Aile her şeydir

Değerli okurlar... Bu haftadan itibaren sizlerle Hürriyet Ankara ve hurriyet.com.tr’de pazar günleri buluşuyor olacağız. Benim küçük yaşlardan itibaren önemini kavramasam da sezdiğim, “aile” kavramından bahsedeceğim sizlere bu haftaki yazımda.

Haberin Devamı

Öğretilmiş olan bilgilerden ziyade, kendi yaşanmışlıklarımdan hareketle biraz kendi yaşantımdaki aile olgusundan, biraz da değişen çağ ile birlikte evrilen aile dinamiklerine rağmen ailenin kutsiyetinden konuşacağız. Keyifli okumalar diliyorum hepinize.

Aile her şeydir

BİR TOPLUMUN YAPI TAŞI AİLEDİR

Aile, bir toplumun en küçük ve çekirdek topluluğudur. Hepimiz ilkokul çağlarından beri bunu ezbere biliriz. Ama önemini ne derece kavradığımız, aileyle olan bağlarımız, her birimize özeldir. Çünkü hepimizin aile dinamikleri, bakış açısı, yetiştirilme tarzı farklıdır. Aynı şekilde hepimizin anne-baba ve varsa kardeş figürlerinin huyu suyu, bu yakınlarla olan yakınlık derecesi de farklıdır ve şahsa özgüdür. Ama gerçek olan bir şey vardır ki; doğduğumuz ilk andan itibaren bizi sarıp sarmalayan aile sıcaklığı, paha biçilmez bir hazinedir. Herkesin öyküsü bu kadar şanslı olamayabiliyor. Doğumundan sonra sokağa terk edilen, evlatlık verilen veya yetiştirme yurduna bırakılan binlerce çocuk var dünyada. Ama biliyor musunuz ki, ön yargıyı kırmayı bir kez başardıktan sonra bu çocuklar da çok sağlam temellere dayanan aileler kurabiliyor ve harika ebeveynler olabiliyor. İnanmak, istemek, geçmişte takılı kalmamak, öfkeyi değil sevgiyi seçmek önemli burada. Aile, sığınaktır. Aile, mabettir. Özellikle yaş alıp olgunlaştıkça, hele bir de ebeveyn olduktan sonra ailenin önemini daha çok anlıyor insan. O yüzden yazımı okuyan herkes lütfen bu kısmı bir daha okusun ve sahip olduklarının kıymetini bilsin. Yaşayan ebeveynlerinin elini öpsün, sevgilerini, saygılarını sunsun. Küçüklerine sevgisini göstermekten imtina etmesin. Sevgiyle yoğrularak büyüyen her çocuk geleceğin en aklı başında ve en sağlıklı birer bireyidir. Bunu hiç ama hiç unutmayalım...

Haberin Devamı

Aile her şeydir

Haberin Devamı

BENİM AİLE YAPIMDAN KESİTLER

Ben Balıkesir doğumlu; anne tarafından Balıkesirli, öz baba tarafından Adanalı, öz baba yerine koyduğum beni yetiştiren baba tarafından da Polatlı-Ankaralı olan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Öz babamla annem ben henüz 30 aylıkken ayrılmışlar ve her ikisi de sonradan tekrar evlenmişler. Öz baba yokluğunu hiç hissetmediğimi düşündüm bundan 3 yıl öncesine kadar. Taa ki gündelik hezeyanlardan sebep bir psikologdan yardım almaya gidinceye dek... Psikolog beyefendiden öğrendim ve tabii bununla da kalmayıp etraflıca araştırdım ki; “Bilinçaltı 18 aydan itibaren tüm bu ayrılık acılarını kaydeder ve yıllar boyu da saklarmış.” Bilmez idim. Zira beni büyüten, yetiştiren ve asıl sevgi ve beni yetiştirme emekçisi olan babam, bana hiç öz babamın yokluğunu hissettirmediği gibi, aile içinde de öz babama yönelik kötü bir söz hiç duymamıştım. Öz babam ile de yılda birkaç kez bir araya gelirdim. E o halde neden baba kaynaklı bir travmam olsundu ki? Ama işler öyle yürümüyormuş. Öz babanın erken çocukluktaki gidişini bilinçaltı “terk edilme” olarak işaretliyor, yaş aldıkça da bu duygu “terk edilme” veya “yalnız kalma” korkusuna dönüşüyormuş. Hayatımda hep özel ilişkilerimde ve arkadaşlıklarımda, karşı taraftan biraz soğukluk veya ilgisizlik gördüğümde, benim önce davranıp terk edişlerim bundan sebepmiş. “Bir daha terk edilme acısı yaşamamak için sen terk et” diyormuş bilinçaltım bana. Ben de otomatik olarak konuyu o tarafa çeviriyor, gereğini yapıyormuşum. Bu döngü hep tekrarlanmalı mı? Elbette hayır. Bu farkındalığa ulaştığınızda yani bunun çok eskiden bilinçaltına kazınmış bir travma olduğunu anladığınızda, bu döngüyü kırmak ve bu korkulardan özgürleşmek mümkün. Ben durumun farkına vardığımda günlerce, gecelerce hem annemi hem babamı affetme çalışmaları yaptım. Meditasyonlar, bilinçaltı temizlikleri, terapiler... Yazdım, yırttım, sonra yazdıklarımı yaktım, yastık yumrukladım. Öfkemi boşalttım. Sonra hepsine teker teker teşekkür ettim. Bana kattıkları, benim ben olmamı sağlayacak deneyimleri bana yaşattıkları için. Tüm bunları sevgiye dayanarak yaptığınızda ve ilahi akışa güvendiğinizde her şey kolaylıkla çözülüyor. Benzer hikâyelere sahip olanlarınız varsa, geçmiş travmalardan bağımsız hale gelmenin mümkün olduğunu bilsin. Nasıl kısmını herkesin bireysel hikâyesi eşliğinde birebir seanslarda konuşmak daha doğru ve etik olur.

Haberin Devamı

AİLE GİBİ DOSTLAR DA VAR

Bazen ailelerimizden muzdarip olduğumuzda veya ayrı düştüğümüzde bizi çepeçevre sarıp bağrına basan dostlarımız olur etrafımızda. Kendimizi yazımın en başında bahsettiğim aile sıcaklığı ortamında hissettiren dostlardır bunlar. Düzdür, dürüsttür, sevgiyle oradadır. Bir çıkar gütmez. Sizi sadece siz olduğunuz için, tüm eksik ve hatalarınızla ve tüm doğrularınızla kabul edip baş tacı eden dostlarınız varsa çok şanslısınız. Ömür boyu sadece manevi varlığına ihtiyacımız olacak bu dostlar her zaman var olsunlar.

AİLE BİREYLERİNİ AFFETMEK İÇİN İPUÇLARI

Ailenizde kırgın veya kızgın olduğunuz, affetmekte zorlandığınız bireyler var ise, işte size bağışlama yoluna girmenize yardımcı olacak birkaç ipucu:
1. Günlük tutmayı, meditasyon yapmayı veya dua etmeyi deneyin. Olayın kendisini, nasıl tepki verdiğinizi ve nasıl hissettiğinizi düşünün.
2. Size haksızlık eden kişiye bir mektup yazın; bunu göndermenize gerek yok ama duygularınızı ifade etmek, incinme ve hayal kırıklığından kurtulmanıza yardımcı olacaktır.
3. Kendinizi diğer kişinin yerine koyun. Empati kurmayı deneyin. Suçladığınız kişiyi, “Daha fazlasını yapamayan yaralı bir kişi” olarak görebildiğiniz zaman, öfke duygularınızın empati ile yer değiştirdiğine tanıklık edebilirsiniz.
4. Güvendiğiniz başka biriyle bu konuyu konuşun. Yardıma ihtiyacınız varsa, profesyonel bir terapist veya destek grubu da affetmek için çalışmanıza yardımcı olabilir.
5. Zihninizi sakinleştirmek için derin nefes alma, meditasyon veya yoga gibi rahatlama veya stres yönetimi tekniklerini deneyin.
Unutmayınız ki zaman ayırdığınızda affetmeyi öğrenebilirsiniz. Ve affetmeyi öğrendiğinizde, huzuru bulabilirsiniz.

Haberin Devamı

SEVGİ ALMA VE SEVGİ VERME MEDİTASYONU

Aile her şeydir

Vücut pozisyonunuz çok rahat edeceğiniz bir pozisyon olmalıdır. Bu en kolay uzanarak veya oturarak olacaktır. Odaklanmamıza yardımcı olması için, her zaman yaptığımız gibi dikkatimizi ve farkındalığımızı karın bölgesindeki nefesimize getirelim. Nefes alma duyumlarımızı fark ederek nefes alalım. Şimdi, kalbinde bizim için en iyisinin olduğuna gerçekten inandığımız birini aklımıza getirerek, tam bu noktada neşe pratiğine geçeceğiz. Bize nezaket ve destek veren birini düşünelim. Bu, şimdi tanıdığımız biri veya geçmişten biri olabilir. Bir arkadaş, aile üyesi, öğretmen, meslektaş... Sadece bir kişi seçin ve sanki tam önünüzde oturuyormuş gibi aklınıza getirin. Ve deyin ki “Sana gülümsüyorum.” Onun gerçekten sizin mutlu olmanızı ve tatmin olmanızı dilediğini hayal edin. Gelişen bir hayata sahip olmanızı istediğini düşünün. Gülümsemesinde, gözlerinde bunu size doğru ışınladığını hayal edin. Ve sonraki nefeslerinizde, bu iyilik niyetini içinize çekin. Birkaç nefes daha için bize değer veren bu kişiden gelen bu iyi, mutluluk, neşe dileğini gerçekten içinize çekin. Şimdi bu kişinin imajını bırakın, vücutta herhangi bir duygusal kalıntı olup olmadığına dikkat edin. Sonra sadece birkaç nefes için bu hislerin içinde gevşeyin. Bu destek ve mutluluk duygusuyla, artık bu neşe artışını başkalarına da yayabiliriz. Hayatınızda ekstra desteğe gerçekten ihtiyacı olabilecek birini düşünün; bir arkadaş, aile üyesi veya meslektaş. Ve yine, sanki tam önünüzdeymiş gibi onu canlı bir şekilde aklınıza getirin. Ve çok fazla hikâye, düşünce veya fikir olmadan, sadece bu kişinin gerçekten mutlu, tatmin olmuş, neşeli olmasını dileme deneyimini çağırın. Nefes alırken bu niyeti tutun. Ve nefes verirken, bu kişiye mutluluk, tatmin, gelişme dileyin. İki kez daha bu niyeti dileyerek nefes alın. Ve sonra göndererek nefes verin.
Şifa olsun! Sevgiyle...

Yazarın Tüm Yazıları