ön plana çıkmasını sağlayacak TechXtile Start-Up Challenge ve Athleisure Challenge gibi etkinlikleri de kaldıraç olarak kullanabileceğimize yürekten inanıyorum” dedi.

 

BİN 500 YILLIK GEÇMİŞ

Hazır giyim ve konfeksiyon ‘sos’ veriyor

BURSA tekstil sektörü tarihinin günümüzden bin 500 yıl öncesine kadar uzandığını anımsatan Yeşim Grup CEO’su Şenol Şankaya, teşvik uygulamalarının kentin tekstil sektöründe yatırımların canlanmasına ve makine ithalatının serbest bırakılması ile olağanüstü bir sektörel büyüme etkisi yaratıp, kentte gerçek anlamda bir tekstil üretim ve ihracat patlamasına sebep olduğunu söyledi.

ÜRETİM VE İHRACAT MERKEZİ

Günümüzde kent ekonomisinde en fazla ağırlığa sahip iki sektörden biri olan hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün geçen ay gerçekleştirdiği 117 milyon dolarlık ihracatla İstanbul’dan sonra ikinci sırada yer aldığını belirten Şankaya, “Aynı zamanda bu yılın ocak-ekim döneminde yapılan 17,9 milyar dolarlık ihracatın 1,5 milyar doları da Bursa’dan gerçekleştirildi. Dolayısıyla üretime ve ihracata önem veren Türkiye’nin ikinci en büyük şehri konumundaki Bursa, bu anlamda hem hazır giyim, hem tekstil sektöründe en önemli şehirlerin başında geliyor” dedi.

İLK YARI OLUMLUYDU

Şankaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz bu stratejik sektörün önde gelen oyuncularından biriyiz. Sektör 2022 yılının ilk yarısını olumlu sinyallerle kapatmış ve geçen yılın aynı dönemine göre ihracatta yüzde 15’ler seviyesinde büyüme kaydetmişti. Ancak Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, bu savaşın bir yansıması olarak Rusya’nın Avrupa’ya doğalgaz akışını kesmesi nedeniyle derinleşen enerji krizi, gelişmiş ülke ekonomilerindeki resesyon tehlikesi, yüksek enflasyon ve yüksek girdi maliyetleri gibi etmenler tüm sektörleri olduğu gibi bizi de olumsuz etkiliyor.”

ENDÜSTRİ DÜNYASINI ZORLUYOR

Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün gerek ülke, gerekse Bursa ekonomisi için son derece önemli bir yere sahip olduğunu yineleyen Şankaya, “Sektör, sahip olduğu ihracat gücü ve istihdam kapasitesi ile önemli bir katma değer sağlamakta. Bursa ihracatına bakıldığında otomotivin ardından kent ihracatına en fazla katkıyı tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon sektörlerinin sağladığını görüyoruz. Ancak son dönemde sektörün yüz yüze kaldığı sipariş yavaşlamaları, artan hammadde ve enerji fiyatları, finansmana erişim ve tahsilat sorunları gibi olumsuz faktörler endüstri dünyasını zorluyor” diye konuştu.

 

İş gücü kaybına noktasına gelirse...

Hazır giyim ve konfeksiyon ‘sos’ veriyor

TÜM sektörlerde kendisini hissettiren bu olumsuz faktörlerin, ihracat gücü ve istihdam kapasitesiyle Türkiye’nin önde gelen sektörleri arasındaki tekstil ve hazır giyim sektörünün mevcut avantajları üzerinde baskı unsuru yarattığını söyleyen Şankaya, “İş dünyasının, mevcut düşüşe bağlı olarak ihracat kaybının yanı sıra işgücü kaybı yaşama noktasına da gelirse, söz konusu gidişat daha da büyük bir sorun haline dönüşebilir. Geçmişte buna benzer senaryolarla karşılaşmıştık. Mevcut sorunların daha da derinleşmeden aşılacağı ve olağanüstü bir durum olmadığı takdirde özellikle 2023 yılı ikinci yarısında toparlanmanın hız kazanacağı düşüncesindeyiz” dedi.

TÜRKİYE İÇİN FIRSATLAR VAR

Bu dönemde büyümenin önündeki en büyük engelin üretim maliyetlerinin çok artması ve bastırılmış kur olduğunu vurgulayan Şankaya, son yıllarda ihracatçıyı destekleyen en önemli sürecin ise kura dayalı rekabetçi ortam olduğunu kaydetti. Şankaya, “İhracata dayalı büyüme modeli Türk ekonomisine yön veren en önemli unsurlardan biri. Artan maliyetler ve kur baskısıyla ilgili önlemleri alabilirsek Türkiye için fırsatlar var” şeklinde konuştu.

OYUNDAN ÇIKMA İHTİMALİ

Söz konusu olumsuz etmenler varlığını uzun yıllar daha sürdürürse, söz konusu oyuncuların oyundan çıkma ihtimalinin artacağını belirten Şankaya, “2023 yılının ikinci yarısından itibaren söz konusu daralma ve diğer olumsuz faktörlerin gücünü kaybetmeye başlamasını arzu ediyoruz. Burada Türkiye ekonomisi adına en belirleyici faktör, 2023 yılında gündemimizde kendine fazlasıyla yer bulacak olan genel seçimler olacaktır” dedi.

 

Sinyaller pek olumlu değil

Hazır giyim ve konfeksiyon ‘sos’ veriyor

GELİŞMİŞ ülke ekonomilerindeki resesyon tehlikesinin Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, enerji krizleri ve yüksek enflasyon gibi olumsuz gelişmelerin gölgesinde 2023 yılına doğru hızla ilerlendiğini dile getiren Şankaya, üretim ve ihracat değerlerinde yavaşlamadan bahsetti. Sinyallerin pek olumlu olmadığına dikkat çeken Şankaya, “Müşterilerimizin bir kısmı bu süreçte stok yaptılar ve geleceğe dönük siparişlerini azalttılar. Buna bağlı olarak 2023 siparişlerinde bir miktar azalma olacak. Sektör temsilcilerinin ise mevcut durum karşısında hem iç pazarda, hem ihracat kanadında olabildiğince mevcudu korumaya çalıştığını ve geçtiğimiz yıla kıyasla kayıpsız kapatmayı hedeflediğini söyleyebiliriz. Biz de Yeşim olarak mevcut kapasitemizi göz önünde bulundurarak bu durumu dengelemeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

DÜŞÜŞ SÜRECEK

Şankaya, 2022’nin ikinci yarısının özellikle de son çeyreğinin, istenen şekilde geçmediğini belirterek, “O nedenle 2022’de ya son derece kısıtlı bir büyüme ya da 2021 seviyesinin korunacağı daha rasyonel görünüyor. 2023’ün ilk çeyreğinde söz konusu düşüşü hissetmeye devam edeceğiz. Belli bir süre daha devam edecek düşüş trendinin, sonrasında yavaş yavaş yükseleceğine inanıyoruz. Yıl sonuna kadar söz konusu hız kaybı geçerliliğini koruyabilir ancak Avrupa’daki markalar 2023 yılı için mevcut durumdan daha kötümser değiller. Bu daralmanın sınırlı kalacağını, çok belirgin olmayacağını ve 2023 yılı ilk çeyreği sonrası yukarı yönlü bir çıkış görülebileceği öngörüsünü taşıyoruz. Bu projeksiyondan baktığımızda 2022 yılını görece sınırlı bir büyüme ya da geçtiğimiz yıl değerlerinde kapatacağımızı, önümüzdeki yıl ise 2022’ye göre sektörümüzün yüzde 10’lar seviyesinde bir büyüme kaydedeceğini öngörüyoruz” dedi.

Yazarın Tüm Yazıları